Kul Hakkı Yeme

10 Şubat 2014 Pazartesi

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Dokunan çarpılır alimallah! AKP çevresinde dönen rüşvet, kayırma, yolsuzluk işleri için sürekli “kul hakkı yeme” nitelemesini seçiyor.
“Kul hakkı yeme” dinsel bir tanımlama. İnanışa göre dünyadaki “kul”ların her birine hak ettiği kadar pay ayrılmış. Örneğin, yine Kemal Kılıçdaroğlu’nun sıklıkla dile getirdiği “fakir fukara, garip gureba”nın hakkı belli, diğer yanda varlıklılarınki de belli. Fakir, neden fukara ya da varlıklı neden daha fazla hakka sahip, bu tartışmaya açık değil. Varlıklı, hakkı kadar, varlıklı gibi yaşayacak; fakir de hakkı kadar, fakir gibi yaşayacak. Ancak... Varlıklı, hakkı olan varlığına göz göre göre fakirin de hakkını eklerse, işte o zaman “kul hakkı yenmiş” oluyor.
Yine inanışa göre bir varlıklı bir yoksulun hakkını yerse, dünyada yoksul ile helalleşmesi gerekiyor. Yok, dünyada helalleşemezlerse ancak ahirette helalleşebiliyorlar. Varlıklının yediği kul haklarının kulu belli değilse ya da ortak bir kul hakkı yenmişse, yenen hak, dine hizmet eden hayır kurumlarına ve vakıflara veriliyor.
Bugün yaşadığımız da bu zaten. Nüfuzlu ve varlıklı olma hakkına sahipler diğer “kul”ların hakkını yiyor, ortada hakkı yenen yalnızca bir tek kul olmadığı için de yenen hak, nüfuzluların vakıflarına filan gidiyor. Özetle; yalan dünyada toplu bir helalleşme olamayacağından, helalleşme öteki dünyaya bırakılıyor.
Oysa Cumhuriyetçiler, aydınlanmacılar bilirler ki; bu topraklarda 1923 devrimi ile insan kul olmaktan kurtulmuş, özgür, eşit yurttaşa dönüşmüştür. Yurttaş, özgür insan olmasından dolayı doğuştan eşit haklara sahiptir.
Fakirlik bir hak değil, bozuk düzenin sonucudur. Hırsızlığın da, insanları soymanın da, sömürünün de hesabı bu dünyada sorulur, sorulmalıdır!

Yargı Paketinden Çıkan
AKP, adı “yargı paketi” olan tasarıya madde koydu: Mahkeme kararlarını yerine getirmeyen kamu görevlileri için dava açılamayacak, o davalar devlete yönelecek.
Nedir bunun uygulamadaki anlamı? Mahkeme kararları yerine getirilmez, getirilmediği takdirde de getirmeyen kişi değil devlet tazminat öder, biter gider...
Anayasa ne diyor peki? 138. maddenin son fıkrası çok açık:
“Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.”
Bu ülkede her gün, her saat, her dakika anayasa suçu işleniyor, yasalar çiğneniyor, hukuk doğranıyor.
Madem anayasa uygulanmayacak, yasalar tanınmayacak, ne diye on binlerce kişi içerde yatıyor ya da yargılanıyor?
Ne biçim devlet bu?

Dokunan
Görünen köyün kılavuzuna bakılırsa, bu gidişle cemaate “casusluk” davası açılacak.
Yakınan yakınana... Herkesin telefonu dinleniyormuş, Başbakan’ın evindeki telefona bile hat döşemişler, sokaktaki sıradan vatandaş korkuyormuş, çok tedirginmiş...
Güler misin, ağlar mısın?
Yıllardır insanlar uyduruk telefon dinlemeleriyle fişlenirken, soruşturmaya uğrarken, içeriye atılırken göz yumdular, şimdi başladılar dövünmeye...
Yarattığı uzun kulaklı canavar, bizi dinleyince vatan görevi, kendisini dinleyince casusluk olacak! Çünkü o, AKP’li milletvekili Fevai Arslan’ın dediği gibi “Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider”.
Dokunan çarpılır alimallah!

Kapı
Melih Gökçek, Ankara’ya giriş yollarına kazık dikermiş gibi kapılar yapıyor. Toplam maliyeti 25 milyon lira olan kapılar, bir atasözünü anımsatıyor:
“Rüşvet kapıdan girince iman bacadan çıkar.”

Yakınlık
“CHP’de, Ankara için yerel seçimlerin perde arkasındaki eşgüdüm kimden soruluyor” derseniz, partiden aldığınız yanıt, “Özgün Ökmen” oluyor.
Ökmen kim? Bülent Ecevit’in son dönemdeki başbakanlığı sırasında Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı. O yıllarda Ökmen, daha çok Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan’a yakınlığı ile tanınıyor. O yakınlık bugün de sürüyormuş.
CHP kulislerine göre Mansur Yavaş Ankara’da seçimi kazanırsa, Özgün Ökmen de belediye genel sekreterliğine getirilecekmiş. İlişkiler o düzeyde yani.
Söylentilere bakılırsa, Ökmen’in elinde, parasını CHP’nin ödediği ve faturası da CHP’ye kesilmiş, Ankara seçimine ilişkin bir anket sonucu varmış. O anketin sonucunun CHP yönetimiyle paylaşılmadığı iddiasını da ileri sürenler çoğunlukta.

Tape II
- Böyle tek tek arayıp konuşacaksın bunları. Bana bak, avanak...
- Buyurun haşmetmeap...
- Benden başkası var mı bu dünyada?
- Haşa, yoktur efendim.
- Bir ben var benden içeri, hem de dışarı, öyle mi?
- Emriniz olur efendim.
- Nasıl benim valim, benim bakanım, benim muhalefetim varsa, sen de benimsin...
- Tamam efendim, anladım efendim.
- Hemen şey yapmanız gerekiyor.
- Şimdi şeyimi yapıyorum efendim.
- Ya anladım diyorsun da, hayret ya böyle bir şey...
- Hayret etmeyiniz efendim; sayenizde hacetimi yaptım, bitti efendim...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları