Hilmi Türkay

Şaka Gibi!

19 Şubat 2012 Pazar
\n

Yazıma Ulu Önder Atatürkün Türk Kadını için söylediği sözlerle başlamak istiyorum: * Bizim toplumumuzun başarı gösterememesinin sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ihmal ve kusurdan doğmaktadır. * Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye değersin. * Kadınlarımız erkeklerden daha çok aydın, daha çok feyizli ve daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar. * Şuna inanmak lâzımdır ki, dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir. * Bilinmektedir ki, her safhada olduğu gibi toplum hayatında dahi görev bölümü vardır. Bu genel görev bölümü arasında kadınlar kendilerine ait olan görevleri yapacakları gibi aynı zamanda toplumun refahı, saadeti için gerekli olan genel konulara dahi dahil olacaklardır. * Bir toplum aynı amaca bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümez ise ilerlemesine teknik olarak imkan ve bilimsel olarak ihtimal yoktur. * Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde Anadolu köylü kadınının üstünde kadın mesaisi zikretmek olanağı yoktur. * Büyük Türk kadınını çalışmalarımıza ortak yapmak, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, Türk kadınını bilimsel, ahlaki, sosyal ve ekonomik hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve destekçisi yapmak yoludur. * Kadınlarımızın genel görevlerde paylarına düşenlerden ayrı olarak kendileri için en önemli, en hayırlı, en erdemli bir vazifeleri de iyi ana olmaktır.

\n

Peki bugün? Maalesef çok vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Hemen her gün yaşanan olayların binlercesinden sadece ölüm ve sakat kalmasıyla sonuçlananlar basına yansımasına rağmen yine de gazetelerde kadına yönelik şiddet haberlerinin yer almadığı an yoktur. Kadının yaşadığı şiddet; zihinsel, cinsel, fiziksel ve duygusal sağlık sorunları yaşamasına neden olmaktadır. Sağlıklı olmayan kadın; sağlıklı nesiller yetiştiremez. Aynı zamanda da çocukluk döneminde şiddete tanık olan biriyse hayatının her alanında ümitsizlik, depresyon, suçluluk, ambivalan (nefret) duygularla yaşamaya devam eder. Neden açımız hep farklı, demek ki farklı bir aynadan bakıyoruz. Oysa hayat eşit. Kadınların da elleri, ayakları, gözleri var. Kitap okuma, yürüme, gezme, sinemaya gitme gibi özgürlükler, hakları değil mi? Toplum olarak bazı şeyleri aşmalıyız. Soruyorum, acaba hangi yüzyılda yaşıyoruz ?

\n

Milyonlarca çiçek vardı

\n

Saracoğlu, çicek bahçesiydi. Ne kadar güzel ortam yaratmış kadınlarımız. Bir suç mu işliyorlar, hayır, desteğe gelmişler. Her yer rengarenk. Şarkılarıyla, türküleriyle, ellerinde bayrakları, kimisinin yanında çocuğu; eşlerinin, sevgililerinin yerini almışlar, maçın heyecanını yaşıyorlar, eğleniyorlar. Küfür ediyorlar mı; eh, arada. Rahat bırakalım bu insanları. Baskı her zaman zarar verir. Hepsi sorumluluklarını iyi biliyorlar. Vurma, kırma neyin nesi? Yapmayın beyler, kıymayın bu değerlere.

\n

Futbolda kadro zenginliğinin bana göre hiç önemi yok. Çalışmak, istemek, kazanma hırsı her şeyden önemli. Maçta ilk bölüme bakıyorum, sahanın her yerinde basan, koşan, mücadele eden, pozisyonlara giren, iki de gol atan, sonra fazlasını arayan başarılı bir Kırmızı - Beyazlı 11...

\n

F.Bahçe ne yaptı? Haftalardır aynılar. Bir çok ismi topa vuracak durumda değil, Sow hani Şov yapacaktı. Tamam, henüz erken ama yoksa bizlere Güizayı mı aratacak? Stochun yokluğu hissedildi. Yerine oynayan Dianın istekli olacağını düşünmüştüm, yanıldım.

\n

İkinci bölümde Pedriel müsait durumda yani 3 pastan golü atamadı. Fileleri havalandırsa belki Sivasspor maçı alıp, götürecek. Hani bir söz vardır, Atamayana atarlar diye. F.Bahçeliler peş peşe 3 gol birden buldu. Şaşırmamak mümkün değil, şaka gibi. Böyle maçlar ender yaşanır. Ben yaşadığım için mutluyum ama şurası da bir gerçek ki; şans her zaman bu kadar F.Bahçenin yanında olmaz.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Heba olan 1 yıl daha 13 Mayıs 2024
Bu iş bitti! 7 Mayıs 2024
Umut var mı? 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları