Neyin Bahanesi?

15 Temmuz 2023 Cumartesi

AKP-MHP-Hizbullah iktidarının, İsveç’in NATO’ya alınmasına karşı çıkışının gerekçesi belliydi: Terör örgütü PKK’ye ve onun üyelerine verdiği destek.

Türkiye’ye yönelik terör eylemleri gerçekleştiren PKK ve ona bağlı örgütler nerede korunuyor, besleniyor, kullanılıyor? Petrol için Irak’a yapılan saldırı sonrası bu ülkenin kuzeyinde kurulmuş olan ABD mandası olan bölgede. Ayrıca, yine aynı çıkarlar için istikrarsızlaştırılmış olan Suriye’nin, Türkiye ile sınır hattı boyunca oluşturulan bölgesinde.

PKK ve ona bağlı örgütler bu bölgelerde ne yapıyor? ABD’nin paralı askeri gibi davranıyor, petrol bekçiliğini üstleniyorlar.

PKK’yi kullanan ABD, Türkiye’nin nesi? Stratejik müttefiki.

ABD, Türkiye ile birlikte nereye üye? NATO’ya.

AKP-MHP-Hizbullah ittifakının, İsveç’i, ABD’nin paralı askeri PKK’ye ve bağlı örgütlerine yataklık etmekle suçlayarak NATO’ya girişine olanak tanımamaktan son anda vazgeçmesinin perde arkası nedir?

Hiç kuşkusuz, Saray’ın iktidarını borçlu olduğu ABD’ye yeniden yanlanmış olmasıdır...

Arada bahane olarak kullanılan PKK ne olacak peki?

O yine, ABD’nin oyuncağı olmaya devam edecek. 

MAALESEF

Saray’daki AKP’li, zam üstüne zamların açıklandığı gün hayat pahalılığı ile mücadelenin kararlı bir biçimde süreceğini söyleyip eklemiş:

“Maalesef hırsızlar çok.”

Demek ki iktidarın hayat pahalılığı ile mücadelesi tavuk ile yumurta arasındaki ilişkiye benziyor:

Zam mı hırsızlıktan, hırsızlık mı zamdan?

Bu bilmecenin yanıtı, sanırız “Nerede çokluk, orada yokluk” sözünün ardında gizli.

TİKTOK

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomik program uygulanacağını Twitter hesabından açıklaması karşısında İYİ Partili Erhan Usta, bir sonraki beklentiyi açıkladı:

“Bundan önceki Hazine bakanından bir önceki Hazine bakanı Instagram’dan istifa etmişti. Şimdiki Hazine bakanı da Twitter’dan ekonomik program açıklıyor, herhalde 2024 bütçesini de Sayın Cumhurbaşkanı muhtemelen TikTok’tan açıklayacaktır.”

ATMOSFER

Yaşamın genel akışı içinde, dahası ezici bir ekonomik bunalım içinde ne denli zehirli bir atmosfer içinde olduğumuzun tam olarak ayırdına varamıyoruz. 

Öyle adaletli bir ülkedeyiz ki:

Terör örgütü ile pazarlığa oturmuş iktidar başta ama terör örgütü başı ile ilgili yorum yaptığı için gazeteci Merdan Yanardağ tutuklu. Seçimde milletvekili seçilmiş Can Atalay ise bilerek, isteyerek içeride tutulmaya devam ediyor.

Haklarında Adli Tıp tarafından kocama raporu verilmiş emekli generaller Çetin Doğan, Fevzi Türkeri ve Cevat Temel Özkaynak ile kronik hastalıkları olduğu kabul edilmiş emekli generaller Erol Özkasnak ve Yıldırım Türker cezaevindeler.

Öyle emniyetli bir ülkedeyiz ki:

Seydişehir’de devletin Emniyet müdürlüğü; iş adamlarından, esnaftan polis arabası bağışı kabul ediyor. Devletin kaymakamı, Emniyet müdürü tören düzenleyip bu “hayırsever” işadamlarına teşekkür ediyor, kucaklaşıp anı fotoğrafı çektiriyorlar. Sonra o hayırsever iş adamlarından biri “Emniyet’te tanıdıklarım var” diyerek kadınları taciz ediyor.

Doğrudur, toplum “travma” yaşıyor. Bu durumu aşmak için çareler üretmesi gereken muhalefet de olup biteni ciddiye almadığına göre, travma öyle söylendiği gibi pek geçeceğe benzemiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları