Mikronezya’nın düşmez kalkmaz müstebiti Muktedir Makropiç’in bitmez tükenmez yozluk diktasını sürdürmekteki başarısına karşın soyundan yana talihsiz ve hatta lanetli sayıldığını, biliyorsunuz...

Yol inancının Tanrısı Ol’un en sevgili kulu, hatta peygamberi Makropiç’e 10 çocuk verip erkek evlatların tamamını ya deli ya da geri zekâlı olarak bahşetmesi; müstebitin yaşamındaki trajik kıymıktı. 

Erkek varis yokluğunda damadı Embesil Şamarov’a ikinci adamlık verip çok geçmeden döve döve istifasını sağlamak zorunda kalan zavallı Muktedir; sonunda kaderine razı olmuş, soyunun ve tabiidir ki hanedanının devamı için torunlara umut bağlamıştı. 

İktidarı bırakmaya kesinlikle hazır değildi, dolayısıyla hangi erkek torunu veliahtı seçeceğine henüz karar vermemişti. Ama kız erkek, hepsinin düzgün evlilikler yapmasına önem veriyordu ve işte, ilk kız torunu Salamura Şamarov’un “gözleri açılmadan” evlendirilme zamanı gelmişti.

Muktedir Makropiç, torununu Makronezya müstebitinin dölüyle baş göz etmeyi isterdi, ama cilveli kadere bakın ki koskoca Valdemir Potin’e de iki kız çocuğu vermiş, orada durmuştu. 

Çocuk gelin adayı Salamura’ya damat adayı elbette Britanya’dan çıkacak değildi. 

Komşu ada Bitania’dan çıktı.

Muktedir Makropiç, yıllardır kavgalı olduğu Bitania müstebiti Mukteber Sisikovski’yle yeni barışmıştı. Böyle bir evlilik, iki müstebit arasındaki taze barışı perçinlemek için fırsat olabilirdi. 

Fakat Muktedir Makropiç’in dünür adayı Mukteber Sisikovski ve ailesine ilişkin çekinceleri vardı. 

Her iki adada da yokluk, yoksulluk ve yolsuzluk egemen olmasına karşın; Bitania müstebiti Sisikovski, Tanrıtanımaz olup Tanrıtanırlara da savaş açmıştı. Örneğin Bitania’da cima özgürlüğü yoktu, ama Mikronezya’daki bazı yasaklar da yoktu.

Sisikovski sülalesi âlâyıvâlâyla Mikronia’ya teşrif edip, gelin adayı Salamura Şamarov’u hayli yakışıklı damat adayı Beşteber Sisikovski’ye, elbette babasından değil müstebit dedesinden, usulünce istediler. 

Muktedir Makropiç, “Tanrımız Ol nasiptir derse, münasiptir” diye kıvırıp, aklını kurcalayan baklayı ağzından çıkardı: 

“Oğlunuzun tütünü, içkisi, kumarı var mıdır?”

Dünür adayı Mukteber Sisikovski, güvenle gülümseyip gururla açıkladı: 

“Hepsi vardır. Bir tek karı eksik. Onu da alıp gideceğiz!”