Bilgisayarla Konuşmak…

14 Aralık 2014 Pazar

 “iPhone’daki konuş yazsın uygulaması artık çalışıyor farkında mısın?” Telefondaki sesi hemen tanıdım. 1990’ların başıydı. Bir grup yeni mezun bilgisayar mühendisi, “Ne tür projeler gerçekleştirelim” toplantısı yapıyorlardı. Toplantı öncesi eş-dosttan da öneri topluyorlardı. Bana da sormuşlardı.
O sırada, Cumhuriyet’te “Diyojen’in Sinop”u dizisini hazırlıyordum. Banda kaydettiğim söyleşilerimi deşifre etmek saatlerimi almıştı:
“Konuş yazsın diye bir program geliştirebilirseniz bence çok yararlı bir iş yapmış olursunuz.”
Önerim ilgilerini çekmiş yine de başka bir projeyi hayata geçirme kararı almışlardı. Telefondaki ses o toplantıda yer alan yazılımcılardandı.
iPhone’da son işletim sistemiyle birlikte “Konuş yazsın” yazılımına Türkçe desteğinin geldiğini, programın oldukça iyi çalıştığını söylüyordu. Android işletim sistemi için benzer bir uygulama zaten aylar önce çıkmıştı.
“Peki, test ettiniz mi? Yazılımı başarılı mı?”
diye sordum.
“Ettik. Kullanımı gayet rahat. Klavyenin hemen yanındaki mikrofon tuşuna basıp konuşmak yeterli. Telefon söylenenleri hemen yazıya döküyor. Oldukça başarılı.”
Biz de her iki yazılımı gazetede test etmeye karar verdik. Gazetecilerin teknolojiden beklentileri biraz farklı olabiliyor.
Önce ios ve android işletim sistemleriyle çalışan iki telefonu, televizyonun önüne koyduk. Yazılımlar, televizyon haberlerini yazıya dönüştürebilecek mi diye merak ediyorduk. Sonuç, başarısız.
İkinci teste geçtik: Bu kez yazılımlar kaydettiğimiz bir söyleşiyi metne dönüştürebilecek mi diye merak ediyoruz. Sonuç, yine başarısız.
İki tümce söyleyip bunların yazıya dökülmesini beklediğinizde her iki yazılım başarılı sonuçlar veriyor. Ancak beklemeyip konuşmayı sürdürdüğünüzde yazılım bazı tümceleri yok sayıyor. Ne diyelim, zamanla düzelir.
Konuşma teknolojileri hızla gelişiyor. Henüz olgunlaşmış değiller. Ancak olgunlaştıklarında dijital dünyada yeni bir sıçrama yaratacaklar. Google kendi “ses tanıma” yazılımını “arama” ve “çeviri” programlarında kullanmaya başladı bile. Telefonunuza Türkçe bir tümce söyleyip bunun farklı bir dilde seslendirilmesini sağlayabiliyorsunuz. Bazı taksi şoförlerinin bu uygulamayı etkin bir şekilde kullanmaya başladığını söyleyebilirim.
“Dijital asistanlar” da ilginç. iPhone’un Siri’si, Google’ın “Google Now” uygulaması ve Windows’un “Cortana”sı daha şimdiden rekabet halinde.
Bu yazılımlara henüz Türkçe desteği gelmedi. Ayrıca olgunlaşmış da değiller. Fakat uzmanlar “durum bir iki yılda değişebilir ve dijital asistanlar hayatımızın önemli bir parçası haline gelebilir” diyorlar.
Bir bakmışsınız, bu yıl özgün senaryo dalında Oscar ödülü alan Spike Jonze’nin “Her” filmindekine benzer bir “dijital asistan” çıkmış karşımıza. Filmde Theodore, bilgisayarına yüklediği yapay zekâ programı “Samantha”ya (Scarlett Johansson) âşık oluyor. İlginç bir aşk.
Filmde oldukça inandırıcı bir şekilde anlatılmış. “Ekşi Sözlük”te filmle ilgili okuduğum yorum beni gülümsetiyor:
“O teknoloji gerçek olsun, kimseye bakmam.”
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları