Mehmet Ali Güller

CHP’nin ‘dönüşüm’ sorunu

19 Haziran 2023 Pazartesi

Değişim ve yenilenme genellikle iyidir ama bu, her değişimin ve her yeninin, mutlaka iyi olduğu anlamına gelmez.

Değişim ileriye doğru ise iyidir ve gelişim demektir. Ancak değişim geriye doğruysa, iyi değildir; hatta geriledikçe dönüşür, başkalaşır...

SONUÇ DEĞİL NEDEN-SONUÇ ÖNEMLİ

Seçim yenilgisi nedeniyle “CHP’de değişim” konuşuluyor. Ancak ne yazık ki değişim sadece isimler üzerinden konuşuluyor.

Oysa isimlerden ziyade olaylar, hatta fikirler, dolayısıyla program konuşulmalı.

İsimler elbette önemli ama CHP’nin esas sorunu “dönüşüm” sorunudur. Atatürk’ün devrimci CHP’sinin nasıl dönüşüm geçirdiği, gericilikle nasıl uzlaştığı ve en sonunda Türkiye’yi nasıl siyasal İslamcılığa teslim ettiği, CHP üyelerinin asıl üzerinde durması gereken konudur.

Kuşkusuz bu sınıfsal analizler gerektirir. (Öyle olunca “kırsaldan oy alınmaması” seçim sonucunun bir bahanesi olmaktan çıkar, sınıfsal ayıp olarak tartışılır!)

Özetle, muhasebeler, sadece sonuçlar üzerinden değil, neden-sonuçlar üzerinden yapıldığında anlamlıdır ve ileriye taşır.

NEO-NEOLİBERALİZM!

Dünyanın ve Türkiye’nin önünde çok ciddi bir problem var: Neoliberal sistem çöküş işaretleri veriyor.

Bu köşede incelemiştik, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan bile “Neoliberalizm yenildi” saptaması yapıyor (Cumhuriyet, 4.5.2023).

Kuşkusuz kapitalistler, yenilginin panzehrini yine kapitalizmin içinde ararlar...

Sullivan da öyle yapıyor; çareyi neoliberalizmi yenilemekte görüyor: Bir nevi neo-neoliberalizm yani!

Mümkün mü? Neo-neoliberalizm elbette mümkün ama çare değil, panzehir değil.

TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDEKİ FIRSAT

Bizim için asıl mesele Türkiye’nin ne yapacağı elbette...

AKP’nin ne yapacağı görülüyor; Mehmet Şimşek-Hafize Gaye Erkan ikilisinin ekonomi-politiği, neoliberalizmin devamıdır.

Peki CHP ne yapmalı? 

İşte isimleri değil, bunu tartışmalı CHP öncelikle...

Çünkü dünyanın önünde kapitalizmin yenilgisine karşın bir seçenek ve fırsat duruyor. Aynı seçenek ve fırsat, elbette Türkiye’nin de önündedir:

1) Kamuculuk.

2) Dolarsızlaşma ya da de-dolarizasyon.

PROGRAM KENDİ İSMİNİ BULUR

Evet, CHP isim değil program tartışmalıdır. 

CHP, Asya’nın, Afrika’nın, Güney Amerika’nın tartıştığı kamuculuğu ve dolarsızlaşmayı tartışmalıdır:

Bunu Türkiye’yi 500 milyar dolar borçtan kurtarmanın yolu olarak tartışmalıdır.

Bunu, çalışanları, yarısına yaygınlaşmış asgari ücret utancından kurtarmanın aracı olarak tartışmalıdır.

Bunu, tarımı endüstriyel tarım olarak yeniden ayağa kaldırmanın yöntemi olarak tartışmalıdır. 

Bunu, kamu iktisadi kurumları yeniden inşa etmenin zemini olarak tartışmalıdır. 

Bunu, zengini büyüten büyümenin değil, yoksulu ve emeği gözeten planlı kalkınmanın işleyişi olarak tartışmalıdır.

DEVRİMCİ BARUT KÖKLERDE

Program düzeyinde değişim, isim düzeyinde değişimi getirecektir zaten.

İhtiyaç, devrimci baruttur öncelikle ve o da köklerdedir; Şinasi’de, Namık Kemal’de, Mustafa Kemal’de...

Ha, “dönüşmüş” CHP bunu başarabilir mi, tartışmalı tabii ki...

Ama tartışılmaz olan şudur: Kamuculuk Türkiye’nin ihtiyacıdır ve o ihtiyaç kendi partisini bulur/doğurur ve iktidar yapar en sonunda.

Sosyalistlerin ve Kemalistlerin ittifakı, devrimci Cumhuriyeti mutlaka inşa edecektir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Esad’ın analizi 25 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları