Paris Düşmeden Önce

16 Mart 2018 Cuma

Seçimler öncesinde artık bir komediye benzeyen “ittifak yasasını” tartışmak anlamlı mı, değil mi düşünüyoruz hep birlikte. Çünkü bu yasa var olan yüzde 10 seçim barajını tek bir parti için, MHP için sıfıra indiren özel bir yasa, MHP yasasıdır.

***

İttifak yasası, “Seçim kanunları temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir.” (Md. 67/5) diyen anayasaya da, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin “yüzde 10” barajını aşırı yüksek bulmakla beraber, “seçime giren bütün partilere uygulandığı için” eşitliğe aykırı saymayan (No.10226/03, paragraf 103) kararına da aykırıdır.

***

Konuyla ilgili bir AYM içtihadında da şöyle denilmektedir: “Hukuk devletinin tanımına giren birçok unsurdan biri de kamu yararı düşüncesi olmaksızın, başka deyimle, yalnızca özel çıkarlar için veya yalnızca belli partilerin veya kişilerin yararına olarak herhangi bir yasanın kabul edilmeyeceğidir. Buna göre, çıkarılması için kamu yararı bulunmayan bir kanun, anayasanın 2. maddesi hükmüne aykırı nitelikte olur ve dava açıldığında iptali gerekir.” (K. 1967/20)

***

Anayasanın temsilde adalet ilkesini vurgulayan maddesini de, “baraj her parti için eşit olmalıdır”ı vurgulayan AİHM içtihadını da bir yana bırakın, bu “gece yarısı yasasını” mantığınız alıyor mu? Önümüze konan bu tuhaf yasayla iktidarın bizimle alay ettiğini düşünmüyor musunuz? Evet, iktidar partisi, onun aklı evvel uzmanları bizimle, seçmenlerle, halkla alay ediyorlar. Peki, ne yapalım?

***

Muhalefet partilerine düşen, en kısa zamanda artık iki partinin özel çıkarları için çalışan, bunun dışında çalışmasına daraltılmış yürütme tarafından izin verilmeyen TBMM çalışmaları konusunda karar almaktır. Böyle bir karar her ne kadar Meclis’te onaylanmadan hukuki sonuç doğurmasa da halkın gözünde etkisi büyük olacaktır.

***

Belki de daha önemlisi ya da bütün bunların tamamlayıcısı, halkla seçmenlerle alay eden bu yasaya karşı, tüm muhalif vekillerin katılacağı “büyük halk kampanyası” düzenlemek, halka gerçekleri anlatmak için harekete geçmektir. Çünkü nihayet bu yasa açıkça seçmenlere “sizin hangi partiye ve nasıl oy vereceğinizi ben önceden kararlaştırıyorum” demekte, bir partiye verilmemiş oyları, seçmenin rızası olmaksızın o partiye armağan etmektedir.

***

Kuşkusuz seçimde eşitlik ilkesini bozan bu yasaya karşı ivedi olarak AYM’de dava açılmalı, yine ivedi olarak AİHM’ye başvurularak en azından eşitlik ilkesinin çiğnendiği, bu koşullarda yapılacak seçimlerin şaibeli olacağı, Türk hukuk sisteminin de bağlı olduğu bu en yüksek mahkemede kayda geçirilmelidir. Her iki mahkemenin içtihatları, eşitlik ilkesini öne çıkarmaktadır. AYM’nin kararlarının dinlenmediği eski deyimle kale alınmadığını, AİHM’nin hep geciktiğini biliyoruz ama tarih, kayıtlarla yarını hazırlar.

***

İktidar partisinin bu türlü etik, ahlaki kaygıyı bir yana bırakan ittifak yasası, artık kolay kolay elde edilemeyeceği anlaşılan yüzde 50 artı 1’i zorla elde etmek içindir. Bütün bu çabaların yeterli olmayacağını bilen iktidar partisi seçim sandıkları ile ilgili yeni düzenlemelerle işi fiziki zorbalığa kadar götürebileceğinin işaretlerini de veriyor.

***

Bu nedenle sandıkta ve sayımda “abrakadabra”yı önlemek için en etkili yöntem, muhalefet partilerinin kendi aralarındaki görüş ayrılıklarını bir yana bırakarak seçimlerin güvenliği için ‘ittifak’ kurmalarıdır. Muhalefet partileri “temiz bir seçim” istemini hayata geçirmek için birlikte örgütlenmelidirler.

***

Ünlü sözü günümüze uyarlamanın tam zamanıdır: Halkın gittikçe ağırlaşan zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi yoktur, AKP’nin ise kaybedeceği zorla edinilmiş koca bir dünyası var.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları