Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
GIEC Başkanı: Ülkeleri Yönetenlerİklim Bilimini Mutlaka İzlemelidirler
Açlık denilen insanlık ayıbı gezegenimizin yabancısı değil. Uzun bir geçmişi olduğu söylenebilir. Ama daha da vahim olan, bu insanlık ayıbını bir daha gelmemek üzere tarihe gömmeyi başaramamamızdır. O kadar ki, kuraklıklara koşut olarak dünyanın şurasında burasında patlak vererek yüz binlerce insanı yok eden açlığın yanı sıra, sayıları milyara yakın kronik açlık da gezegenimizin kötü kaderleri arasında. Daha da şaşırtıcı olan şu ki, şimdiye değin insanlık açlığı durduracak, giderek kökünü kazıyacak çareyi de üretmiş değil.
\nOn beş yirmi gündür Afrika’nın boynuzu olarak adlandırılan bölgede yaşayan yüz binlerce insan, en ilkel koşullarda açlıkla savaşıyor. Kenya, Somali, Etiyopya ve Cibuti’de insanlar, altmış yıldan bu yana benzeri görülmeyen ölümcül bir açlılığın tehdidi altında. Buna karşılık dünya zengini G20 tarafından örgütlenen fonlar harekete geçirilemiyor. Acil yardımlar bölgeye ulaşmakta zorlanıyor. Uluslararası ajansların haberlerine göre, Afrika’nın boynuzunda 10 milyon insan, ölümcül açlıkla karşı karşıya. Ölen çocukların sayıları bilinmiyor. Buna karşılık bölgenin kurak topraklarında hububat rekoltesinin yüzde 50 gibi bir kayıpla karşı karşıya olduğu. Somali’nin güney bölgelerinde çocukların yüzde 80’i açlıktan ölmenin eşiğinde.
\n***
\nBM Tarım ve Gıda Örgütü (FAO) 25 Temmuz 2011’de Roma’da zengin ülkeleri bu büyük afete karşı acil yardımı örgütlemeye çağırdı. Ne ki zaman kısıtlı ve yardım fonlarının harekete geçirilmesi, yerine ulaştırılması kolay değil. Özetle, onca deneyime karşın, bu kez de açlık bölgelerine acil yardım başarılı olmamıştı. Oysa söz konusu olan, 500 bin çocuğun açlıktan ölümünün önlenmesiydi. Anlaşılan o ki FAO’nun 192 ülkenin katılımı ile 2000 yılında dünyadaki açlığın yarıya indirilmesi hedefi başarıya ulaşamamış, tam tersine, bugün dünyadaki açların sayısının milyarın kapısına dayanmasına seyirci kalınmıştı. Aralarında zora düşmüş bir ülkeyi kurtarmak için bir iki ay gibi kısa bir sürede milyarları bulan yardımı acilen örgütleyenlerin, ne yazık ki açlık konusunda aynı duyarlılığı gösterememeleri hazindir. “Doğal” dediğimiz felaketlerin artan sayısının başsorumlusu ise uzun zamandan bu yana kimse için sır değil. Küresel ısınmayı tetikleyenin, sera etkili gaz salınımları olduğu da keza kimsenin saklısı değil. Ancak yıllardır düzenlenen ve iklim değişikliklerinin başsorumlusu sera etkili gaz salınımlarının azaltılmasına yönelik iklim konferanslarının konuyla ilgili hiçbir somut adım atmadan olayı savsaklayıp, çözümü başka baharlara ertelemeleri de kuşkusuz rastlantı olmaktan uzak. Bu konuda en büyük engel, konunun uzmanlarının da işaret ettiği gibi kutsal liberal ekonomidir.
\n21 Temmuz 2011 tarihli Le Monde’da hükümetler arası uzmanlar grubu GIEC’in 22 Haziran’da Brest’te toplanarak 2014’te yayımlanacak 5. raporun hazırlanmasında GIEC’e karşı sürdürülen gözden düşürme kampanyaları, bizzat uzmanlar grubunun başkanı Hindistanlı Rajendra Pachori tarafınan sözü geçen gazetede yapılan söyleşide sert biçimde eleştirilmiştir. Örneğin GIEC’e karşı sürürülen kampanyalar arasında üç bin sayfalık raporda yer alan binlerce veri arasında, Himalayalar’ın buzullarının 2035’te yok olacağı öngörüsü araştırmanın tümünü suçlamaya yetmiştir. Oysa Himalayalar’la ilgili öngörü üstelik GIEC’e de ait değil, ‘Doğa İçin Küresel Fon’ kuruluşuna aittir. GIEC’İ gözden düşürmeye yönelik suçlamalar salt bununla sınırlı değil. Örneğin Sunday Telegraph, GEC başkanının lüks içinde yaşayan bir milyoner olduğu, kendisine 1000 dolarlık ısmarlama kostümler diktirdiğiyle ilgli haberler yayımlamıştır. Ancak gazete, başkanın bütün bunların doğru olmadığıyla ilgli tekzibini de yayımlamamıştır. Oysa açılan davada her şey ortaya çıkmış, başkanın terzisi elbisenin 1000 dolar değil, sadece 43 dolar olduğunu kestiği faturayla ispat etmiştir. Bu arada gazete başkanın avukatlarına 63 bin avro ödemek zorunda kalmış, ayrıca başkandan da alenen özür dilemiştir.
\nGerçek şu ki bugün Washington’da iklim değişikliklerine karşı kampanya yapan tam 2340 lobi mevcuttur. Bunlara para desteğini ise 770 enerji şirketi sağlamaktadır. İklim konferanslarının yıllardır sera etkili gaz salınımlarının azaltılmasındaki isteksizliği, böylece çok daha iyi anlaşılmaktadır. Bu çevreler yenilenebilir enerjinin sözüne bile tahammül edememektedirler. Oysa GIEC başkanının da ifade ettiği gibi, dünya bugün 2010’a oranla çok daha fazla sera etkili gaz üretmektedir. GIEC’e göre, bu konudaki gecikmenin faturası çok daha ağır olacaktır. Oysa GIEC, sera etkili gaz salınımlarının azaltılmasının enerji güvenliği, havanın temizliği, tarımsal üretiminin artışı, yeni iş alanlarının yaratılmasında oynayabileceği rolü en açık şekliyle ortaya koymuştur ve ülkeleri yönetenleri iklim bilimiyle daha yakından ilgilenmeye çağırmaktadır. Bunu Hindistan ve Çin gibi gelişmekte olan ülkeler şimdiden uygulamaya koymuşlardır. Hindistan ve Çin ‘yeşil kalkınmayı’ seçmişlerdir. Çin ayrıca karbon pazarı kurmayı da düşünmektedir.
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Bir süredir kendinizi kötü mü hissediyorsunuz? Depresyon
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
En Çok Okunan Haberler
- Gram altında zirve için rakam verildi
- İmamoğlu'ndan Edanur açıklaması
- Cumhuriyet'e açıkladılar: İmamlık yapıyordu
- AKP İstanbul'u kapatıyor!
- Murat Kurum'a 'yeni görev' iddiası
- Kadıköy’de Tacettin Kutay'ın kızına sözlü taciz iddiası
- 'Ferdi Tayfur' videosuna ilişkin açıklama
- Acun Ilıcalı yeni takımını duyurdu
- Tolunay Kafkas'tan Galatasaray sözleri
- Erdoğan ve Özel görüşmesi...