Meriç Velidedeoğlu

Yine ‘kutsal aile’ (2)

11 Aralık 2015 Cuma

“İŞİD” petrolünün, yasal olmayan yollarla “Türkiye” üzerinden dünyaya pazarlandığı ayrıca bu “kaçak petrol ticareti” ile, “TC Devleti”nin “Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan”ın, ailesinin oğlu Bilal’in bağlantısı olduğu haberi dünya basınının gündemine iyice oturdu.
Bilindiği gibi bu suçlamaları, “24 Kasım”da bir uçağı Türkiye tarafından düşürülen “Rusya”nın “Devlet Başkanı V. Putin” başlattı.
Hemen ardından “Rusya Savunma Bakanı”, açıkça Erdoğan’ı ve ailesini suçladı.
Sırada “Dışişleri Bakanı Lavrov” da vardı; “düşürülen uçağın hedefi IŞİD petrolünün ticaretini yapan bölgeydi, bu kaçak ticaretin önlenmesine yönelikti, dolaysiyle bu ticaretle bağlantısı olanların canını sıktığını” vurgulayan açıklamalar yaptı.
“24 Kasım”dan bu yana, her gün, bu kaçak petrol satışıyla Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan’ın ve ailesinin bağlantısını “TV”de izlerken, gazetelerde okurken, insan, ülkesinin yönetiminde yer alan kimilerinin bu tür yolsuzluklara bulaştığını ister istemez anımsıyor.
Ne var ki bu insanların, bu tür olaylara “aile boyu” katıldıklarından pek söz edilmez; “Erdoğanlar”da olduğu gibi ailenin bütün bireylerinden dahası aileye katılan damatlardan sürekli olarak söz edilip gündeme oturduğu ya hiç olmamıştır ya da çok enderdir.
Oysa bunların, “AKP” iktidarının, neredeyse özelliğini oluşturduğu söylenebilir, “13 yıldır” yaşananlarla...
Bu yaşananların en ünlülerinden biri olan “Deniz Feneri Derneği Soygunluğu”nu bilmem ki anırsar mıyız? Yoksullara yardım için kurulan bu derneğin “Almanya” ayağının, bu ülkede çalışan emekçilerimizden topladığı inanılmaz miktarlara ulaşan bağışları (markları), tam anlamıyla “iç edilince”, “Alman Hükümeti” bu yolsuzluğu yargıya taşımış, Alman Yargıç J. Müller, “Almanya’nın yaşadığı en büyük soygunluk!” diye nitelendirmekten kendini alamamıştı...
Oysa “Başbakan Erdoğan”, derneğin başkanıyla “senlibenli”dir; Almanya’da bulunduğu sırada derneği ziyaret etmektedir; oğlu da bu ziyaretlerini hiç eksik etmez; Başbakan dernek başkanıyla baş başa resimler çektirir...
Böylesine, bu çapta “soygunluk” peşinde olan bir dernekle olmaması gereken bu ilişkiler gittikçe daha yoğunlaşıp artınca, katılmak için kapısında nöbet tuttuğumuz “AB”, artık dayanamaz; Türkiye hakkında verdiği “İlerleme Raporu”nda konuyu, bu “soygun” üzerinden ele alır. (Kasım 2008)
İlk kez bir “Yolsuzluk” başlığı ve bölümü açılır; Türk Hükümeti’nin (AKP iktidarının) soygunun, yolsuzluğun üstüne eğilmediği bu konuda bir “strateji” oluşturmadığı eleştirilerek vurgulanır.
Ne ki, “AB” haksızlık (!) etmektedir; Başbakan Erdoğan konuyu hemen ele almış, bu soygunluğa bulaşmış kişileri, “RTÜK” benzeri kamu kuruluşlarının başına “genel müdür” atama “strateji”sini oluşturmuştur.
Bu soygunluğa nokta koyup, İzmir’in “Urla” ilçesinin, dünyaca ünlü “SİT” alanına yapılması istenen “Urla Villaları”na izin karşılığında “aile”ye armağan edilen “Sümeyye”nin ilgilendiği“villa”ya değinip, İstanbul’un “soluk” almasını, oksijenini sağlayan “Kuzey Ormanları”na gelelim; bu ormanları barındıran “Kısırkaya” bölgesini satın alanın, “Emine Erdoğan”ın can dostu olması, buralarının “imara açılması” için onca “uğraş” veren “Emine Hanım”ı kutlayarak (!), ailenin başka üyesine geçelim.
İlkin, “1725 Aralık” olayları bağlamında, evdeki milyonlarla ilgili olarak, Erdoğan’ın; “Bilal oğlum! Sıfırla, sıfırla!” uyarısını anımsayıp, yine “Oğul Bilal”in, yolsuzluğa dair bir dosya çerçevesinde “ifadeye” çağrılmasına geçilirse, bunun “Fethullah”ın bir oyunu olduğu gündeme oturuverir sanırım; ne dersiniz? Konu öyle bir iki yazılık değil, daha sıra “Oğul Burak”ın gemiciklerine bile gelemedi...
Ama şunu da soralım, “ifade”ye çağrılan yurttaş gitmezse “gözaltı”na alınır yasa gereği!... “Bilal Erdoğan” gitti mi, yoksa gözaltına mı alındı?
Eh, artık yazıyı noktalayalım, ama “Vladimir Putin”e de “daha önceleri neredeydin?” diyerek...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları