Makam hidayet, beste ihanet

07 Mayıs 2023 Pazar

Eskiden hidayete erenlerde nedamet vardı. 

Nedamet, pişmanlık demektir. 

Önce yanlış yolda olduklarının farkına varırlardı. Sürdürdükleri yaşamdan hicap duyar, işledikleri günahlara pişman olur, nedamet getirir ve öyle ererlerdi hidayete...

Hidayet dediğiniz Himalaya zirveleri değil ki tırmanılsın. 

Dosdoğru bir yol. İslamın doğru yolu.

Yaşamında yanlış yola hiç sapmamış, zaten doğru yolda giden birinin “hidayete erdiğini” duydunuz mu hiç?

Demek ki Allah’ın doğru yolunu bulmak için önce yanlış yola sapmış, saptığını idrak etmiş ve nedamet getirmiş olmak gerekiyor. 

Başka bir deyişle hidayetin olmazsa olmazı, nedamet...

Hangi günahlardan nedamet getirileceğini anlamak için de hidayete varanların nelerden vazgeçtiklerine bakmak yeterli: Seks, fuhuş, uyuşturucuyla bezeli sefih yaşamlar...

Böylesi yaşam da geceleri sürülür, elbet. Sabahın 6’sında kalkıp gün boyu çalıştıktan -ya da iş aradıktan- sonra televizyon karşısında uyuyakalanlar arasında hidayete eren yok. 

Çünkü nedamet getirilecek yaşam yok!

EMEKTEN NEDAMET, NEMAYA HİDAYET

Dolayısıyla AKP/MHP iktidarları öncesinde kalan eski hidayetçiler; genellikle sefahat âlemi düşkünleri, mostralıktan çok fuhuştan para kazanan mankenler, porno film yıldızları, pavyon dansözleri, zenneler, konsomatrisler ve onların müşterileri arasından çıkardı. 

AKP ile başlayıp AKP/MHP koalisyonuyla 21 yıldır süren siyasal İslamcı iktidar sürecinde ise hidayete erişim amaç ve araç değiştirdi; yaşamını alın teri, göz nuru, el emeğiyle kazanmaktan nedamet getirenler, beleşçilikten nemalanmak, havadan paralanmak, makam sahibi olmak için hidayete erdiler...

Öyle yüz, bin falan değil, milyonlarca kişi yurttaşlık bilincini bir yana bırakıp iktidarın beleşçiliğe alıştırmak amacıyla özellikle liyakatsizliğe verdiği primden pay alabilmek; yalakalığa dağıttığı ulufeden lokma kapabilmek için kulluğu kabullendiler, hidayete erdiler, ülkeyi kemiren muazzam yolsuzluğa iştahla yumuldular.

PİŞMANLIK YOK, İKTİDAR VAR

Yirmi bir yıl, insanlık deviniminde bir buçuk kuşağa (bir kuşak 16 yıldır) denk gelen uzun bir süre. 

Siyasal İslam, muktedirleri, tarikatları ve kullarıyla Türkiye’nin etini, kanını, iliğini, kemiğini sömürdü. Kural ve kurumlarıyla temelinden çatısına delik deşik ettiği devleti, yedi bitirdi.  

Oysa ben, Türkiye’nin yıkılışına tanıklık ettiğim bunca yıldır; yolsuzluk, hırsızlık, dolandırıcılık, yalancılık, sahtekârlık, kısaca tinsel ahlaksızlıktan nedamet getirip de hidayete eren tek bir Müslüman muktedir, hatta kul görmedim! İşlediği cinayet ya da cinayetlerden nedamet getireni de görmedim...

Ya siz, gördünüz mü?

İşte HÜDA PAR Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu: Bu ülke tarihindeki en vahşi katliam dizininden suçlu bulunan Hizbullah canilerinin avukatlığını yapmaktan, binlerce kişiyi işkenceyle öldüren bu caniler topluluğuna “Bence terör örgütü değil” demekten herhangi bir pişmanlık duymuş, nedamet getirmiş midir sizce?

Elbette hayır.

KİRLİ İTTİFAK

Ama Zekeriya Yapıcıoğlu, sıfır nedametle erdiği hidayet bolluğunda Cumhur İttifakı’na desteği istenen ve sağlanan HÜDA PAR başkanı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’la oturup, anayasa değişikliğini görüşmektedir*...

Ya Cumhurbaşkanı Erdoğan?

Yargının ömür boyu hapse mahkûm ettiği Hizbullah canilerinin, devletin Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın katillerinin, 2019 seçimlerinde HÜDA PAR’ın desteğini alabilmek uğruna serbest bırakılmasından nedamet duymuş mudur?

O Zekeriya Yapıcıoğlu ki daha geçenlerde “Irak’la olan sınırlar suni sınırlardır. Ne Kürtler ne Türkler tarafından kararlaştırılmış sınırlar değil. Bu sınırlar çizilirken Kürtler bölünmüştür. Ama şu anda Irak Kürdistanı, Türkiye Kürdistanı, Suriye Kürdistanı ve İran Kürdistanı diye farklı parçalar vardır. Bu da bizim bölgemizin gerçeğidir. Gücümüz olsa da bu sınırları kaldırabilsek” diyor; Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarını sinsice tartışmaya açıyordu. 

VATANSEVER YAZILIR, YALANSEVER OKUNUR

Ülkemizin bütünlüğünü korumakla yükümlü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en küçük bir nedamet duygusu olsaydı; binlerce askerimiz yıllardır ve hâlâ, hemen her gün ülkenin bütünlüğünü korumak için ölürken 2023 seçimlerinde de HÜDA PAR’la anlaşır; geçen hafta üç kişinin katili bir Hizbullah hükümlüsünü daha bizzat imzaladığı afla serbest bırakır mıydı?

Siyasal İslam, oldum olası devasa bir yalancılık düzeneğidir. Siyasal İslamcıların istisnasız hepsi, “vatanseverlik” tasladığında “yalanseverlik” anlaşılmalıdır. Gerçeği tersyüz etmekte, kendi yaptıklarını başkası yapmış, başkasının yaptığını kendileri yapmış gibi anlatmakta beis görmezler. Tarihi tahrifte üstlerine yoktur. Keza iftira ustasıdırlar. 

Çünkü vicdanları yoktur. Vicdanı olmayanın da nedameti...

Hidayet, bir basketbolcunun adıdır. O da zaten Cumhurbaşkanı danışmanı. 

*Cumhuriyet’in 1 Mayıs 2023 tarihli haberi.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kızgın Boğa 21 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları