Resmen sokak ortasında oynadım!

10 Haziran 2015 Çarşamba

Evet, kendime verilmiş bir sözüm vardı, özellikle HDP 12 Eylül askeri darbesinden miras yüzde on barajını geçerse, çıkıp sokakta herkesin gözü önünde oynayacaktım. Yaptım da!
Ama seçim sonuçlarının açıklanmasına az bir vakit kala, hayatımda hiç bu kadar ne yaptığımı bilmez bir halde dolaşmamıştım. Ben HDP’ye silme oy veren kentleri iyi bilirim. Oralara çok gitmişliğim vardır. Her zaman bana evlerini açtılar, yemeklerini paylaştılar ve anlattılar. Özellikle de Kürt kadınların olaylar karşısındaki dayanıklılığı, özverisi ve dayanışmaları beni hep etkilemiştir. Kıyaslama yapmayı sevmem ama, Soma felaketinin ardından Soma’nın Elmalı köyüne (köyden 11 ölü çıkmıştı) gittiğimde, geride kalanların aşırı kaderci tavrı karşısında neredeyse kızmıştım. Kendi kendime şöyle dediğimi anımsıyorum: “Böyle bir felaket Güneydoğu ya da Doğu’da olsaydı, kimseler ‘kader ne yapalım?’ deyip olayı geçiştirmezdi.”
Şunu kabul etmek gerekir, 30 yıldan fazla süren alçak ölçekli bir savaş, bölgeyi dirençli ve mücadeleci yapmıştır, özellikle de feodal üst yapının kırılması kadınları sokağa ve mücadelenin içine çekmiştir.
Doğrusu ben, Diyarbakır’daki patlama olayına kadar HDP’nin yüzdesinin 9.6 olacağından endişeliydim. Ama o patlamadan sonra, o insanların panik yapmamak için kol kola girip oldukları yerde oturmalarını, Selahattin Demirtaş’ın ağlamasını, sosyal medyada genç sinema çalışanı, ne yazık ki bacakları kesilen, Lisa Çalan’ın çiçekler takmış güzel yüzünü görünce, yüzde 13 olabilir demiştim. Oldu da! Dostlarım bu arada ben epeyce yemek iddiası kazandım. Bir hafta her şey bedava!
Bazı yazar arkadaşlarım, bu yüzde 13’te CHP seçmeninin ödünç oylarının çok etkili olduğunu söylüyor, ben buna hiç katılmıyorum. Oyların ödünç oy olduğunu sanmıyorum. Açıklayacağım, birincisi CHP gençlik kollarının pek bir efendi hali var, kalabalıkları etkileyemiyorlar, kendi bildik sularından çıkınca ne konuşacaklarını bilmiyorlar. Ayrıca çok önemli bir fırsatı kaçırdılar, Gezi olaylarını iyi değerlendirmediler, Gezi’nin fıkır fıkır gençliği CHP’yi resmen korkuttu. Bunlar hiyerarşi dinlemiyorlardı, bunlar kim kimin karısıdır, kim kimin kızıdır umurlarında değildi. Hele de cumhurbaşkanı adayı olan Ekmeleddin İhsanoğlu MHP’den aday gösterilince CHP’den iyice soğudular.
Öte yandan HDP ilk kez Diyanet İşleri’nin varlığını, nedenini sorguladı ve bu bence demokrasi tarihimizin en önemli olayıydı. Bütçesi pek çok bakanlığın bütçesinden fazla olan Diyanet, laik bir ülkede neden vardı? Devam edelim; AKP, CHP, MHP cinsel tercihleri farklı olanlara pek de sıcak bakmaz. HDP ilk kez risk alarak onlara kucak açtı. Se çim gecesi dayanamayıp ve gazetecilik aşkıyla HDP’nin Kadıköy İlçe Merkezi’ne gittim, sakin bir kalabalık vardı ve insanlar birbirlerine sarılıp sevinçten ağlıyorlardı. Bir süre sonra LGBT’li bir grup ellerinde bayraklarıyla geldiler ve yüzlerinde öyle bir “biz de insanız” ifadesi vardı ki, “vay canına” dedim, “bu günleri de gördüm.”
Devam edelim; örneğin her seçim zamanı CHP tarafından ortaya bir kurtarıcı gibi sürülen Derviş tam bir hataydı. İnsanlar özellikle de orta kesim, Derviş’in dünya kapitalizminin başarılı bir operasyon adamı olduğunu bilir. Mesela ben korkarım. “Eyvah gene biz emekçilerin anası ağlayacak” diye. Hep ağlıyor ya!
Evet bugün sevincimizi yaşayalım. Bu arada sokaklar nasıldı, ben Kadıköy Bağdat Caddesi’ne yakın oturuyorum, vallahi burada sokakta insan yoktu. Bölge CHP’nin kalesi olduğu için pek yadırgamadım, bu arada Kadıköy merkeze gitmek için arkadaşlarımla bir taksiye bindik. Konuşmamak niyetindeyiz ne olur ne olmaz, dayak yemek de var ama ne mümkün ben hemen başladım, usul usul. Az sonra orta yaşlı taksi sürücümüzün MHP’li olduğu ortaya çıktı. “Çok üzgün görünüyorsunuz” diye söze girdim, “Evet” dedi, “biz daha çok oy bekliyorduk, olmadı.” “Peki” dedim, “HDP’nin barajı geçmesine ne diyorsunuz?” “Yiğidin hakkını yiğide vermek gerekir” dedi. “Öyle bir başkanları var ki, ben bile bütün Kürtler böyleyse korkacak bir şey yok, diye düşünüyorum.” Sürücümüz bunları söyleyince, biz de hep birlikte oyumuzu açıkladık. Sürücümüz bizi “İyi şanslar” dileyerek uğurladı.
Sevinmek iyi de şimdi en zor zamanlar başlıyor. HDP’nin bir Türkiye partisi gibi davranması zamanıdır. Tıpkı eş genel başkanlarının söylediği gibi, kadınların, çocukların, cinsel tercihleri farklı olanların, emekçilerin, dar gelirlilerin, dağların, denizlerin, uçan kuşların, balıkların partisi olması zamanıdır.
Neşenin, aşkın, dürüstlüğün, adaletin ve Türkiye’nin partisi olma zamanıdır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları