Antalya’da üç gün boyunca keyifli bir TSYD Semineri geçirdik, dönüş için havaalanındaydık, bavullarımızı bıraktık, bekleyişe koyulduk. Çok kalabalıktık, 80-90 kişi kadar. Türkiye Futbol Federasyonu, bu sırada kulüp başkanlarıyla toplantı halindeydi. İstanbul dışında olmamıza karşın gözümüz kulağımız bu toplantıdan çıkacak karardaydı. Arkadaşlarımızdan birinin telefonu çaldı, karşısındaki kişiyle yaklaşık 10 dakika kadar konuştu. Telefonu kapattıktan sonra aldığı haberi bizlerle paylaşmaya başladı:

“58. madde değişmiyor. Ancak, müsabakanın sonucunu etkilemeye çalışan kulüplerin, fiilin ağırlığına göre maç başına minimum 12 puandan başlamak üzere puanları silinecek. 2 ve daha fazla maç için -12’nin katları uygulanacak. Şike ve teşvik eylemlerine karışan kulüplere ağır para cezaları verilecek. Yine şike ve teşvik primi olaylarına müdahil olan ekipler, gelecek sezon Avrupa kupalarına katılamayacak. Yani; PFDK eğer kulüplere ceza verir, onların itirazları da Tahkim Kurulu’ndan dönerse adı geçen ekipler, hem bu sezon, yollarına devam ediyorsa hem de gelecek sezon Avrupa’dan men edilecekler. Bir karşılaşmada şike yapıldığının tespit edilmesi halinde; bunu gerçekleştiren takımın o maçlık yayın geliri rakip ekibe verilecek. Eğer her iki takım da şike olayına karışmışsa tüm gelir TFF’ye aktarılacak. Bir kulübün şike ve teşvik olaylarına karıştığı belirlenirse varsa kazandığı kupa ile başarı primleri geri alınacak. TFF ve Süper Lig kulüplerinin aldığı bu kararlar için 26 Ocak’ta Ankara’da yapılacak Olağanüstü Genel Kurul’da önerge verilecek. Oylama sonucu karar kesinleştirilip, hızlı bir şekilde uygulamaya geçilecek. Mart ayı sonuna kadar süreç bitirilecek. PFDK, kulüpler ve kişiler hakkındaki kararını verecek. İtiraz eden ekipler Tahkim Kurulu’na başvurusunu yapacak. Süper Lig Play - Off’larından önce kesin cezalar verilecek ve süreç noktalanacak.” Hadi buyrun. Herkes fikrini söylemeye başlıyor, ancak orta noktada birleşme yok, her kafadan ayrı sesler çıkıyor.

Uçağa biniş için çağrı geliyor. Geçip oturuyoruz yerlerimize. F.Bahçe’nin tepkisi merak konusu. İstanbul’a bir saatte gidiyoruz. Peki ya bundan sonrası? Anadolu Yakası’na geçiş maceramız 3 saati buluyor. İşkence değil de ne?

Dün sabah erken saatte başlayan Yüksek Divan Kurulu toplantısına katılım fazla oluyor. Nihat Özdemir kürsüde uzun bir konuşma yapıyor. Aziz Yıldırım olmazsa geleceğin başkanı diyorlar kendisine. Özdemir’in konuşmasının özeti: “Geride bıraktığımız yıl muhteşem sportif başarılar yaşadığımız, başta 5 takım sporu olmak üzere mücadele ettiğimiz tüm branşlarda tarih yazdığımız bir yıl olarak akıllarımıza ve gönüllerımize kazınmıştır. Diğer yandan, 2011 yılının ikinci yarısından itibaren yaşanmaya başlayan malum süreç, Türk futbolu’nu son derece olumsuz etkilemiş olup, gün geçtikçe daha da büyüyen bir kaosun içine sürüklemiştir. Kulübümüzün bu süreçte maruz kaldığı haksız suçlamalar ve saldırılar camiamızı derinden yaralamıştır. Özellikle son yıllardaki büyük gelişimimiz ve atılımlarımızdan rahatsız olan bir takım çevrelerin, bu çıkışımızı engelleyebilmek adına futbol sisteminin kaosa girmesini dahi göze alarak yazdıkları senaryonun uygulanması,Türk Sporu’nu büyük bir çıkmaza sokmuştur. Açık yüreklilikle söylüyorum; “Fenerbahçe camiası bu yapılanları unutmaz ve unutmayacaktır” Şu yaşanılanlara bakın. Artık gülüp geçiyorum. Her şey oldu çorba. 3-4 gün daha bekleyelim, ortam nasıl şekillenecek göreceğiz.”

Futbol oynamak zor iş

F.Bahçeli futbolcuların yerinde olmak istemem. Kafaları karışıktı, şimdiden sonra ikiye katlandı. Her biri ekmek paralarını buradan karşılıyor olsalar da yaşananlar çoğunluğunu işinden soğutmadı değil. Dün gece önce tribündeki ‘12. adam’ın muhteşemliğinden, sonra da F.Bahçe’nin özellikle ilk 25 dakikadaki akıl dolu futbolundan söz etmek istiyorum. Doğrusunu söylemem gerekirse; uzun zamandır böyle bir tabloyla karşılaşmamıştım. Ancak Sarı - Lacivertliler, enerjilerini çabuk tüketiyor. Ayarlayabilseler hiç sorun yaşamayacaklar. Bu, lütfen bir eleştiri olarak algılanmasın. Eleştirinin de yeri ve zamanı olduğunu biliyorum. Alex’in ilk golü tamamen kurnazlığından. Volkan’ından, en uçtaki Stoch’una kadar, herbirine akıttıkları alın teri için kocaman bravo. Kayserispor diye bir takım sahada var mıydı, tartışılır. En ufak ışık almadım. Puan kazanmaları imkânsızdı. F.Bahçe Kadıköy’de galibiyetlerine devam ediyor. ‘Tebrikler’ demekten başka aklıma gelen sözcük yok.

\n\n