AKP-MHP olasılığı

13 Haziran 2015 Cumartesi

Seçimin hemen ertesi günü bir AKP-MHP koalisyonu için ön görüşmelerin 7 Haziran öncesi yapıldığını duyurmuştuk.
İki parti arasındaki aracılarla yürütülen görüşmeler geçen hafta içinde de sürdü. MHP lideri Devlet Bahçeli, ileri sürdüğü önkoşullarla da, AKP ile koalisyon yapacaklarının işaret fişeğini ateşledi.
Bahçeli’nin üç önemli koşuluna AKP’nin karşı çıkmayacağı şimdiden belli:
1- Başkanlık sistemi olmasın: Seçim sonucu bunu bütün çıplaklığı ile ortaya koyduğundan, Ahmet Davutoğlu bile bu gerçeği kabul ettiğinden AKP bu öneriye karşı çıkmayacaktır.
2- Çözüm sürecinden vazgeçilsin: HDP’nin bölgede güçlenmesi karşısında çözüm sürecinden epeydir çark etmiş bulunan AKP’nin en önemli kozu bu olur zaten.
3- Şaibeye bulaşmışlar görev almasın: Bahçeli’nin yolsuzluklara adı karışmış olanlardan “hesap sorulmasında” ısrar etmemesi AKP’nin canına minnettir.
Her iki partinin de, ABD’ye sığınmış emekli vaizin cemaati ile sorunlu olduğu ortada. AKP’yi yolsuzluk dosyaları, MHP’yi de kasetlerle rahatsız etmiş olan cemaatten her iki parti de mağdur. Üstelik, AKP’nin Aralık 2013 operasyonları sonrası kamudaki cemaatçileri tasfiye ederken MHP yanlısı kadrolardan büyük ölçüde yararlandığı da bilinen bir gerçek.
Davutoğlu’nun başbakanlığı, Meral Akşener ya da Ekmeleddin İhsanoğlu’nun TBMM Başkanlığı’nda anlaşma sağlanır, bakanlıklarda ve Meclis komisyonlarının başkanlıklarında da uzlaşmaya varılırsa koalisyonun çatısı atılmış, 3. Milliyetçi Cephe hükümeti de kurulmuş olur.

Baykal Saray’da
Deniz Baykal’ın Saray’a çağrılışını, bir AKPCHP koalisyon olasılığı gibi algılamak isteyenler oldu.
Oysa, çağrılış nedeni belliydi:
Deniz Baykal, demokratik gelenekler açısından hükümet kurma önceliğinin seçimden birinci parti çıkan AKP’de olduğunu söylemişti.
Baykal’ın verdiği pası aldı; topu, AKP’nin kafasına uygun ortalayacak.

AKP azınlığı
AKP, tek başına bir azınlık hükümeti kurabilir mi?
Kurabilir...
Yürütülecek mebus pazarlığı ile diğer partilerden 18 kişi güvenoylamasına gelmez. AKP’nin azınlık hükümeti TBMM’den vizeyi alır.
Zamanla o 18 kişilik açık da kapatılır, AKP çoğunluk olur.

Zafer!
Kemal Kılıçdaroğlu’nun koyduğu yüzde 35 çıtası ile seçime girip yüzde 25 ile yetinen CHP’de her nedense “zafer naraları” atılıyor, kutlamalar yapılıyor.
Geçmiş seçimlerdekilere kıyasla en düşük oy oranını alanlar onlar değil sanki.
Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere yamacından ayrılmayan vazgeçilmez kadro, kendilerinin başarısızlıklarını değil, HDP’nin başarısını üstlendiler.
Örneğin, Şafak Pavey, “Fena salladık” diyor. Atatürk’ün partisine ve altı oka kıyamayan seçmenin dışında hiç sallanmadıklarının ayrımında değil, sallıyor.
Zafer çığlıkları atanların etraflarına yaydıkları havaya bakılırsa, HDP’nin başarısını CHP sağladı. Bunun karşılığında HDP’nin kendileri ile koalisyon kurup diyet ödeyeceğini sanıyor bu gruptakiler.
Seçim öncesi Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun, HDP’nin söylemlerini “kes-kopyalayapıştır” yöntemiyle CHP’ye yamamasına karşın, partinin Doğu-Güneydoğu illerinde MHP’nin bile gerisine düştüğü konusunda kimseden ses yok.
Kemal Derviş’in yürüteceği kulisler sayesinde AKP ile koalisyon yapma düşleri kuranlar ise çoğunlukta.
Aklı başında CHP’lilerden duyduk:
AKP ile koalisyon kurarsak, bize değil ülkeyi, bürokrasiyi yönetme olanağı bile tanımazlar. İlk seçimde de baraj sorunu yaşarız.

Mührün sahibi
Yeni hükümet senaryolarında mührün asıl saraydakinde olduğunu savunanlar var.
Onlara göre, saray, Davutoğlu’na görevi verecek. Davutoğlu kuramayacak. Bu kez AKP’den başka bir milletvekiline hükümeti kurma görevi verecek. O da kuramayacak.
Bunun üzerine “Hükümet kurulamıyor” gerekçesiyle erken seçime gidecek.
Bu senaryo gerçekleşir mi?
Zor görünüyor. Çünkü, iç ve dış sermaye, finans kapital, o bildik “istikrar” nakaratını dile getirecektir.
İstikrar nakaratçılarının bir kısmı AKP-CHP koalisyonunu çok istiyor. Ama, bu koalisyon kurulmaz. CHP’nin karşı çıkacağından değil, sarayın pek işine gelmeyeceğinden kurulmaz.
Bir de Abdullah Gül’ü yeniden AKP’nin liderliğine taşıma senaryoları var ki, bu da tutmaz. Yine saray, Gül’ün yoluna çıkmasına izin vermez çünkü.
Doğrudur, mühür saraydadır. Ama o, mürekkebin ve ıstampanın elinden artık alındığının ayrımına varmış olsa gerek.
Varamamışsa; dolarla, Avro’yla oynar, vardırırlar.

Tonguç İmeceevi
Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED), bugün İzmir’de, Köy Enstitüleri düşüncesi ve kazanımlarını topluma aktarmak için önemli düşünsel üretim yapmış olan Dr. Engin Tonguç’un adının verildiği bir imeceevi açacak.
YKKED’in çalışkan Başkanı Kemal Kocabaş, 4 odalı, bu küçük ama şirin ve anlamlı imeceevinin odalarına bu dairenin alımına katkı sunan insanların adlarının verildiğini duyurdu.
İmeceevinin ileride kapatılması söz konusu olduğunda, mekânın İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı’na bırakılması konusunda YKKED’in tüzüğüne bir madde eklenmesi de bekleniyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları