Tarımı Koruyan Karar

18 Ağustos 2014 Pazartesi

Ziraat Mühendisleri Odası, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Danıştay’a başvurmuştu. Danıştay 8. Dairesi, anayasaya aykırılık savını yerinde bulup dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne göndermeye karar verdi.
Danıştay’ın, “kamu yararı” gereğini öne çıkardığı karar, tarım arazilerinin amaç dışında kullanılabilmesine yönelik çabalara engel olmak açısından önemli saptamalar içeriyor. Örneğin, şu bölümde olduğu gibi:
“Düzenlemede, kamu yararı kararı alınacak plan ve yatırımların hangi alana ilişkin olacağı yönünde bir açıklık bulunmadığından, salt ilgili bakanlıklar tarafından alınacak bir kamu yararı kararı ile tarım arazilerinin, başka plan ve yatırımlar için daha sık ve yaygın olarak tahsis edilmesine ve yasada mutlak, özel ürün, dikili ve sulu tarım arazisi olarak belirtilen nitelikli arazilerin, tarımsal amacı dışında kullanılabilmesine olanak sağlanmıştır.”
Danıştay’ın başvurusunu ele alacak olan Anayasa Mahkemesi de, zaten çökertilmiş olan tarımı daha da geri götürecek yasayı anayasaya aykırı bulursa, önüne gelen bakanlığın canı çekince bir plan uydurup tarım topraklarını amaç dışı kullanması uygulamasına son verilecek.

Kurultay Adayları
CHP kurultayında kimlerin kapışacağı şimdiden belli oldu: Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce ve Metin Feyzioğlu.
CHP’de 1229 kurultay delegesi var. Tüzüğe göre, genel başkan adaylığı için delege sayısının yüzde 10’u kadar imza toplamak yeterli oluyor. Bu durumda İnce ve Feyzioğlu, 123 imza bulabilirlerse, genel başkanlık seçimine girebilecekler.
Kurultayda başka aday çıkma olasılığını zor gören örgütten gelen CHP’liler kaçırılmış bir treni ise şöyle dile getirdiler:
“Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın, birikimi ve kişiliği ile öne çıkan bir isimdi. Genel Başkan Yardımcılığı döneminde önemli yanlışları olmasaydı, önümüzdeki kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısında çok ciddi bir aday olarak yer alabilirdi. O şansı şimdilik yitirmiş gözüküyor.”

Seçeneği Yok
Recep Tayyip Erdoğan, AKP’de ipleri elinde tutmak için öyle mi yapayım, şöyle mi yapayım gibi bir olanağa sahip değil.
Yasa ve kurallar açık: Seçim sonuçlarının YSK tarafından ilanı üzerine Cumhurbaşkanlığı kesinleşmiş olanın, varsa partisi ile ilişiğinin kesilmesi ve TBMM üyeliğinin sona ermesi gerekiyor.
Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Yasası gereği; bir milletvekilinin, belediye başkanı veya belediye başkanının milletvekili seçilmesi vb. hallerde olduğu gibi, seçilmiş cumhurbaşkanına seçim mazbatasını aldıktan sonra hangi görevi tercih ettiğini belirtmesinin istenmesi, kendisine belli bir süre verilmesi, bu arada eski görevine devam etmesi de olanaklı değil.
O yüzden “Van münit, bir AKP’ye başkan seçeyim, sonra Köşk’e çıkarım” deme seçeneği yok!
Bunu bildiğinden, torba yasa görüşmelerine ara verip TBMM’yi tatile soktu. Yüksek Seçim Kurulu tezkeresinin Meclis’te okunmamasını sağlamak için...
İşin tuhaf tarafı, CHP’nin de bu zokayı yutması.

Bir Başka Ufuk 
Rusya’daydık. Petersburg’dan Moskova’ya indik. Neva Irmağı’ndan geçtik, Ladoga Gölü’nün ufukla birleşen yeşil sularının dalgalarına, Volga kıyılarındaki huşların ve titreyen kavakların hışırtısına kulak verdik.
Ermitaj Müzesi’nde sergilenen Leonardo da Vinci, Rembrandt, Van Gogh, Cesanne, Gauguin, Picasso resimleri ile içimiz arındı. Rusların, ne kendilerine çağ atlatan Çar Deli Petro’yu ve Çariçe 2. Katerina’yı ne de Lenin’i unuttuğuna tanıklık ettik. Gogol ile, Dostoyevski ile, Puşkin ile, Çaykovski ile onur duyduklarını gördük. Yalnızca diktikleri heykelleri ile değil, o topraklarda yaşamışlıkları ve yarattıkları ile övünç duyduklarını duyumsadık.
İnsanların güneşin yaklaşık saat 23.00’e doğru battığı nehir ve göl kıyılarında kadın, erkek, çoluk çocuk yaşamın tadını çıkardığını gözledik. Fabrikaların, insanların çalıştığını, kentlerin dingin sokak ve caddelere açıldığını izledik.
Bizde, gemilere Fazıl Hüsnü Dağlarca ya da Ulvi Cemal Erkin adı konmazdı. Orada, gemilerin adı Tolstoy’du, Rahmaninov’du.
Bizde, Cumhuriyet’in kuruluş sürecini simgeleyen her şey bir bir yıkılıyordu. Orada, Sovyetler Birliği’nin tüm mirası korunuyordu.
Gezimiz bitti. Moskova’dan İstanbul’a, oradan Ankara’ya döndük. Uçakta, en ön sırada bir bakan eşi oturuyordu. Baştan aşağı kapalıydı.

CHP’nin Gülü
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kendisini eleştirip kurultay isteyen milletvekillerine “AKP’nin içinde Erdoğan ile Gül arasındaki büyük çatlağı gölgelemek için bu tartışmalara zemin hazırlıyorlar” diyor.
Anlaşılan, Kılıçdaroğlu, Erdoğan-Gül çatışmasından medet umuyor.
Gül, Erdoğan’ın isteğiyle AKP’den dışlanırsa, yeri şimdiden hazır gibi... Kılıçdaroğlu, CHP seçmenini böyle adaylara alıştırdı nasıl olsa. CHP’ye üye yapar, ilk seçimlerde de milletvekili seçtirir. Tıpış tıpış...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları