Hikmet Çetinkaya

Suikastçı...

22 Aralık 2016 Perşembe

Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’a suikast düzenlendiğini öğrendiğimde “Eyvah” deyip, Rusya’nın ne yapacağını düşündüm...
Bir süre sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın telefonla konuştuğunu öğrendik...
Beklenen olmadı, Erdoğan ve Putin eylemin bir terör örgütü tarafından yapıldığını açıkladılar...
Ortak çalışmayla bu suikastın arkasında olan güçlerin peşini bırakmayacaklarını tüm dünyaya duyurdular.
Bu kez sağduyu öne geçmişti...
Ulus olarak rahat bir nefes aldık...
Çankaya Belediyesi’nin “Çağdaş Sanatlar Merkezi”ndeki bu “kanlı oyunu” yazan ve sahneye koyan güçler kimlerdi?
Bu soruyu yanıtlamak için henüz çok erken ama bir saptama yapabilirim...
Türkiye-Rusya ilişkilerini bozmayı amaçlayan bir gerçek olarak önümüzde duruyor.
15 Temmuz’da Türkiye’yi kana bulayan, kanlı darbe kalkışması yapan FETÖ’cüler, onlara yardım eden iç ve dış güçler, karanlık odaklar olabilirdi Rus Büyükelçisi’ne bu alçak saldırıyı düzenleyenler...
O geceyi anımsadım dün sabah...
Türkiye’yi askeri darbeyle yıkmaya çalışanlar FETÖ’cü değil miydi?
Yaptıkları “kaos yaratma” planını şimdi bir suikastla hayata geçirmek isteyebilirlerdi...
Sökeli çevik kuvvet polisi Mevlüt Mert Altıntaş, Karlov sahneye geldiğinde kürsünün arkasında duruyor. Siyah takım elbise, beyaz gömlek giymiş, siyah kravat takmış. Karlov’un yakın koruması görünümünde.

***

Karlov konuşmaya başladıktan sonra, silahıyla bir el havaya ateş edip ardından Karlov’a yöneliyor. Karlov ağır yaralanıp yere düşerken suikastçı tekbir getirip önce bozuk bir Arapça, sonra Türkçe bağırıyor:
“Biz cihada biat ederiz.”
Silahını yeniden Büyükelçi’ye doğrultup altı el ateş ediyor.
Salonda panik yaşanıyor, konuklar koltukların arasına yatıyor...
Bu tümce El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra cephesinin propaganda videolarında kullanılıyor. Ardında yine Türkçe şöyle diyor:
Halep’i unutmayın, Suriye’yi unutmayın. Beni buradan ancak ölüm alır.”
Polis salona geliyor. Çatışma çıkıyor. Suikastçı vurularak öldürülüyor güvenlik güçlerince.
Dün sabah Cumhuriyet’in arşivinden 2003’teki İstanbul katliamında neler olup bittiğini anlattığım yazımı bulup okuyorum.
İşte 6 Aralık 2003 tarihli yazım:
“Kamuoyunun HSBC bombacısı olarak tanıdığı 47 yaşındaki intihar eylemcisi İlyas Kundak, 1980 yılında 30 yaşındaFETÖ’cü olmuş... ”
2003 yılındaki o fotoğrafa iyi bakmak gerekir. Rusya yönetimiFETÖ’nün tüm okullarını 2008 yılında kapattı ülkesinde. Bazılarını devletleştirdi.
Başta belirttiğim gibi Putin’in önerisiyle Türk ve Rus istihbarat birimlerinin ve savcılarının ortak bir çalışma yapacaklarını Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklıyor.
FETÖ’cü gazete Today’s Zaman’ın eski Ankara Temsilcisi Abdullah Bozkurt’un suikasttan 3 gün önce attığı tweet’te “Büyükelçilerin bundan böyle güvenliği yok” demesi büyük önem taşıyor.
Bu tweet’in ardından suikastın Ankara’nın göbeğinde yapılmasının bir anlamı var elbet!
Komplo teorisi değil yazdıklarım...
FETÖ’nün “uyuyan hücreleri” uyanmış olmasın!..
Katliamcı 2.5 yıldır Ankara’da görev yapıyor. İlişkileri bir hayli karışık ve FETÖ’yü işaret ediyor.
Amerikan filmlerinde gördüğümüz suikastçılar gibi. Oldukça sakin. Cesaretli ve iyi silah kullanıyor. Polis olmadan önce bu işler için eğitim almış olma olasılığı yüksek.
13 yıl önceye gidelim...
2003 yılındaki İstanbul’daki HSBC bombacısı İlyas Kuncak, 1980 sonrası FETÖ’cü olmuştu. O zaman 30 yaşındaydı. 17 yıl sonra katliam bombacısı olarak karşımıza çıktı.
Canı pahasına o ölümcül katliamı yaptı.
Katliam buyruğunu kim vermişti, öğrenilmedi...

***

Dediğim gibi, yazdıklarım bir komplo teorisine dayanmıyor. Ben bu olayı “terörist” başlığıyla 6 Aralık 2003 tarihinde köşemde şöyle yazmıştım:
“Fotoğraflara bakıyorum...
30 yaşında Fethullah Gülen’in Nur cemaatine giren İlyas Kuncak bu eylemi gerçekleştirmiştir... ”
Yazının bir başka bölümü:
“Bugün yaşananlar insanı tedirgin ediyor. Türkiye’nin küresel terörün içine düştüğü başkent Ankara’da konuşuluyor. ”
Tüm sorun Suriye’deki teröristler. Amaç terör grupları, Ortadoğu bataklığının kurutulması...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları