İlhan Selçuk

Etnik Savaş ve Anadolu...

09 Ekim 1998 Cuma

PENCERE

İLHAN SELÇUK

Etnik Savaş ve Anadolu...

Eskiden Anadoluda Müslümanla Hıristiyan ka­pı komşuydu. Çoğu yerde Müslüman evi -kaç göç yüzünden- avluya bakardı; Hıristiyan evi sokağa açılırdı. Türk, Rum ve Ermeniler kuşaklar boyu or­tak kentlerde birlikte yaşadılar; etnik savaş çıkın­ca birbirlerinin boğazına sarıldılar.

Ermeniler Birinci Dünya Savaşında Doğu Ana­doluyu istila eden Rus ordusuna destek verdiler; Rumlar Batı Anadoluyu işgal eden Yunan ordusuyla bütünleşince Türklerle bir arada yaşamak olanakları ortadan kalktı; Anadolunun doğusundan da batısından da dışlandılar.

Yazık oldu.

*

Etnik savaş, savaşların en acımasızı...

Balkanlardan Kafkasyaya, Ortadoğudan Kıb­rısa dek koskoca bir coğrafyaya benek benek serpilmiş çeşitli renklerden halklar ve soylar, dış­tan içten gelen körüklemelerle birbirlerine giriyor­lar; kan döküldükçe canavar kesiliyorlar; hiçbiri­nin kan içicilikte ötekinden farkı kalmıyor; konu kom­şu, çoluk çocuk, yaşlı genç demeden kırım baş­lıyor; Arnavut, Sırp, Ermeni, Hırvat, Türk, Rum, Boşnak, vb.nin yaşadıkları güzelim topraklar ce­henneme dönüşüyor; insanlar insanlıktan çıkıyor.

Etnik savaş, cephede askerin askerle savaş­masından ayrı bir tür...

Anadolunun güneydoğusunda 1980li yılların or­tasında başlayan terör eylemlerini bir etnik sava­şa dönüştürmek için PKK yıllarca çabaladı...

Başaramadı.

Kapı komşu Kürt ile Türkü birbirine düşmanlaştırmak kolay değil; olanaksız gibi... Gönüllü ya da zoraki göç süreçleri Anadolunun doğusuyla ba­tısını harman etti; Türkiye etnik savaş kundakla­masının tuzağına düşmedi.

Ve düşmeyecek...

*

Peki, ne olacak?..

İnsan olanlar, ne yapıyorlar?..

Beyaz zencinin, erkek kadının, patron işçinin, Türk Kürtün, Sünni Alevinin hakkını korumak zorunda­dır. Kişinin yalnız kendisinin değil, başkasının da hakkını savunması, insanlığının birinci koşuludur...

Anadoluda yaşayan Türklerle Kürtlerin, arala­rında hiçbir ayrılık bırakmayacak insan hakları po­tasında kaynaşmaları uygarlığımızın güncel tanı­mı olacaktır. Kadın haklarını korumak ve savun­mak için nasıl kadın olmak gerekmiyorsa, Kürtle­rin haklarını korumak için de Kürt olmak gerekmez; zencinin haklarını yalnız karaderili mi sorun yapı­yor?.. Çağdaş dünyada ezilenler yalnız değil...

Ne diyor halk ozanı:

Küçük çöp büyükten hakkın alacak...

Peki, bu iş yazıldığı ya da söylendiği kadar ko­lay mı?..

Hayır.

*

Kürt sorununa sahip çıkan kişi, sorunun çözü­mü yolunda silahlı yönteme de karşı çıkmalı...

PKKnin içtiği kan hiçbir işe yaramıyor; Anado­luda etnik savaş girişimi tutmuyor; halkın sağdu­yusu barışı yeğliyor. Savaşçı yöntemler, yalnız Tür­kiyedeki değil, Ortadoğuda dört ülkeye serpilmiş tüm Kürtleri çoluk çocuğuyla perişan edecektir; çünkü her devletin bu konuda bir başka hesabı vardır.

PKKnin Türkiyede silaha sarılıp Avrupada dip­lomasiye yönelmesi, terör örgütünün Sevri hortlatmak amacı peşinde ol­duğunu vurguluyor. PKK Anadoluda Kürtlerle Türklerin kardeşlik ve ba­rış içinde sorunlarını çöz­mesine yardımcı olmu­yor; Kürt davasını balta­lıyor.

Türk ya da Kürt, Ana­dolu insanının sorunları­nı çözmek için silaha ge­rek yok, sağduyu ve akla gerek var; kardeşlik ve sevgiye gerek var.

(9 Ekim 1998 tarihli yazısı)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları