Hayatımız Vizyonda

29 Haziran 2011 Çarşamba
\n\n\n

Birileri düğmeye bastı, mobil ajanlar menkul casusluk arabalarına, kameralar gayrimenkul odalara yerleşti. Yönetmen Motor! deyince çekim başladı. Seks, video ve şantajla, Türkiyede siyasal alan yeniden tasarlandı. Senaryo, CHPnin AKPye daha yakın oranda, MHPnin de yok olacağı bir Meclis üstüne kurgulanmıştı. Çünkü yapımcı, AKPnin iktidar olacağı, ancak güçlü bir CHP muhalefetiyle dengeleneceği, daha demokrat, çünkü Araplara örnek olacak bir film ısmarlamıştı.

\n

Biz seyirciler, her şeyin farkındaydık.

\n

Ama filmin ne yapım, ne yönetim, zaten ne de senaryo aşamasında sözümüz geçiyordu. Çekimini elimiz kolumuz bağlı seyrederken, hiç olmazsa köhne CHPnin yenilendiğine sevindik. Montajda öngörülmedik gelişmeler olabilir, filmin sonu yapımcıyı da yönetmeni de aşıp, senaristi şaşırtabilirdi. Başka bir deyişle, yardımcı aktörlerden biri baş aktörden daha başarılı bir oyun çıkarırsa, Oscarı iktidar yerine muhalefet alabilirdi, henüz

\n

***

\n

Birileri düğmeye bastı, yönetmen Motor! dedi, figüranlar korosu Arap Baharı, Arap Baharı!” diye çığlıklandı. Mağripten Maşrıka Arap halkları ayaklandı.

\n

Başlangıçta her şey yolunda gidiyor, filmin çekimi yazılan senaryoya harfiyen uyuyordu. Özellikle Türkiyede, taşlar yerine oturmuştu. Aktörlerden figüranlara herkes, biçilen rolü sanki hangi filmde oynadığının farkındaymış, önceden ezberletilmiş gibi canı gönülden oynuyordu.

\n

Ama yerküre, milyarlarca yıldır süren deviniminde, üstünde bir ömürcük geçirenlerin çevirdiği ne filmler görmüştü! Tınmadı bile değil, ne çekenden haberi oldu, ne çevirenden. Güneşin çevresindeki dönüşünü her zamanki hızında sürdürdü.

\n

Oysa filmin çekiminde zaman kaybı vardı. Türkiye dışı çekimler uzamıştı. Bahar geçiyor, bazı Arap ülkelerindeki ayaklanmalar gecikiyordu.

\n

Olsun! Böyle küresel yapımlarda, zaten senaryonun başı olur, sonu spontan gelirdi. Tunus zamanında, Mısır gecikmeli tamamlanmıştı. Libyada tık yok muydu? Teknik ekip gönderildi, figüranlara silah dağıtıldı, nasıl kullanılır öğretildi, ayaktakımından ayaklanmacı, talandan ayaklanma yaratıldı. Yetmedi, Libyayı profesyonel oyunculara bombalatmaya başladılar.

\n

Türkiyedeki baş ve yardımcı aktörlerin de doğaçlama yapması gerekti tabii ki: Önce Hüsnü Mübareke kefen ve mezar metreküp dersi verildi, sonra Libyadaki Türk yatırımlarının üstüne bir bardak su içilip, Kaddafiye ya teslim ol, ya da geber, öğüdü

\n

Bahar geçti yaz geldi, ama Mağripten Maşrıka ayaklanıp diktatörlerinden temizlenen ellere bile demokrasi gelemedi. Olsun! Yapımcıları da zaten filmin sinema mı, televizyon dizisi mi olacağını kararlaştırmamışlardı. Çekimler uzayınca, senaryo da Arapların hızına uygun, beş bölümü atla altıncısında yakala, koyun aynı yerde otlar, tadında bir Türk televizyon dizisine uyarlandı.

\n

Oysa Türkiyede Araplaşmış Türkler bile hamarattı, iç çekimler hiç hız kesmedi: Seçimlerden tam önce, dizinin MHPnin tinsel politikadan cinsel tasfiyesine ilişkin bölümü başarıyla yayımlandı. Senaryoya göre MHP Meclis dışı kalacak, AKP iktidarının giderek artan otokrat eğilimleri skoru yüzde 30a yükselen güçlü bir CHP dengelenecek ve yüzde onluk baraja rağmen Türkiyenin gündemini belirleyen BDP ile işbirliği yapması sağlanarak, arzulanan Kürt özerkliği de aradan çıkartılacaktı.

\n

***

\n

Ne var ki Türk seçmenler, tüm suflörlere rağmen, figüranlıkta aktörlerin başarısını gösteremedi ve platoyu altüst etti: CHP, güçlü muhalefet rolünde göz doldurmadı. MHP sahneden çekilmedi. AKP iktidarı, iç ve dış çekimlerde hukuk doğaçlaması yapmaktan hem rolünü karıştırdı, hem de senaryoyu.

\n

Küresel dizinin kriz aşamasındayız: BDP boykotu, tutuklu milletvekilleri derken, iç çekimlerde eksik bir kadro, dış çekimlerde Türkiyeyi Suriye ile kapıştırma sahnesinin hazırlıkları AKP iktidarı, her ne kadar düne kadar canı ciğeri, kankası ve kardeşi Beşşar Esadı tu kaka ettiyse de dizinin bundan sonraki bölümleri artık freni patlamış doğaçlama.

\n

Bu küresel filmin adı İslami Demokrasi. Başrolde Türkiye, hayatımızı oynuyoruz, ancak sonunu ne senarist biliyor, ne de biz, sayın seyirciler.

\n

***

\n

Seyirci olmaktan sıkıldıysanız sevgili okurlarım, yazar ve uzman dostlarımla birlikte yarattığımız www.mgkmedya.coma buyrun. Altyapımızı yeniden düzenledik, renkli, dinamik, genç kalemler keşfetmek ve benim tüm yazılarımı okumak isteyenleri bekleriz.

\n\n\n

‘G’ NOKTASI

\n\n\n

Gazeteci Enver Ayseverin SKY Türk televizyonundaki görevine son verildi. Gazetecilerin iktidara yaranmak isteyen medyalardan kovulmasına alışmıştık.

\n

Oysa Enver Ayseverin, CHPli Gürsel Tekin ve Barış Yarkadaş baskısıyla

\n

SKY Türkten atıldığı ileri sürülüyor.

\n

Eğer iddia doğruysa, bu ülkede meğer muhalefet de muktedirmiş basını tırpanlayıp, gazeteci susturmaya

\n\n\n

Kafan kesilecekse, sakalın için üzülmeye

\n

gerek yoktur.

\n

\n

ANONİM BİLGE

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kızgın Boğa 21 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları