Ilımlı İslam Devleti

04 Haziran 2011 Cumartesi
\n\n\n

Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı tutuklandı. Balyoz filan diyorlar ama, galiba asıl tutuklanma gerekçesi, Eskişehirdeki bir tarikat çiftliğini izlettirmek...

\n

Böylece zamanlama ve suçlama birbirini tamamlıyor ve seçim öncesi cemaatlere göz kırpılıyor:

\n

Tarikatlara dokunan yanar.

\n

Balanlının tutuklanması, Abdullah Gülün Cumhurbaşkanı olmasının hemen ardından Eylül 2007de Genelkurmay Başkanlığında hazırlanan Bilgi Destek Planındaki saptamaları anımsattı bize. Bir bölümünü yinelemekte yarar var belgenin:

\n

22 Temmuz (2007) seçimleri devletin temel nitelikleri açısından bir dönüm noktasıdır. Türkiye, demokrasi ile İslamın bir arada yaşayabileceğini ispat etmiş bir ılımlı İslamdevleti olarak tanımlanmaktadır. Hükümet de, iç kamuoyu, AB ve Avrupanın da desteği ile elde ettiği kazançlarını pekiştirmeye kararlı görünmektedir. Bu eğilimi ve İslami demokrasibağlamında kazanılmış olan bir ivmeyi, halen gelmiş olduğu noktadan geri çevirmek son derece zordur.

\n

Gelinen noktada, hükümetin tutumundan çok fazla taviz vermeyeceği ve kendi tabanının beklentilerini karşılamak için sınırları zorlayacağı anlaşılmaktadır. TSKnin bu gelişmeleri etkilemeye ne derece muktedir olduğu ayrıca düşünülmelidir.

\n\n\n

Sorumlu Kim?

\n

\n\n\n

Geleneksel askeri tatbikattan vazgeçiliyor, Başbakan Onu Genelkurmay bilirdemeye getiriyor. Hani Genelkurmay hükümete bağlıydı?

\n

Demek ki Genelkurmay, Başbakana işine geldiğinde bağlı, işine gelmediğinde bağımsız.

\n

Benzer bir çelişki daha:

\n

İmralı ile pazarlık sürdürülmüş. Başbakan,İmralı ile görüşmeyi yapan hükümet değildir. İmralı ile görüşmeyi devlet yapardiyor. İmralı ile kim görüşmüş? MİT yetkilileri görüşmüş. MİT, özerk bir kuruluş mu? Değil. Nereye bağlı? Başbakanlığa...

\n

Demek ki MİT, Başbakandan habersiz iş çeviriyor...

\n\n\n

Seçim Sonrası

\n

\n

Bir kenara yazın, dursun:

\n

Seçimde büyük olasılıkla anayasayı değiştirme çoğunluğuna erişemeyecek olan AKP ile anamuhalefet olarak çıkması beklenen CHP; yanlarına 30a yakın bağımsız sandalye edinecek BDPyi de alacak ve anayasayı değiştirecekler.

\n

Birisi açılım diyecek, diğeri Avrupa Yerel Özerklik Şartına sığınacak, diğeriyse zaten dünden hazır...

\n

Değişikliğin teması belli: Türkiyenin Güneydoğusunda, artık adına özerk mi dersiniz, bağımsız mı dersiniz, adem-i merkezi mi dersiniz, ne derseniz deyin bir şeyoluşturulacak...

\n

O şeyin haritası, ABDde ve ABde çizilmişti. Gözleri aydın olsun: 12 Hazirandan sonra Türkiye, eski Türkiye olmayacak.

\n\n\n

Tonguç Adı Silinmez

\n\n\n

Trakya Üniversitesi Senatosu, 12 Mayıs 2011de aldığı karar ile Eğitim Fakültesi birimlerinin bulunduğu yerleşkeye, 2002de verilen İsmail Hakkı Tonguç adını Kosova olarak değiştirmiş.

\n

Eğitim-İş, bu vefasızlığa gerekli tepkiyi gösterdi. Bir başka tepki de değerli bilim insanı Prof. Dr. Rıfat Okçaboldan geldi. Prof. Okçabol, Trakya Üniversitesi Rektörlüğüne gönderdiği mektupta, Umarım bu kararı iptal edersiniz dedi ve Tonguçun anısına yapılan saygısızlığın nedenini sorguladı:

\n

İsmail Hakkı Tonguç gibi yalnız Köy Enstitüleri ile değil, diğer çalışmalarıyla da, 10 yıl süren ilköğretim genel müdürlüğü süresince, ondan öncesinde ve sonrasında, eğitim sistemimize en önemli katkıları olan eğitimcilerin başında gelmektedir. Tonguç 21 Köy Enstitüsünde bugün bile ders alınması gereken toplumsal ve eğitsel yerleşkeler yarattığından, bir yerleşkeye adı verilmesi en uygun olan kişidir. Yerleşkeden onun adının çıkarılması, eğitim tarihimize ve Köy Enstitülerine olduğu kadar Tonguça karşı da büyük bir vefasızlık örneği olur.

\n

Yerleşkeye verilen yöre adı, Balkan göçmeni olan Tonguçun da ve ailesi Balkan göçmeni olan benim de üzüntüyle andığımız, özlem duyduğumuz yörelerden birinin adıdır; ancak herhalde eğitim fakültesi gibi eğitim ile ve Türkiye ile birebir ilişkisi olan bir yerleşkeye verilecek bir ad değildir.

\n

Bu ad, şu anki eğitim fakültesi dekanına vefa olarak veriliyorsa, zaten etik olarak dekan görevi bıraktıktan sonra düşünülmesi gereken bir addır.

\n

Bu ad, Kosovaya bir vefa olarak veriliyorsa, herhalde bu adın verilmesi için Tonguçun yadsınmaması ve üniversitede daha uygun bir yerin seçilmiş olması beklenir.

\n

Bu karar, gençlerin (hem de köy çocuklarının) kendilerini gerçekleştirme fırsatı bulan, cumhuriyetin tüm ilkelerine sahip çıkan, hak arayan, köylünün aydınlanmasına çalışan ve sömürülmesine karşı çıkan öğretmen yetiştiren köy enstitülerine düşmanca bakan kesimlere verilen bir prim olur.

\n

Yalnız üniversitenizi, senatonuzu ve kendinizi değil, üniversite anlayışını ve akademik etik anlayışını alt-üst edecek ve ilgilileri tarihi sorumluluk altına sokacak bu talihsiz karardan dönülmesi gerektiğine inanıyorum ve sizleri kararınızdan dönmeye davet ediyorum.

\n

Cumhuriyetin birikimlerine karşı duyarlı olacağınızı ve gereğini yapacağınızı umuyorum.

\n

Ummak, bir umut içerir... Üniversiteden de umudumuzu yitireceksek, halimize vay ola!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları