Anacığım Bu Porno...

15 Mart 2015 Pazar

Yönetmen Paolo Pasolini’nin faşizmi anlatan filmi Sadom ve Gomore filminden bir sahne...

Sevgili okurlarım, bu yazıyı Kabataş yalanından bıkkınlık getirdiğim bir zamanda 18 Şubat 2014 yılında yazmıştım. Posta kutum tebrik edenler, cesaretimden ötürü kutlayanlar ve en akla gelmez küfür ve tekliflerle doldu taştı. Ve gene bir bıkkınlık hali içindeyim ve yalanı kanıtlamaya çalışan gazetecilere acıyarak bakıyorum. Gidip limon satın be! Alın size bir kere daha aynı yazı! Anacığım bu porno!
İşin açıkçası, bu Kabataş olayına hiç değinmeyecektim. Çünkü yazılacak her şey yazıldı, söylendi diye düşünüyordum. Ancak bir genç kadının, “80-100 deri pantolonlu, deri eldivenli, üstleri çıplak erkek”ten söz etmesi ve bu adamların cinsel organlarını çıkarıp yüzüne ve bedeninin çeşitli yerlerine sürdüklerini söylemesi ve üstüne üstlük “üstüme işediler” şeklinde bir beyan vermesi, benim olaya başka bir açıdan bakmama neden oldu.
Çünkü porno izleyenler bilir, ayrıca porno izlemek bir ayıp değildir, üstleri çıplak, deri pantolonlu ve deri eldivenli erkekler, porno filmlerinde oldukça sık kullanılır. Çünkü deri giysiler, cinselliği daha çok ortaya çıkarır. Bayanın verdiği ifadede, eksik bir şey var o da bir kamçı!
Dikkat cinsel organın yüze ve bedenin çeşitli yerlerinde sürülmesi. Yok artık, bu ne muhteşem bir fantezi. Sanki ünlü anarşist yönetmen Paolo Pasolini’nin insanların zor izlediği faşizmi cinsellik açısından lime lime eden ünlü filmi “Sadom ve Gomore’nin 120 Günü”, filminden bir sahne.
Bu büyük filmi bırakalım, internette böyle sahnelerin yüzlercesini bulmak mümkün. Sert porno filmler, bunu sık sık kullanır.
Devam edelim, “üstüme işediler.”
Vay canına, bu da pornonun en uç örneklerinden biri.
Böyle bir kurmacayı, düşünebilmek ve anlatabilmek büyük bir cesaret ister.
Bütün bunların Kabataş gibi, çok polisli ve çok kalabalık bir yerde olabildiğine inanmak da, bu ülkenin insanlarını açıkça birer porno figürü olarak kabul etmektir.
Bir film izlemiştim, Özer Kızıltan’ın “Takva” filmi, filmin erkek kahramanı, bir cemaat üyesiydi ve cinsellik onun için günahtı. Ama bir erkekti ve rüyalarında porno filmlere taş çıkartacak sahneler görüyordu. Grup seks, şiddet gibi... Cemaat üyesinin bunları önlemek elinde değildi. Çünkü doğa bildiğini okuyordu. Ve beyin denen o muhteşem organın, kim cemaat üyesi, kim başı bağlı ayırt etme özelliği yoktu. Onun için her insan, insandı.
Sorup soruşturdum, insanoğlunun cinsel fantezilerinin sonu yok. Ve olsun, kime ne? Ama bu fanteziler, bir grubu gerçek dışı bir aşağılamayla karşı karşıya bırakıyorsa, hop derler. Fantezin kendine, bizi bulaştırma.
Bu arada, kendilerinin bu işlerden pek bir haberli olduğuna inandığım, Balçiçek İlter, Aslı Aydıntaşbaş, İsmet Berkan ve Ufuk Uras gibi anlı şanlı kişilere de küçük bir uyarım var. Siz bu fantezilerin bir Kabataş gününde, bu ülkede gerçekleştiğine nasıl inandınız? Kötü değil de gülünç oldunuz? Pek bir saf göründünüz. Hani saflık da sizin yanınızda utanır. Başbakan kendi kitlesine propaganda yapmak için bu porno açıklamaları kullanıyor, siz ne için? Bu arada Başbakan kendi kitlesine interneti “pornoculara” karşı sansürlediklerini söylüyor. Başbakan’ın bilmediği bir iş var, “porno” herkes içindir! Üstelik Türkiye en çok çocuk pornosunu tıklayan ilk dört ülke arasında.
Sözün kısası bu porno edebiyatından vazgeçin! Kimseye yararı olmaz.
Not: Hâlâ bu yalanı kanıtlamaya çalışan, gazeteci müsveddelerine bir sinema insanı olarak yardımcı olayım. Bir porno kaset alın, bu başı bağlı bayanın fantezisine uygun bir sahne mutlaka bulacaksınızdır, bir küçük montaj yapın, onu oraya yerleştirin. Ve akşam evinize gittiğinizde çocuklarınızdan utanın!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları