Kaşif Töre

Devrim İşi Zordur!

21 Ocak 2014 Salı

Şöyle girelim; İstanbul, Vefa Stadı’ndaki Adana Demirspor maçında öğrendi Fatih Terim’i! O maçtaydım ve sonra Galatasaray, ulusal takım, teknik direktörlük, hepsini bilirim. Geldiğin yeri kimse tartışamaz. Hataların yok mu? Hep mi sevaptır hanene yazılanlar? Ama “Devrim” deyince iş değişir! Devrim, öncelikle ve özellikle devrimcilerin işidir. 6. Henry gibi Papa’yı protesto ile kilisedeki kültürü dışarıya çıkaran Luther takımının işi değildir. Onlar, burjuvazi eliyle dogmaları yıktılar. Bizim sıkıntımız hâlâ bir burjuvazi sınıfının oluşmamasından kaynaklanıyor.
Devrim, bir grubun yönetime el koymasıyla siyasal, ekonomik ve sosyal yapılarında oluşan, ani, şiddetli dönüşüm diye tanımlanır. Arapçası ihtilaldir, ‘halel’den gelir. Halelin karşılığı ise ‘bozma’dır. Yani arı kovanına çomağı sokacaksın! Onun için “Halel gelmesin” derler. Ve gelip geçen ömürlere 3 baba ihtilal sığmıştır. İlki 1789’da Osmanlı’nın İhtilal-i Kebir dediği Fransız Devrimi, ikincisi 1917’de Rusya’daki Ekim Devrimi ve 1923’te Mustafa Kemal’in Anadolu Devrimi’dir. Yani devrim, devrimcilerin işidir
Sevgili Fatih, 1949’dan bu yana futbol topunun peşindeyim. Topunu seyrettim, oynadım, dostluk ettim. Belki yetmişi devirmeme rağmen peşinde yine aynı zevkle, aynı hevesle tribündeyim. Türkiye’de devrime karşı çıkanlar iktidardadır. Alayı karşıdevrimcidir. Karşıdevrimciler, insanın karşısındadırlar ve hukukları düşmanlık üzerine kurulmuştur. İnsanı sevemezler! Devrim, devrimciyle yapılır. Devrim, insanların genel eşitlik ve özgürlükleri için yapılır. Devrimin sonu, daha çok ve daha kaliteli insan yetiştirme kavgasıdır. Türkiye’de bunu yapmak olanaksızdır. Tanzimat başka, reform başka, rönesans bambaşkadır. İlki düzenlemecedir, eskinin üzerine bina edilir, ikincisi kapalı kültürü kiliseden halka sunmak, üçüncüsü ise kilisenin nimetlerini ekonomiye, sosyal ve kültürel yapıya sunmaktır.
Sevgili Fatih, yukarıda tarihsel süreci özetledim. Devrimi yaptırmazlar, anımsattım. Bunları yapıp yapamayacağını görüp görmem kuşkulu gibi! Çok yanıldığım olmadı. Dileğim yanılmaktır ve senin bu başkaldırışında başarılı olmandır. İnadını bildiğim ve seni sevdiğim için yazdım, sevdiklerinle sağlıklı yaşa...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Babacan’ kaleci 6 Haziran 2016

Günün Köşe Yazıları