Mehmet Ali Güller

4 adımlı normalleşme yolu

25 Ağustos 2022 Perşembe

Erdoğan ve Çavuşoğlu’nun açıklamalarıyla Ankara-Şam arasında normalleşme için kapı aralanmış oldu. Şimdi mesele kapının tamamen açılabilmesi. Ancak kapıyı tamamen açabilmek her iki taraf için de zor, o nedenle yöntemini iyi belirlemek ve doğru ellerle aralamak gerekir. Çünkü:

Suriye açısından, 11 yıldır Şam yönetimini devirmeye çalışan, sınırlarını yabancı savaşçılara açan, rejimi devirebilmek için Suriyeli muhaliflerden ordu kuran ve destekleyen, ayrıca topraklarının çeşitli noktalarında asker bulunduran bir ülke var.

Türkiye açısından, 11 yıldır Şam yönetimini devirmek ve Suriye’de nüfuz alanları kurmak hedefinden tam dönüş yapabilmenin iç ve dış maliyetleri sorunu var. Hem 11 yıllık dış politika yanlışının kabulü anlamına gelecek U dönüşünün seçime etkisi hem de ÖSO çatısı altındaki terör gruplarıyla kurulmuş ilişkilerin U dönüşü sonrası ortaya çıkarabileceği güvenlik sorunları var.

NORMALLEŞMENİN ÖNÜNDEKİ ASIL ENGEL

Fakat gerçekte normalleşmenin önündeki asıl engel, Erdoğan’ın “çok hedefli ikili politikaları” ve ek ajandalardır.

Çünkü gerçekte 11 yıllık bir yanlışlığı düzeltmek için değil, Erdoğan’ın seçim ihtiyacıyla Putin’in dış politika ihtiyacının örtüşmesi nedeniyle bu adım atılıyor. Bu da haliyle adımları zorlaştırıyor. Ankara’nın “Anlaşma demedik uzlaşma dedik”, “hedef normalleşme değil diyalog arayışı” ve “Esad’a bakışımız değişmedi” türünden söylemleri o zorluğun yansımalarıdır.

Ancak Türkiye-Suriye normalleşmesi, tüm bu risklerin toplamından çok daha fazla değerlidir ve ihtiyaçtır. Dolayısıyla kapıyı açabilmenin yolu bulunmalıdır.

ANKARA VE ŞAM’IN ŞARTLARI

Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’la görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında normalleşme konusunda şöyle söyledi: “Türk askerlerinin Suriye’den çekilmesi için harcanacak çabalar, Suriye’deki durumu istikrara kavuşturmanın tek yoludur. Biz herhangi bir şart koşmayacağız ancak ilişkilerin savaşın başlangıcından önceki haline dönmesi için Suriye topraklarında Türk işgalinin bitmesi gerekiyor.”

Lavrov’un basın toplantısında “Önemli olan yeni askeri faaliyetlere izin verilmemesi” diyerek Türkiye’nin sınır ötesi operasyon isteğine bir kez daha karşı çıkması, kuşkusuz diplomasi dilinde, Mikdad’ın “Türk askeri çekilmeli” görüşüne de dolaylı destek anlamına geliyor.

Ankara’nın belirlediği normalleşme yolu ise “Esad ile ÖSO’yu anlaştırmak, barıştırmak, uzlaştırmak”.

ANKARA VE ŞAM’IN ATMASI GEREKEN ADIMLAR

Hem Şam’ın hem de Ankara’nın “şartları”, aralanmış kapının tamamen açılmasını kolaylaştıracak türden değil. Elbette Türk askeri Suriye’den çekilmeli, elbette ÖSO’yla ilişkiler koparılmalı, elbette Şam muhalefetle uzlaşmalı...

Ancak tüm bunları bir sırayla, ortaya çıkaracağı riskleri azaltarak ve normalleşme hedefine mesafeyi kısaltarak yapmak lazım. Örneğin:

1) Türk ordusu, Suriye ordusunun kendi topraklarında tam egemenlik sağlayabilmesini kolaylaştırma hedefiyle, aşamalı olarak Suriye’den çekilmeli. TSK öncelikle, İdlib’deki gözlem noktalarını sıra sıra Suriye ordusuna devretmeli.

2) Ankara, Suriye muhalefetinin Türkiye’deki siyasi karargâhını kapatmalı, Suriye topraklarındaki askeri karargâhıyla ilişkisini kesmeli.

3) Şam, silah bırakma şartlı af modelleri geliştirmeli. Ankara, bunu sığınmacı sorununun çözümüyle birleştirerek desteklemeli ve sahada uygulamalı.

4) Türk ve Suriye orduları, silah bırakmaya direnen tüm gruplara karşı birlikte operasyon yapmalı.

Zor ama zorlanmalı...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Esad’ın analizi 25 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları