Haç, Hilal ve PKK

25 Eylül 2011 Pazar
\n\n\n

Daryal, kalabalığın arasındaki üniformalı asker sayısına şaştı, sonra hatırladı: NATO, Türk ordusunun terk ettiği üsleri boş bırakmamış, adadaki kontenjanını son iki yılda üçe katlamıştı. \n

\n

NATOnun Kıbrısa yaptığı askeri yığınağın resmi gerekçesi, Müslüman halkla Ortodokslar arasındaki tarihsel kan davasının yeniden başlamasını önlemek olarak gösteriliyordu.\n

\n

Oysa doğru gerekçe, birkaç yıl önce Kıbrıs karasularında bulunan petrol rezerviydi. \n

\n

Hilale karşı güya ittifak kuran Haçlılar arasındaki gizli rekabet, Kıbrıs petrolüyle daha da önem kazanan Doğu Akdeniz hangi haçın kontrolüne girecek, Ortodoks Rusyanın mı, yoksa Hıristiyan Batının mı?’ bilmecesinde uyukluyordu. \n

\n

Haçlı ittifakında gerçek müttefikler, Katoliği, Protestanı, Ortodoksuyla AB ve ABDli Hıristiyanlardı…”\n

\n

***\n

\n

Yukarda okuduğunuz satırlar, Türkiye devletinin yok olduğukurgusu 2026 yılına ayarlı olup, 2008 yılında yayımlanan Destina* adlı romanımda yer almaktadır. \n

\n

Vahim gelişmelere gebe, gerilimli bir zaman dilimine girdi ülkemiz. \n

\n

Ne gariptir ki PKKnin yeniden yoğunlaştırdığı terör eylemlerindeki son saldırıların, İsraille itiştiğimiz sürece denk gelmesi, kimse tarafından dillendirilmedi. Oysa İsrailin Türkiyeye karşı PKK ve Ermeni terörünü destekleyerek misilleme yapacağı, bizzat İsrail gazetesi Yedioth Ahronot tarafından iddia edilmişti!\n

\n

Ekleyin böyle bir olasılığın üstüne Kıbrıslı Rumlarla Doğu Akdenizde petrol ortaklığına girişmeyiİsrailin Davos 2009daki one minuteçıkışının faturasını ödetmeye başladığı açık değil mi?\n

\n

Anladığım kadarıyla Türkiye ile İsrailin arasının açılması, 2008 yılına dayanıyor. Başbakan Erdoğanın mevkidaşı Başbakan Olmertle yaptığı dostane görüşmenin ertesi, İsrail Gazzeyi bombalıyor ve Türkiyeden elbette ki habersiz yapılan bu bombalama, sanki bir gün önce Başbakan Erdoğanın bilgisi dahilindeydi algısı yaratıyor. Türkiye, haklı olarak sırtından bıçaklandığını düşünüyor ve ipler kopuyor. \n

\n

İki ülkenin arasındaki gerilimin tırmanma takvimini: 2008de sırttan bıçaklanma, 2009da one minutekrizi, 2010da Mavi Marmara saldırısı, 2011 Rum Kıbrısla petrol ortaklığı, diye çıkarınca, bencileyin durum açık!\n

\n

İsrail, son yıllarda Rus asıllı, tam anlamıyla faşist ve ülkeyi eninde sonunda yok edecek bir çılgınlığa sürükleyen Eşkenazların devlette artan ağırlığına rağmen, ABD demektir. \n

\n

Ama AKP iktidarını ABDdemuktedirkılan da İsraildir.\n

\n

Filistin konusunda savunulması giderek güçleşen ve yalnızlaşan İsrail, AKPden verdiği lobi hizmetikarşılığında çekincesiz destek istedi. Türkiye, iyi geçinmek istediği İsraile destek verdi, ama Filistin çekincesiz vermedi. İsrail, petrol aramalarına yeşil ışık yakan ABDnin de onayıyla bugün Türkiyeyi işte bu çekincesiz vermezlikyüzünden köşeye sıkıştırıyor. \n

\n

Son günlerde ülkeyi kana bulayan PKKnin sözde şubesi şehir terör grubunun, PKKden görece bağımsız ABD ve İsrail beslemesi bir yan grup olmadığı ne belli? Böyle bir mantık, hem MİT ile PKKnin gizli pazarlığını dışarı sızdıranın MOSSAD ajanı olduğunu açıklar, hem de MOSSADın PKKnin yönetimine en üst düzeyde sızdığını doğrular… \n

\n

Başbakanın gerekirse savaşırıztehdidinin altında, PKK terörüne İsrail desteği, Akdenizde Rum Kıbrıs ile İsrail petrol ortaklığı var. Filistin, bahane gemisi. \n

\n

Başbakan Erdoğanın dörtte üçü boş bir BM Genel Kurulunda esip gürlemesi, nasıl bir köşeye sıkıştığımızın göstergesi. \n

\n

Türkiyenin Akdenizdeki kumpasa misilleme yapacak ne petrol platformu var ne de devlet olarak uluslararası meşruiyeti bulunmayan KKTC ile anlaşmasının geçerliliği. Zaten PKK ile baş edemezken, güya İsraile kafa tutacak ordusunda da ulusalcı muharip komutan kalmadı, hepsi içerde… \n

\n

İsrail ile girişilen bu boy ölçüşme, aziz dostum Ali Sirmenin deyişiyle** Tayyip Erdoğanda yeni Nâwsır arama çalışmaları”, nasır bulup bağırta bağırta basmakla da sonuçlanabilir.\n

\n

Yeter ki 2026da Destinanın roman kurgusu, bölge gerçeği olmasın! \n

\n

*Literatür Yayıncılık, 2008\n

\n

**Cumhuriyet, 22 Eylül 2011

\n\n\n

‘G’ NOKTASI

\n\n\n

Yazarlıkta, muzipliğine imrendiğim bir kalem vardır, o da gazeteciliğinden insanlığına çok güvenip sevdiğim Nazım Alpmanın kalemidir. Aynı konuyu yazar, aynı mesajı veririz, Nazımı gülerek okur, bana öfkelenirler ve onun zarif oturtmalarını gıptayla izlerim.\n

\n

Nazım Alpman, muzip özgünlüğüyle yine harika bir kitap yayımlamış: Yollardan Sonra (GOA Yayıncılık, 2011). Okurken hem diyarlar geziyor, birbirinden ilginç bilgiler ediniyor, hem de eğleniyorsunuz. Bu kitapta, İsviçrede \tCindy Crawfordla röportaja giderken, yoldan çevrilip Şanlıurfaya gönderilen ve kendisini yirmi erkekle başbaşa kebap yerken bulan gazetecinin dramı var! Ama Acaradan Batuma, Safranboludan Şanlıurfaya, yalnız yollarda öğrenilebilecek insanlık maceraları \tda var.

\n\n\n

Evraklarımızda hiçbir eksiklik olmaması, tamamen bize ait bir fazlalık.”\n

\n

NAZIM ALPMAN

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

At, avrat, rodeo! 18 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları