Turunç diyarı Muratpaşa

31 Mayıs 2015 Pazar

Kaleiçi’nde zaman, aslında tüm Antalya’nın olması gerektiği güzellikte durmuş. Geçmişin akılcı ve estetik mimarisini korumuş, yenileyerek günümüze armağan etmiş. Zevksiz ve görgüsüz iştahların beton yığınlarıyla kirlettiği dünya cenneti Antalya’da, “şehir böyle olmalıydı” dedirten bir vaha…
Muratpaşa da Antalya’nın beş ilçesi arasında nüfusuyla en büyük, Kaleiçi Mahallesi’ni kapsadığı için de en güzel ilçesi.
Trafo kedilerinin görevde olduğu 2014 yerel seçimlerinde, Menderes Türel BBB yapıldıktan sonra bir daha Antalya’ya gitmemeye kararlıydım.
Ama beş ilçeden üçünü CHP aldı ve Muratpaşa’da iyi şeyler oluyor, dediler. Gidip bir bakayım, dedim. İyi ki gitmişim.
Muratpaşa’nın CHP’li Belediye Başkanı Ümit Uysal, Antalya’nın yerlisi. Kırk dört yaşında ve avukatlık geçmişinden olsa gerek, hem çalışkan, hem de uzlaşmacı bir bilge. Bir yılda epeyce iş çıkarmış.

***

İlçede ikamet eden 60 yaş üstü yurttaşlar, sabah 9 akşam 17 saatleri arası, deniz kıyısında yemyeşil bir bahçeye açılan Yaşlı Evi’nde buluşuyor. Gerontolog denetiminde sosyal etkinliklere katılıyor, hatta AÜ edebiyat öğrencilerine anılarını yazdırıyorlar.
Yaşlı Evi’nin 837 aktif üyesi arasından bir beyefendi, bir hanımefendiyle nişanlanmış, yakında düğün var!
Yine yemyeşil bir bahçe, engellilerin hizmetine açılmış. Engelli çocuklar uzman öğretmenler denetiminde çalıştırılıyor, yetişkinlere bir rekreasyon alanı sağlanıyor.
Balbey Mahallesi’nde, sosyal ve ekonomik yetersizlik çeken ailelerin yükseköğrenime devam eden kız öğrencilerini barındırmak amacıyla bir Gençlik Evi açılmış.
CHP’li belediye, Muratpaşa ilçesindeki tüm cami, mescit, cemevi ve kiliselerin temizliğini ayrım yapmaksızın üstlenmiş. Talep geldiği takdirde bakım ve onarımını da yapıyor.

***

2014 sonunda yerleşik nüfusu 465 bin 927 olmasına karşın yaz aylarında milyon turist ağırlayan Muratpaşa ilçesinde, tüm Türkiye’de eksikliği çekilen bir Opera, Tiyatro ve Gösteri Merkezi inşa edilmesi planlanıyor.
İlçede örgütlü 163 dernek, inşaat alanı 13 bin metrekareye yayılan Sivil Toplum ve Kültür Merkezi çatısı altında toplanıyor.
Spordan kültüre böyle pek çok projeyi gerçekleştirmek için kolları sıvayan Ümit Uysal’ın bir yıllık başarı öyküsünde bir de Turunç Masa var.
Çok sayıda kadın görevlinin istihdam edildiği Muratpaşa Belediyesi’nde kurulan Turunç Masa, 112 personeliyle 7 gün 24 saat başvuruları kayıt altına alıyor ve 48 saat içinde ya sorunu çözmüş olarak yanıtlıyor ya da olumsuz görüş bildiriyor. 17 Kasım 2014’ten beri sisteme giren 20 bin 925 sorun bildiriminden 18 bin 872’si, bu yöntemle “çözüme ulaştırılarak” sonuçlandırılmış.

***

Türkiye’nin ulusal ya da yerel yönetimlerinde daha çok sayıda görmek istediğimiz genç, bilinçli ve birikimli politikacılardan biri olan Ümit Uysal’a, ülkemizin genel durumu hakkında ne düşündüğünü sordum. Avukatlık yaparken adliye koridorlarında karşılaştığı, ağzı burnu kırılmış bir postacının öyküsüyle yanıtladı: “Adam, bak postacı geliyor selam veriyor şarkısının çocukluğunda bıraktığı güzel ize kapılmış. Yükseköğrenimini yarıda bırakıp, insanlara sevinçli haberler getirmek umuduyla postacı olmuş, mesleğine gönülden bağlı. Ne var ki taşıdığı mektup zarfları zamanla beyazdan sarıya dönüşmüş, gurbetten haber yerine haciz ya da tahliye tebligatı iletir olmuş. Kapıyı açanlar artık sevinip teşekkür etmek yerine, sarı zarfın alındısını imzalatmak zorunda olan bizim postacıyı küfür hakaretle karşılamaya, hatta dövmeye başlamışlar. İlk dayaklarda şikâyetçi olmuş. Ama dayakçılar mahkemeye ailecek geliyor, ya hâkime postacı bize saldırdı diyor ya da şikâyetçi oldu diye adliye koridorlarında bir daha dövüyorlarmış. Bizimki sonunda şikâyetçi olmaktan da vazgeçmiş. Emekli olacağı günü iple çekiyordu. İşte tablo. Mektupların güzel haberden haciz ve tahliye tebligatlarına dönüştüğü, habercinin de dayak yediği postacı, Türkiye’nin resmidir!

***

Muratpaşa Belediyesi Değirmenönü Kültür ve Sanat Merkezi’nde gezdiğim “Ellerin Büyüsü” resim sergisinden çok etkilendim. Dünyaca ünlü sanatçıların el temalı çalışmalarını içeren bu çok önemli sergi, keşke daha uzun sürse, daha çok insan tarafından görülebilseydi. Ne yazık ki 28 Mayıs’ta bitti.
Muratpaşa’ya yolunuz düşerse, Kaleiçi’ndeki hepsi birbirinden güzel, restore edilmiş eski konaklardan oluşan otelleri ve restoranları konaklamasanız bile gezin, görün.
Ben yedi konaktan oluşan Tuvana Hotel’de kaldım ve birbirinden güzel bahçelere yayılan hepi topu 48 yatak kapasiteli otelin, ölçülü bir zevkle döşenmiş yapısını, görgülü hizmet anlayışını çok beğendim. Otelde kalmasanız bile, Seraser adlı restoranında mutlaka bir yemek yiyin. “Gastronomik” sıfatını gerçekten hak ediyor.
Yine Kaleiçi’ndeki “şarap barı” Karaf’ta, yurtdışına ihraç edilen Karya şaraplarını tatmadan dönmeyin!
Karaf’ın sahip ve işletmecileri Mustafa Temimhan ile Necdet Akpınarlı’ya da benden selam söyleyin, çünkü kadim okurlarım…

G NOKTASI
Cumhuriyet gazetesi, 19 Ocak 2014’te sınırda durdurulan ve Suriye’ye insani yardım taşıdığı iddia edilen MİT TIR’larının gerçek yükü silah fotoğraflarını yayımlayarak, büyük bir habercilik başarısı, Türkiye’de artık azalan bir cesarete imza atmıştır!
İstanbul ve Adana cumhuriyet savcılıklarının, gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar hakkında başlattığı “casusluk” soruşturması, yersiz ve dayanaksız olmaktan öteye, gülünç bir çelişkinin ifadesidir.
Çünkü gerçeğin deşifresine değil, şifrelenmesine casusluk denir!
Casusluk romanları yazarı olarak, rol dağılımını iyi bildiğime ve tanımını da doğru yaptığıma emin olabilirsiniz:
MİT TIR’larının insani yardım yerine silah taşıdığını ortaya çıkaran haberci değil, MİT TIR’larına silah yükleyip “insani yardım” diye geçirmeye çalışan örgüt casusluk örgütü olup, zaten adı da üstünde, MİT’tir.

“Gerçeğin babası, zamandır.”
FRANÇOIS RABELAIS  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Vekâleten aşk 4 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları