Yalan Dolan

30 Haziran 2013 Pazar

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Zeynep, “meşru müdafaa nasıl olur yeniden öğretin” diye başvurmuş fakülte yönetimine. Çünkü artık kimi yargıçlar fakültede öğrendiklerini ciddiye almıyorlar. Zamanın bile değil, günün ruhuna bakıyorlar. Vuranların kahraman, vurulanların suçlu olduğu bir hukuk düzeni kuruldu. Çocukluktan ergenliğe yeni adım atmış gençlere kameraların önünde topluca çullananlara ödül veriliyor. Yalan dolan, köşeye sıkıştırılmış zulmün tek silahı haline geldi. İşte bu nedenle Zeynep, en iyisi yeniden öğretmesinler, çünkü her şeyi yanlış öğretiyorlar şu sıralarda.

\n

***

\n

Aslında bu yöntemi keşfetmelerinin tarihi epeyce eskidir. Evren diktatörlüğü zamanında yoğun bir şekilde uygulandı. Bu ülkenin emperyalizme karşı çıkan gençlerine “şaki” adını takmaları, “şehir eşkıyası” demeleri bundandı. Gençleri büyük bir şevkle asarken, yaşı tutmayanın yaşını büyütmek onlara çok doğal geldi.
Sonra daha rafine işlere yöneldiler. Soldan çark entellerin desteğiyle kavramları altüst etme işine giriştiler.
“Solun devrinin kapandığını, sosyalizmin öldüğünü, kapitalizmin küreselleşme adı altında yeniden doğduğunu ve ebedileştiğini” büyük bir kendini beğenmişlikle, ukalalıkla ilan ettiler. Emperyalizmden söz edene güldüler, Turgut Özal marifetiyle paranın padişahlığını, monetarist dangalaklığın egemenliğini savundular.

\n

***

\n

Yaşadığımız günler, o zulüm zamanlarının tarlasında büyüyen dinciliğin pervasız talanının zirveye çıktığı, paranın padişahlığı ile dincinin sefil işbirliğine itiraz eden, yalan söylememekte direnen dindarların 6 saat sorguya çekildiği günlerdir. Artık yalanlar inceltilmiyor bile. Kıt zekâyla, olmayan akıllarına nasıl geliyorsa öyle söylüyorlar. Bunun nedeni halkı aptal yerine koymalarıdır. “Ne söylesek yutar bu millet” diye düşünüyorlar. Bin türlü yöntemle topladıkları kalabalıklara anlattıkları yalanların alkışlarla onaylandığını gördükçe “işte herkes yutuyor” diye böbürleniyor bile olabilirler.
Şimdi işte o nedenle yalana, yalanda ısrara hız verdiler. Meşru müdafaanın koşulları
Ethem Sarısülük davasında kitabına uyduruluyor, yargıç herkesin gördüğü cinayeti görmüyorsa bundandır. Her türlü eleştiriden korunmanın yolunu hukuklarının sonsuz esneyen tabiatında bulmaları da öyle, arkası gelecektir. Daha dün hani şu “askeri vesayeti kaldırıyoruz” kahramanlığı zamanlarında iptal ettikleri “ordunun toplumsal olaylarda kullanılması” olanağını işte şimdi yeniden devreye sokmadılar mı?

\n

***

\n

Peki işe yarar mı yalan dolan? Bu kadar yalanın hepsini bir anda söyleyen, şu son Lice olaylarını bile “Ergenekoncuların” çıkardıklarını söyleyebilecek kadar insaf ve izandan yoksun olanların ikna yeteneklerinin giderek azaldığını, daha da azalacağını söyleyebiliriz. Bundan böyle halkı da, karşılarında dikilen ve artık korku duvarını yıkmış gençleri de kandırmaları zor olacaktır.
Seçime kadar kullanmayı planladıkları
“terörü sona erdiriyoruz” manevrasındaki “barışçı” tezlerin çürüdüğünü görmek onları hırçınlaştırıyor. Büyük bir gürültüyle olağanüstü yetkili mahkemelerde yürüttükleri davalar da ayaklarına dolanıyor. Verdikleri kararların ipe sapa gelmezliği bir yana, Ergenekon davasında ne yapsalar kanıtlayamadıkları “terör”ü “nasıl kılıfına uydursak” telaşındalar. “Terörü tutturamadık ‘hükümeti yıkmaya teşebbüs’ diyelim olsun bitsin” havalarına girmeleri de bundandır. Üstelik bu suçlama yaygınlaştırılabilecek, “hayır” diyen herkese yöneltilebilecektir. Kurnazlığın yeni kılıfı budur. Evet ülkeyi yönetebilmek için ellerinde yalan dolandan başka yöntem kalmadı. Ve biliyoruz ki yalan dolanla ülke yönetmenin tek yolu zorbalıktır.
Yaptıkları da bu zaten.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları