Büyük kazanım: Medeni Kanun

12 Şubat 2024 Pazartesi

Seçim süreciyle birlikte anayasa, yargı paketi, Medeni Kanun tartışmaları yeniden alevlendi. Yönetimsel sorunlar, yargının bağımsızlığı konusundaki karne ortada. Anayasaya ilişkin tartışmalar aynı zamanda Cumhuriyetimizin temel ilkeleri açısından kritik önemde. Bu çerçevede anayasanın temel maddelerinden laiklik ilkesi de öne çıkıyor. Akıldan, bilimden yana laik eğitim anlayışına karşı uygulamaların her geçen gün arttığı gözleniyor. Kimi çevrelerin değerlerimizi savunuyoruz adı altında doludizgin tarikat, cemaat kültürüne geleceğimizi, çocuklarımızı teslimiyet arayışı kaygı yaratıyor.

Geçen hafta Cengiz Karagöz imzalı haberde Bitlis’te bir ortaokulda “hac ibadetini” öğretmek gerekçesiyle sınıfa Kâbe maketi kurulup öğrencilerle şeytan taşlama provasının yapıldığı aktarılıyordu. Başka bir haberde de iktidar bağlantılı tarikatların eğitimden sağlığa her alana yerleştiği, ihaleleri kaptığı belirtiliyordu. Aytunç Ürkmez imzalı haberde ise Laiklik Meclisi İzleme Merkezi’nin hazırladığı raporda, şeriat ve hilafet çağrılarının arttığı kaydediliyordu. 

KADIN DEVRİMİ

Ülkemizin içinde bulunduğu bu karmaşık coğrafyada, inanç özgürlüğüne saygıyla birlikte dini devletten ayıran, dinin siyasete alet edilmesine kırmızı ışık yakan Atatürk’ün öngörücü yaklaşımının bizi güçlü tuttuğunu sürekli vurgulamak gerekiyor. Geçen pazartesi günü bu çerçevede çok önemli bir tarihin yıldönümüydü. Laiklik, 5 Şubat 1937’de anayasanın 2. maddesinde yapılan değişiklikle devletin niteliklerinden biri olarak kabul edildi. Bu ilke o kadar hayati ki... Demokrasinin, hukuk birliğinin vazgeçilmezi. Kız çocukları ve kadın hakları açısından son derece önemli. Konuya ilişkin haberimizi sürmanşetten siz değerli okuyuculara “Laik Cumhuriyet yıkılmaz” başlığıyla duyurduk. 

Bu hafta yine önemli bir tarihin yıldönümü. Türk Medeni Kanunu’nun 98. yılı. Padişaha, kula kulluktan sonra Milli Mücadele, ardından Cumhuriyetin ilanı. Yokluk ve yıkıntılar arasında yeni bir ülkenin ekonomiden eğitime, bilime uzanan çağdaş, modern Aydınlanma hedefleri doğrultusunda yola çıkışı. Atatürk liderliğinde bu büyük var olma mücadelesinde Cumhuriyetin ilanından yaklaşık üç yıl sonra 17 Şubat 1926’da Medeni Kanun, Meclis’e getirilir ve kabul edilir. Aynı yıl 4 Ekim’de yürürlüğe girer. Kadın hakları için adeta bir devrimdir. 

Sıradanlaştıran, unutan ya da unutturmak isteyenlere anımsatmakta yarar var: Laikliği esas alan Medeni Kanun sayesinde Türk kadını erkeklerle eşit haklara sahip oldu. Resmi nikâh zorunluluğu getirildi. Boşanma hakkı tanındı. Çokeşli evlilik yasaklandı. Çalışma özgürlüğü kazanıldı. Miras konusunda kadın-erkek arasında eşitlik sağlandı. Ve gelelim 1926’dan 2024’e... Son dönemde CHP’den iktidarın Medeni Kanun’da değişiklik planladığı yönünde uyarılar artıyor.

‘21 METREKARELİK YAŞAMLAR’

Geçen hafta acının yıldönümünde deprem bölgesinden haberleri sayfalarımıza taşıdık. Merve Kılıç imzalı haberde, barınma sorununun hâlâ çözülemediği vurgulanıyordu. “21 metrekarelik yaşamlar” başlığıyla depremzedelerin konteynerlerdeki yaşam mücadelesi aktarılıyordu. Olası İstanbul depremine hazırlıklara ilişkin tartışmalar çerçevesinde Şevval Aydoğan imzalı haberimizde ise sağlık sistemindeki sorunlar hatırlatıldı. 

Referans gazetesi Cumhuriyet, yerel seçim sürecine yönelik haberleri arka planlarıyla birlikte sizlere aktarmayı sürdürüyor. Geçen haftaya damga vuran konulardan biri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Merkezi yönetimle yerel yönetim dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı” şeklindeki sözleriydi. Çağdaş Bayraktar imzalı haberde Hataylıların “Yalnızlığımızın nedenini şimdi çok iyi anlıyoruz” ifadeleri dikkat çekiciydi. 

Bu haftaki Mısır gündemini de geçmek olmaz. 14 Şubat’ta Erdoğan, Mısır’ı ziyaret edecek, mevkidaşı Sisi ile görüşecek. Tarihin garip cilvesi mi denir, bilinmez. “Ey Sisi’den” Sevgililer Günü’nde denk düşen temasa...

Gündemin baş döndürücülüğü arasında tek değişmeyen ise iktidarı, muhalefeti yerel seçim sürecinde kapışıp dururken yurttaşın yaşam mücadelesinin ağırlığı altında ezilmesi. Bir zamanların tarım ülkesinde yurttaş artık bütün yerine lahanayı yaprak olarak aldığını, kuru bakliyat, zeytin, peynir fiyatlarındaki artışa yetişemediğini söylüyor. Siyaseti sadece vaat, menfaat sananlara bir kez daha hatırlatalım, yurttaş sesimi duyan var mı diye sormaktan artık yorgun, sıkkın...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Egemenlik ulusundur! 22 Nisan 2024
Kanlı çarklar... 15 Nisan 2024
Demokrasi dengesi... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları