Özlenecek salı buluşmaları...

03 Haziran 2024 Pazartesi

Erdal abimizin son dakika bir aksilik çıkmazsa gazeteye geldiği günlerdendi salı. Günün en keyifle beklenen sohbeti... Binanın girişinden itibaren Erdal Atabek, tüm çalışanlarla selam sohbet sonrasında yazıişlerinin olduğu kata çıkar... İnce, uzun masa etrafında toplaşılır. Erdal Hoca’yı bulmuşuz ya, geçmişten bugüne farklı konularda bilgisinden, tecrübelerinden yararlanmak üzere sorular peş peşe gelir. O sabırla yanıtlar, anlatılanları dinler.

Sonrasında odamda buluşuruz, sabah kahvesi eşliğinde dopdolu bir sohbet... Sohbet dediğime bakmayın, aslında benim Aydınlanma yolunda ondan dinlediklerim, öğrendiklerim. Neredeyse her buluşmada, birçoğumuza kalem, renkli ya da üzerinde anlamlı bir yazı bulunan defter ya da kitap hediye eder. “Ne güzel defter kıyamam buna yazmaya” dedikçe, “Tam tersine oraya yazacaksın, yazdıklarınla değer bulacak” yanıtını verir. Kalbinizin orta yerine güven ama öğrenmenin son bulmayacağı hissini yerleştiriverir.

Ne mi konuşuruz o keyifli bir kahvelik molada; gündelik hayata dair ne varsa... Biraz felsefe, psikoloji, siyaset... Ve sonunda günümüz tablosuna konuyu oturtuverir. Yine muzip, esprili... Saatine bakıp yoğunsundur hadi ben gidiyorum diye ayaklanmasına yakın sohbetimiz ne kadar zorlu konulara ilişkin olursa olsun mutlaka gençlerin önemi ve umudu hiç yitirmemenin, mücadeleden vazgeçmemenin gerektiğiyle sonlanır.

ELEŞTİREL DÜŞÜNCE EĞİTİMİ

Cumhuriyet ilkelerinin yılmaz savunucusu Erdal abi için ülkemizin sıcak başlıklarından eğitim konusu her zaman önemliydi. 2018’de kaleme aldığı yazı bugünün sorunlarına da ışık tutar nitelikte: “İnsan aklını, zihinsel ambargolardan kurtarmanın tarihi çok aydınlatıcıdır. Çağımızın aydınlık eğitimi de işte bu temelde, düşünsel blokajları aşarak, duygusal kaçışları görerek ‘eleştirel düşünce eğitimi’ne ulaşmıştır. Çocukluk döneminin Montessori eğitimi, günümüzün Finlandiya modeli hep bu temele dayanır, ‘eleştirel düşünce eğitimi’. Şimdi siz bir yandan bu eğitim modellerini bileceksiniz, öte yandan sorunun yasaklandığı, tartışmanın suçlandığı itaat eğitimini çocuklara dayatacaksınız. Eğitimin temel sorunu bu çelişkidir. Bu çelişkiyi çözüme bağlamadan, kalabalık sınıfları, sözleşmeli öğretmenliği, eğitimde yapay zekâyı tartışmak önemini yitirmektedir. Çocuklarınızı ne için eğitiyorsunuz? Eğitiminizin amacı nedir? Önce bu soruyu yanıtlayın ki yapacağınız eğitimin geçerliliği olsun...”

Erdal abimizi dün son yolculuğuna uğurladık. Hepimizde onlarca anı... Yol göstericimiz olmayı daima sürdürecek.

DEPREM BÖLGESİNDE SORUNLAR SÜRÜYOR

Geçen hafta gündem yine doluydu. Cumhuriyet gazetesi olarak iktidarın “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”ne yönelik tepkileri aktarmayı sürdürürken eğitim şefimiz Figen Atalay imzalı haberde Ankara Mamak Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nce okullara gönderilen yazıyla LGS sınavı öncesi öğrenciler ve velilerin dua için camiye çağrıldıkları belirtiliyordu. Bilimsel, laik, çağdaş eğitim derken okullara imamı sokan ÇEDES’le geldiğimiz tabloyu anlatmak açısından önemli bir haberdi. Önceki gün olaya ilişkin protesto vardı, eyleme katılanlar “Gericiliğe son verin” çağrısı yaptı.

Şehriban Kıraç imzalı iki haberimiz ise deprem bölgelerindendi. İlki CHP’li Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere ile yaptığı röportajdı. Tutdere kentte en önemli sorunun kalıcı konut, barınma meselesi olduğunu söyledi. Bir diğer haber ise deprem bölgelerinde bir yılda 70 bin kişinin işini kaybettiğiydi. Kalifiye çalışan kaybının sürdüğü, kalıcı işyerlerinin oluşturulamamasıyla işletmelerin bir bir göç ettiği aktarılıyordu.

Şevval Aydoğan imzalı “Beş milyon kişiye 6 radyolog” başlıklı haberde ise Diyarbakır’da üç, Şanlıufa’da bir radyoterapi cihazı olduğu belirtildi. Mardin ve Batman’da hiç cihazın bulunmadığı, dört ildeki radyoloji uzman sayısının 6 olduğu kaydedildi. Kanser hastalarının tedaviye erişemediğine dikkat çekildi.

Bu “kaynaksızlık”lar arasında bazı bakanların özel şirket uçaklarıyla yolculukları gündemdeki yerini korurken Taylan Gülkanat imzalı haberimizde Türkiye Maarif Vakfı bütçesinin 2.9 milyar’dan 5.7 milyar TL’ye çıkarıldığı aktarıldı. Paranın kesileceği yer ise Milli Eğitim Bakanlığı. Öğrencilere bir öğün bile yemek verilemediği bir ortamda bu kaynağın vakfa aktarımı ise tartışma yarattı.

Neyse ki tasarruf haberi “çay” üzerinden geldi! Karabük Safranbolu İlçe Eğitim Müdürlüğü’nün “kamuda tasarruf tedbirleri” kapsamında okullara gönderdiği yazıda su ısıtıcısı veya çay makinesinin kullanılmamasını istemesi ekonomik göstergeleri rahatlattı!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları