Ruh Hali

15 Şubat 2014 Cumartesi

Otoriter baba baskısı, imam okulunun havası derken egemene “itaat etme”nin, “kul olma”nın, “baş eğme”nin doğal olduğunu içselleştirmiş. İstese de sıyrılamaz. Onun için sık sık “Bana hakaret ediyorlar” diye sinirleniyor. Egemen oldu ya, ona herkesin itaat etmesi, kul köle olması, baş eğmesi, sümme haşa hakkında tek söz söylememesi gerekiyor.
O yüzden, her kim onu eleştirirse, “Bana hakaret ettiler” diye algılayıp hop oturup hop kalkıyor. O yüzden, orayı burayı arayıp muhalif sesleri kısmaya çalışıyor.
Ruh hali, kesinlikle demokrat olmaya uygun değil... Sindiremiyor, hazmedemiyor, bağırıyor, çağırıyor, kendini tutamıyor. Durumu hiç iyi değil...

SEVİNÇ
Enerji Bakanı Taner Yıldız, Kemerköy ve Yeniköy termik santrallarının satışının ertelenmesinin gerekçesini açıkladı:
“Dağıtım şirketlerine teklif veren firmaların bir kısmı şu anda birtakım sorunlar yaşıyor. İşte tapeler mapeler falan görüyoruz. Üretim şirketlerinin ihalesine gireceklerin bir kısmı bu şirketlerdi.”
Türkiye Maden-İş Sendikası Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin de Taner Yıldız’a yanıt verdi:
“Açıklamadan öğrendiğimize göre, sayın bakan ihalelerin zamanında yapılıp firmaların milletin malı olan termik santral ve kömür sahalarına sahip olamadıklarına üzülmüş.”
Oysa, millet çok sevinçli. Çünkü, ihalelerin milleti ne yapmak için alındığını biliyor.

Basın Yönetmeliği
İleri demokrasilerde uygulanacak basın ilkelerine göre görev yapacaklara dair personel yönetmeliği:
- Genel yayın müdürlüğü kurumu kaldırılmış, yerine sepet efendimcilik ikame edilmiştir. Sepet efendimcilerde kişilik aranmaz.
- Yazı işleri müdürleri, başbakan ve bakanların şamar oğlanları olup enseleri kalın olanlardan seçilir.
- Haber müdürleri, devlet büyüklerinin emirlerinin ivedilikle yerine getirilebilmesi için haber servisleri arasında eşgüdümü sağlamakla yükümlüdür. Haber müdürleri, Başbakanlık’a bağlı istihbarat örgütü başkanının önerdiği isimler arasından üçlü kararname ile atanırlar.
- Muhabirler, siyaset ulemalarının “Ulan, bu ne biçim haber?”, “Bu soruyu sana kim sorduruyor hıyarağası?”, “Sen de kim oluyorsun?” gibi çıkışlarına neden olabilecek girişimlerden özenle kaçınırlar. Tersi hareketlerde bulunan muhabirler, Başbakan’ın yeğeni olan koruması tarafından eşek sudan gelinceye kadar dövülür.

Çabuk
2. Abdülhamid’in torunları, İstanbul’daki kimi değerli arsaları “dedelerinin malı” olduğu gerekçesiyle geri istiyorlarmış...
Aman ellerini çabuk tutsunlar... 3. Abdülhamid’in çocuklarının vakfına dağıtılanlardan geriye bir şey kalmayacak çünkü...

Vah Yavrum!
Bakan ve Başbakan çocukları yemesin de aç mı kalsın? Üç kuruş oradan, beş kuruş buradan, geçinip gidecekler, ne yapsınlar zavallıcıklar...

Kopyala Yapıştır
Melih Gökçek’in yeniden belediye başkanı seçilirse yapacağını açıkladığı “18 dev” projenin aslında “7 cüce” olduğu anlaşıldı. İşte, Ankara Belediye Meclisi’nin CHP Grup Başkanvekili Yaşar Çatak’ın belirlemeleri:
1- Gökçek’in “Ankara Boğazı” diye sunduğu proje; 2004 seçim bildirgesinde “İmrahor Vadisi Projesi”, 2009 seçim bildirgesinde “İmrahor Vadisi ve Eymir Gölü Rekreasyon Alanı” diye yer almıştır. Aradan geçen yıllara rağmen, gerçekleştirilme başarısı gösterilmeyen bir projedir.
2- ANKAPARK projesi; 2009 seçim bildirgesinin ilk sayfasında “Disneyland” olarak sunulmuş ve 5 yılda bitirilmesi öngörülmüştü. O zaman TOKİ’den tahsis edilen arazi üzerine kat karşılığı yapılacağı, belediye bütçesinden bir kaynak ayrımına gerek olmadığı ifade edilen proje, şimdi belediyenin öz kaynağından milyarlar harcanarak AOÇ arazisi üzerine yapılmaya çalışılmaktadır.
3- Havaalanı metro projesi; 2011 seçim bildirgesinde Ankara projeleri arasında yer almış, “Havaalanı ve fuar alanı raylı sistemle Kızılay’a bağlanıyor” diye sunulmuş, ama gerçekleştirilmemiştir.
4- Fuar alanı; 2004 seçim bildirgesinde “Ortadoğu’nun en büyük fuar merkezi” diye sunulmuş, Etimesgut Şeker Fabrikası alanına yapılacağı bildirilmiş, 2009 bildirgesinde ise Çubuk- Akyurt-Çankırı yolu olarak alan yeri değiştirilmiş projedir ve o da gerçekleştirilmemiştir.
5- İnanç ve Tarih Müzesi; 2004 bildirgesinde “Ulus Tarihi Kent Merkezi” projesi kapsamında cam küre içinde üç boyutlu Ankara tarihi sinemasını içeren müze, 2009’da da “Ankara’da Kent Müzesi” olarak vaat edilmiş ama yapılmamıştır.
6- Çok amaçlı kongre merkezi projesi; 2009 seçim bildirgesinde “prestij projeler” arasında sayılan “Söğütözü Kongre Merkezi” nam-ı diğer “demir kafes” diye bilinen, yapılıp yıkılan moloz yığınına dönüşmüş, hep söylenmiş ama yapılmamıştır.
7- Çubuk-1 Barajı projesi; 2004 ve 2009 seçim bildirgelerinde “Ankara’ya hizmet verebilecek dev bir günübirlik rekreasyon alanı” diye ifade edilmiş, ancak Atatürk’ten miras Çubuk Barajı ve çevresindeki tesisler yıllardır metruk haliyle çürümeye terk edilmiştir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları