Demokrasi Sınıfta Kaldı

26 Ekim 2011 Çarşamba
\n

Fenerbahçe Spor Kulübü, ulusal savaş yıllarından bugünlere gelmiştir. Bir anlamda devrim karakterine sahiptir. O yılların futbolcuları, kramponları ile savaşın içinde yer almıştı. Resmi tarihte yazılı olmamasına rağmen, bilinir ki Atatürk de Fenerbahçeyi takdir etmiş ve Fenerbahçeli olmuştur. Yıllar sonra Fenerbahçe Cumhuriyeti sıfatı bu nedenle konulmuştur. Yıllardan beri laik, demokratik ve sosyal bir kulüp olma özelliğini sürdürmüştür. Kongreleri, seçimleri hep demokratik ortamda gerçekleştirilmiş, yerenler de olmuş, yüceltenler de olmuş, aksi fikirdekiler birbirleriyle zorlu fikir tartışmalarına da girmiştir. Fenerbahçe tüzüğünde yazılı ikinci bir organ vardır. Hem de isminin başında yüksek sıfatı olan. Yüksek Divan Kurulu 25 yıllık üyelerden kurulur. Bir anlamda okumuşlar meclisi, senato. Bu organ bir öneri organıdır. Bir benzeri yoktur ülkemizde. Seçimi ve yönetimi ayrıdır ama Fenerbahçe Kulübüne bağlı olarak görev yapar. Görevi denetimdir. Tüzükte, Yüksek Divan Kurulunun iç denetim organı olduğu, mali, sportif ve idari işlerde inceleme yapacağı ve sonuçları Fenerbahçe Yönetim Kuruluna bildireceği yazılıdır. Son söz Yönetim Kurulunundur. Yani karar organı Fenerbahçe Yönetim Kuruludur.

\n

Hal böyle iken, bu denetim organının, son yıllarda yozlaştığı gerçeğini görmezlikten gelmenin olanağı kalmadı. Çünkü, esas görevlerini gerçekleştirmekten uzaklaşmış görünüyor. Belirli dönemlerde yemekli toplantılar düzenlemenin dışında pek dişe dokunur bir işlev yerine getirmiyor. Demokrat yapısı da tamamen değişti. Demokrasinin en önemli özelliklerinden biri olan, karşıt fikirlerin tartışma ortamını sağlayan konuşma özgürlüğünün kısıtlanması önemli bir konu. Örneğin; aman futbolcuyu eleştirmeyin, çünkü futbolcunun morali bozulur. Aman bütçeyi eleştirmeyin, bu hususta soru sormayın, borsada dalgalanma olur. Aman yönetimi eleştirmeyin. Hele hele sponsor firmalara hiç dokunmayın. Peki geride ne kaldı? Bu durumda üyeler de mikrofon başında saçma sapan olayları ve hatta kendi hayat hikâyelerini anlatmaya başladılar. Pek de haksız değiller bu konuda. En son toplantı geçen cumartesi gerçekleşti. Daha başlangıçta Divan Kurulu Başkanı oturumu açarken suya sabuna dokunmayan sözlerin konuşulmasını önerdi ve toplantı bu öneri doğrultusunda yürütüldü. Sadece bir kişi önerinin dışına çıktı. Eski Fenerbahçeli bir hatip olan rahmetli Orhan Ergüderin oğlu, Selim Ergüder ilk kez mikrofon başına geçerek bir konuşma yaptı. Başlangıçtaki sözleri, üyeler tarafından takdir edilirken konuşmasının sonunda Farkında mısınız? Aziz Yıldırımı putlaştırıyorsunuzdeyince toplantı, elektrikli bir hava içine girdi ve tepkiler üzerine Ergüder de konuşmasını bitirmek zorunda kaldı. Böylelikle demokrasi, sınıfta kalmış oldu. Atatürkün Fenerbahçesi’ne yakışıyor mu bu durum?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Olmaz.. Olmaz... 6 Kasım 2012

Günün Köşe Yazıları