Mehmet Şakir Örs

Seçim kampanyaları

22 Mart 2024 Cuma

31 Mart yerel seçimleri için artık son haftaya giriyoruz. Bu bağlamda, siyasi partiler ve adaylar saha çalışmalarını yoğunlaştırdılar. Ancak hem siyasetçi ve hem de seçmen seçim yorgunu olduğu için, doğrusu sahada eski seçim dönemlerinin heyecanı ve coşkusu görülmüyor.

Bu durum elbette partilerin ve adayların seçim kampanyalarına da yansıyor. Siyasetçiler, kitleleri etkilemekte ve alanları dalgalandırmakta zorlanıyorlar. Buna koşut olarak, seçim kampanyalarının heyecan ve coşku düzeyi de düşüyor.

SİYASETSİZLEŞTİRME, PARTİSİZLEŞTİRME!

Biz bu olumsuzluğu ve yetersizliği, genel olarak ‘siyasetsizleştirme / partisizleştirme’ kavramlarıyla tanımlamaya ve açıklamaya çalışıyoruz. Bir anlamda, ülkemizde kalıcılaştırılmaya çalışılan ‘tek adamcılık’ anlayışının siyasete ve seçim kampanyalarına yansıması olarak değerlendiriyoruz.

Elbette yerel seçimin kendine has dinamikleri vardır. Yerel seçimde adaylar önemlidir. Ancak bu hiçbir zaman, seçim kampanyalarını siyasetsizleştirme ve partisizleştirme boyutuna varmamalıdır. Bu yolu kabullenmek ve özendirmek, popüler kişilerin adaylaşmasını ve bireylerin kültleşmesini beraberinde getirir. Sonuçta, tek adamcılığı öne çıkaran otoriter anlayışın kalıcılaşmasına hizmet eder. Oysa esas olan siyasal programlar ve siyasi duruşlardır.

MUHALEFET MUHALEFETE KARŞI!

Bazı muhalefet partilerinin ve adaylarının seçim kampanyalarında, iktidar bloku partileri ve adayları yerine muhalif adayların hedef alındığına tanık oluyoruz. Böylece seçim kampanyalarında ‘muhalefet muhalefete karşıymış’ gibi tam bir gariplik ve şaşkınlık durumu ortaya çıkıyor.

Bu görüntü muhalif seçmeni şaşırtıyor, üzüyor ve kızdırıyor. Kimi sözde muhalif partiler ve adaylar, iktidarla uğraşmak yerine muhalif ve özellikle de halen iş başında olan muhalif belediye başkanlarını yıpratmayı tercih ediyorlar.

İKTİDARIN EKMEĞİNE YAĞ SÜRMEK!

Bu yanlış ve hatalı tutum, istense de istenmese de sonuçta iktidarın ekmeğine yağ sürmek anlamına geliyor. Bu durumdan alabildiğine yararlanmak isteyen iktidar bloku, muhalefet partileri ve adayları arasındaki tartışmaları büyütmeye, ayrışmaları körüklemeye ve genişletmeye çalışıyor.

Bütün bu gelişmelerin ayırdında olan bilinçli seçmen; yaşanan ekonomik ve sosyal sorunların faturasını iktidara keseceği gibi, aynı zamanda izledikleri tutumla iktidarın ekmeğine yağ süren kimi sözde muhalifleri de cezalandıracaktır.

***

ALİ SİRMEN UNUTULMAZ, UNUTULMAYACAK!..

Gazetemizin ve basınımızın büyük değeri Ali Sirmen ustamızı kaybetmenin derin acısını, yüreğimizin derinliklerinde duyumsuyoruz. O, İlhan Selçuk - Uğur Mumcu geleneğinin son temsilcilerindendi. Cumhuriyet Ailesi olarak acımız ve üzüntümüz çok büyük.

Ali Sirmen, yalnızca bir yazın ve kalem ustası değildi. O aynı zamanda ülkemizin düşünce ve kültür hayatına önemli katkılarda bulunmuş, çok yönlü bir düşün ve kültür bilgesiydi. Bir başka önemli yönü de ülkemizin / halkımızın barış, demokrasi ve aydınlanma mücadelesindeki, dirençli tavırları ve unutulmaz emekleriydi... Ülkemizin çalkantılı siyasal ve toplumsal dönemeçlerinde; aldığı örnek tavırlar ve gösterdiği kararlı duruşlarla, pek çok aydına ve genç kuşaklara örnek olmuştu.

BARIŞ VE EMEK ŞENLİKLERİ

Biz İzmirli ve Egeli Cumhuriyetçiler, O’nu daha çok yöremizde yapılan etkinliklerde tanımış ve dinlemiştik. Eski belediye başkanları ve Cumhuriyet dostları Osman Özgüven ile Hakkı Ülkü’nün görev dönemlerinde, Dikili’de yapılan barış ve Aliağa’da yapılan emek şenlikleri; Cumhuriyetçilerin, demokratların, ilerici yurtsever insanların buluşma ortamlarıydı.

Ali Sirmen ustamızı, cezaevinden çıkışının ardından ilk kez Dikili’de tanıdığımızı ve dinlediğimizi anımsıyoruz. O’nun, 12 Eylül döneminin simgesel davalarından olan Barış Derneği davasında, diğer sanık arkadaşlarıyla birlikte gösterdikleri kararlı duruş, belleklere ve ülkemizin toplumsal mücadele tarihine silinmemecesine kazınmıştır.

CEZAEVİ ARKADAŞLARI

Aynı davada yargılanan ve cezaevinde aynı koğuşta kalan arkadaşlarından eski siyasetçi Kemal Anadol ile eski Elektrik Mühendisleri Odası başkanlarından Ergun Elgin, halen İzmir’de bulunuyorlar. Sağlık sorunlarıyla boğuşan bu iki barış mücadelecisi de Sirmen’i ve kaybettikleri arkadaşlarını saygıyla anıyorlar. Geçmişte belli aralıklarla bir araya gelen Barış Derneği sanıkları, en son 40. yıl nedeniyle Büyükada’da bir araya gelmişler. Şimdi o unutulmaz anıları yad ediyorlar.

Ali Sirmen ustamızın bizlere kalıt olarak bıraktığı düşünce ve aydınlanma değerlerini, Cumhuriyet gazetesini daha da güçlendirip büyüterek yaşatacağız. O hiçbir zaman unutulmayacak, hep anılarıyla yaşayacak; yazıları ve kitapları ile bizlere yol gösterecek!..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları