Hikmet Çetinkaya

Soner Yalçın'ın Samizdat'ı...

03 Mayıs 2012 Perşembe
\n\n\n

Soner Yalçın hesaplaşıyor...\n

\n

Kendisiyle mi?\n

\n

Hayır!\n

\n

Gazetecilikle hesaplaşıyor, liboş tayfayla, rüzgârgülleriyle, adaletle.\n

\n

Bir dik duruşun öyküsü Sonerin Silivride yazdığı Samizdat(Kırmızı Kedi Yayınevi) kitabı.\n

\n

Ben de bir solukta kitabı okuyanlardanım...\n

\n

Kitabı okurken o bilindik gazetecileri, yani dönek takımını bir bir gördüm! \n

\n

Kimlikleri bilindik!\n

\n

Vahşi kapitalizmin güler yüzü küreselleşmenindestekçisi gazeteciler.\n

\n

Kitabı okurken Sonerin faili meçhul cinayetler, JİTEM, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, Susurluk çetesi, MİT, Cem Ersever hakkında yazdığı kitapları geldi aklıma.\n

\n

Hepsini okumuş, kimi yazılarımda alıntılar yapmıştım...\n

\n

***\n

\n

Soner yaşamı boyunca demokrasiyi, özgürlükleri savundu.\n

\n

Samizdat, üzerinde durulması ve çok tartışılması gereken bir kitap.\n

\n

İşlek bir kalem, akıcı bir biçem...\n

\n

Elime aldım ve bitirinceye dek uyumadım...\n

\n

Soner Yalçının çığlığını duyan oldu mu medyada?\n

\n

Elbet oldu ama o denli fazla değildi sayımız...\n

\n

Korku iliklerimize dek sinmişti!\n

\n

Zindanlarda çok öykü, roman, şiir, günlük yazıldı bugüne değin.\n

\n

Dönem dönem farklıydı...\n

\n

Sonerin başına ne geldiyse dik duruşundan ödün vermeyişinden geldi.\n

\n

Dik durdu boyun eğmedi!\n

\n

Odatv iddianamesini baştan sona okuduktan sonra hukukçu arkadaşlarıma sordum:\n

\n

Soner ve arkadaşları gazetecilik dışında bir şey yapmamışlar... Nasıl olur da örgüt üyesi oluyorlar?\n

\n

Hukukçuların tümü aynı yanıtı verdi:\n

\n

Oluyor işte!\n

\n

***\n

\n

Serin bir ilkyaz gecesi...\n

\n

Soner Yalçının son kitabı Samizdatı okuyup bitirdikten sonra masamın üzerine koyup kendi kendime sordum:\n

\n

Gerçeklere dayanacak gücümüz var mı?”\n

\n

O anda aklıma Tadeuz Rozewiczin dizeleri geldi:\n

\n

Birbirlerine işkence ediyorlar sakatlıyorlar / sessizlikle sözcüklerle / sanki yaşayacakları başka hayatları / varmış gibi...\n

\n

Hayatla vicdan arasında bir ilişki vardır...\n

\n

Zaten yaşam böyle ivme kazanır, vicdanı ve duyguları örselenmiş insana insan denilemez.\n

\n

Soner, vicdanı ve duyguları olanlara sesleniyor demir parmaklıklar arasında.\n

\n

İntikam duygusuyla beslenenlere değil...\n

\n

Hayata sesleniyor, öç alma duygusuyla beslenenlere değil...\n

\n

Soner Yalçın, gerçeklerle yüzleşirken birey olmanın onurunu yaşıyor.\n

\n

Elbet bu anlattıklarım kimi sözde aydınlar, gazeteciler için değil.\n

\n

Soner yürekleri manda gönünden olanlara seslenmiyor.\n

\n

Soner, yaşadığımız acı yılların tanıklarındansadece birisi.\n

\n

***\n

\n

Yaşamın o çiçekli dallarına, insan sevgisi olanlara, demokratik ve özgür bir Türkiye içinde yaşamak isteyenlere.\n

\n

Hoyratlığa, acımasızlığa, candaşlara, yandaşlara, dindaşlara değil!\n

\n

Dönem muhbir yurttaşve muhbir gazeteci dönemi, CDler, bilgiler, belgeler sanık avukatlarına ulaşmadan malum medyanın manşetlerinde.\n

\n

Soner tarihe tanıklık ediyor bu yüzden!\n

\n

Gazetecilerle hesaplaşıyor açık açık!\n

\n

Onların sesi soluğu çıkmıyor!\n

\n

Kapkara vicdanlarıyla ortalıkta dolaşmaktan utanmıyorlar!\n

\n

Samizdat, zindan güncesi değil, yaşamın haritası...\n

\n

Roman tadında...\n

\n

Rusyadaki olağandışı dönemlerde, sansürden kaçırılıp basılan kitaplara Samizdatadı verilirdi.\n

\n

Soner Yalçın bir yılı aşkın süredir içeride... Suçu büyük:\n

\n

Terör örgütüne üye olmak, halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik etmek!\n

\n

***\n

\n

Kitabı bitirince bir tuhaf duyguya kapıldım... Balkona çıkıp bir süre gökyüzüne baktım.\n

\n

Binlerce gecenin içinde uyku bir su serinliğine bürünmüştü...\n

\n

İlkyaz sürgün veriyordu...\n

\n

Gece parçalanır gibiydi sodamsı bir siyaha ve maviye...\n

\n

Aydınlığın doğum gününü bekleye bekleye yorulmuştum artık.\n

\n

Samizdatı yeniden elime alıp kapağına baktım bir süre...\n

\n

Evet bu kitabı mutlaka ama mutlaka alıp okuyun!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları