Meriç Velidedeoğlu

1 Ocak 2016

01 Ocak 2016 Cuma

“1 Ocak” yazı günüm olan “Cuma” ile buluşunca, geleneği sürdürüp yeni yıl kutlamasıyla başlayayım; “2016”nın tüm insanlığa, kuşkusuz ülkemize de acıları dindirecek, sorunları çözecek bir soluk getirmesini dilerim, her ne denli bir yıl boyunca yaşananların olumsuz izleri yok olmasa da, yeni yaşanacaklar sıraya girmiş beklese de...
Ne var ki, hem iz bırakıp hem yeni yılda yoluna devam edeceklerden biri son anda çıkageldi, “DTK”nin “14 Maddelik Deklarasyonu” (27.12.2015) İki gün süren “Demokratik Toplum Kongresi”nin (DTK) “Genel Kurulu”nda, ilk günü konuşan “HDP”nin “Başkanı S. Demirtaş”; “Artık gelecek yüzyılda Kürdistan olacak, belki Devletide olacak. (...) Kürt halkı özerk olacak diye tüm Türkiye’ye özerklik getirmek zorunda değiliz. Bölgesel dar bir özerklik mi yapılacak bunu konuşalım. Bölgeyi PKK mı yönetecek?” (Aydınlık 27.12.2015)
“Demirtaş”ın bu sorularına, “Genel Kurul”un hemen bitiminde açıklanan bu “14 Maddelik Bildirge”yle sanki “yanıt” verildi, hem de daha ilk maddede yer alan “Ülke genelinde özerk bölgelerin oluşturulması” isteğiyle; ayrıca bu yanıt, “PKK mı yönetecek?” sorusu için “evet”i de içerdiği, dolaysiyle bu bildirgenin bütünüyle “Kandil”in ürünü olduğunu da ele veriyor...
Bilinen bu gerçeğin -iplerin Kandil’de olmasınınbir kez daha böyle açıkça ortaya konması, “Kandil”in durumunu, tutumunu -bir bakıma varlığının nedenini de- anımsattı; “ABD”nin resmi plakalı arabalarının dünya medyasında yer alan Kandil’deki fotoğrafları, “Fransız Cumhurbaşkanlarından F. Mitterrandın eşinin ziyaretleri, “PKK”nın onu “Mitterrand Ana” olarak kabulü henüz unutulmuş değil...
Kısaca değinirsek, Batı emperyalizminin, “Ortadoğu”yu elinde tutmak için, bölgenin temel ülkelerinden olan Türkiye’yi parçalamak, bölmek doğrultusunda, “20. yy”ın ilk yılarından başlayarak ortaya koyduğu düzenlemelerdir deniyor, “Özerk Yerel Yönetimler” için.
“Osmanlı Devleti” son anlarını yaşarken, yeni “sadrazam A.Rıza Paşa”, hükümet programını “Mebusan Meclisi”nde okuduğu sırada dile getirir “Özerk Yerel Yönetimler”i; ayrıca bunların denetiminin “yabancılar”a verileceğinden de söz eder (Söylev, C. III, B: 235)
“Osmanlı”nın ortaya koymak zorunda bırakıldığı bu “yönetim” düzeninden yedi ay sonra imzalanan “Sevr Antlaşması”nda da yer alan bu “özerk yerel yönetimler” bir süre sonra, “özerk yerel meclisler”inin kararıyla komşu ülkelerden birine -İzmir Yunanistan’a- katılabileceği, “Güneydoğu Anadolu”daki Kürtler de çoğunlukta oldukları “özerk yerel yönetimler”in, “özerk il meclisleri”nin aldığı kararla bir “Kürt Devleti” oluşturabileceklerdi. (Sevr, Madde 62-64)
Bütün bunlar, günümüz “Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan”ın, “ayyaş” dediği “Atatürk”ün önderliğindeki “Ulusal Kurtuluş Savaşı”nın büyük bir yengiyle (zafer) sonuçlanması ve ardından imzalanan “Lozan Barış Antlaşması”yla yok edilerek, üniter, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” kurulacaktı. (29.10.1923) Bu tarihten sonra, ülkemizi parçalamaya yönelik bu “özerklik” söylemi, Türkiye’yi yönetenlerce hiç dile getirilmedi, ta ki “Adalet ve Kalkınma Partisi” (AKP) iktidarının ikinci yılında (2004) Başbakan R. T. Erdoğan’ın -AKP çoğunluğuyla- “TBMM”den geçirttiği “İl Özel İdareler Yasası”nı, Cumhurbaşkanı Sayın A. Necdet Sezer’in, yasanın 14. maddesini “veto” edişine dek.
“Cumhurbaşkanı Sezer” bu yasayla “il genel meclisleri”nden “özerklikten öte”, “bağımsız” niteliğe kolayca dönüşebilecek “yerel bir meclis” oluşturulmaktadır diyerek uyarmıştı (2004).
Ayrıca bu konu dile getirildiğinde “R. T. Erdoğan”ın büyük bir coşkuyla, “Diyarbakır bölgenin bir yıldızı olacak!” haykırışlarını da anımsamalı, günümüzün “Diyarbakır”ına ve bölgesine bakarak... Öte yanda, Sadrazam A. Rıza Paşa’nın “özerk yönetimler”i, daha da geliştirilerek, nasıl “Sevr Antlaşması”nda yer almışsa, Erdoğan’ın “İl Özel İdareler Yasası”ndaki kimi isteklerini de, bu “14 Maddelik” önergede de görmek olası, ister istemez...
Yazıyı, “PKK”nın “Mitterand Ana”sının ülkesi Fransa’nın bir tutumuna bir kez daha değinerek noktalayayım diyorum; Fransa’da bir toplantıda ulusal marşları “Marsaillaise” okunurken toplantıdaki ayrılıkçı “Korsikalılar” ayağa kalkmayınca Fransa ayağa kalkmıştı...
Anında ulusal marşı ve bayraklarını korumaya olan yasayı çıkarıverdiler...
Gelecek “cuma ve cumartesi” günkü eylemlerimizde bu yıl da bir araya gelelim!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları