Terör, Kürt Sorunu, Savaş

22 Ağustos 2012 Çarşamba
\n

Otuz yılı aşkın bir zamandır süren, her gün biraz daha fazla can yakan terör, 12 Eylülün etkisinin görece azaldığı yıllarda çözümü tartışılmaya başlanan ama şimdi tıkanan Kürt sorunu ve nihayet Irakta teğet geçtiğimiz savaş tehlikesine bu kez balıklama atlamaya eğilimli bir iktidar.

\n

Yaşadığımız günlerin pek umut vermeyen tablosu böyledir.

\n

***

\n

Henüz savaş içinde değiliz. Bir dur diyen olmazsa doludizgin gittiğimizi artık cümle âlem biliyor. Emperyal güçlerin Ortadoğuda hız kazanan planları nedeniyle, bir fırsat yakaladığını düşünen PKK yeni bir aşamaya geçti; Suriyede kolayca gerçekleşen Kürt bölgesi onu heveslendirdi. Ama en önemli fark gözlerden kaçıyor: PKKnin konumu PYDnin konumu değildir. Türk devleti için PKK, daha çok Esada isyan edenlere benzer. İşte bu nedenle Kürt sorunu bir zamanlar her şeyin konuşulabildiği aldatıcı liberal dalgazamanlarındaki kadar, çözüm arayışlarındaki o sahte özgürlük zamanları kadar şanslı değil artık, Çözülmesin diyenlerin sesi iktidardaki milliyetçi damarın iyice kabarmasıyla birlikte artık daha gür çıkıyor.

\n

Terör, Kürt sorunu ve iktidarın heveslendiği, emperyal güçlerin evet bu iş senindir, ama yavaş yavaş dediği Suriye sorunu artık bir sarmal oluşturuyorlar.

\n

Tehlike büyüyor.

\n

***

\n

Başa dönelim.

\n

Aymazlık, körlük milliyetçiliğin doğasında var. Kürt sorunu ise bir kere daha milliyetçiliğin kurbanı olmak üzere. Çabalar bunun içindir. Eğer Türkiye bir savaşın içine sürülüyorsa, sürülecekse bu her alanda kendini gösteren milliyetçiliğin, şoven kışkırtmacılığın desteği olmadan olmaz.

\n

Milliyetçiliğin kaçınılmaz mütemmim cüzü ise, henüz çok cılız olan, siyasette, kitlelerde yeterli, güçlü bir destek bulamamış olan demokratikleşme çabalarının, mücadelesinin boğulması, antikomünizmin, her türden gericiliğin hortlatılmasıdır. Uzun süre özgürlüklerinden yoksun bırakılan tutuklularla, tutuklanan, yargılanan gazetecilerle, hak arayan, isyan ettikleri için hapsedilen gençlerle dayanışmanın, hukuk savaşının cılızlığı bunun göstergesi sayılabilir. Gerilemenin nedeni, pek çok liberalin iktidarın bilinen niyetlerini uygulamalarını gördükçe eyvahdediği, yükselen milliyetçi dalgadır.

\n

***

\n

Medyaya yönelen, dozu gittikçe artan saldırı bunun içindir. Başbakan’ın medyayı kendi tarafında olmaya çağırması, eleştiriyi bırakmaya özendirmesi, zorlaması. İçişleri Bakanının ağzınıza tıkarım o yazıları demesi, otosansürün zirveye çıkması, çok satan gazetelerin sus pus olması bundandır.

\n

Tehlikenin büyüklüğünü anlamak için kimi muhalif basında da milliyetçiliğin hız kazanmasına bakmakta yarar vardır. İktidarın pek çok politikasına şiddetle karşı olan bu medyada da demokrasi talebi milliyetçiliğin kara rengiyle bozulmaya başlamıştır.

\n

***

\n

Savaş tamtamları çalınca özgürlüğün, demokrasinin güvercini susar, mücadelenin kartalı sünepeleşir. Pratik gerçek, tarihi kendi bildiği gibi yazmayı sürdürür, peşinde koşanları yorgun düşürür. İnsanlığın gereksinimleri sisler arasında uzaklaşır, kaybolup gider.

\n

Çaresi gerçeği tanımak bilmek, onu değiştirme amacının peşinden koşmayı sürdürmektir. Gerçeği olduğu gibi, eğip bükmeden, ne kadar acımasız olduğunu bilerek görmekten kaçınırsak, eleştirinin oklarından kurtulmak için tam siper sahte, içi boşaltılmış kavramlara sığınırsak, egemenlerin, emperyal merkezlerin türettiği kavramlarla tanımlamaya kalkarsak kanlı bir savaşın içinde kaybolacak, mücadeleyi uzun bir zaman için yitireceğiz.

\n

O uzun zaman herkes için ağır, acılı, sancılı ve gerçekten uzun olabilir.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları