Miyase İlknur

Cumhuriyetin 20 yıllık reklam arası

29 Ekim 2022 Cumartesi

Kulakları çınlasın Tülay Babuşçu adında bir milletvekili vardı. Cumhuriyetimiz için “90 yıllık reklam arası bitti” diye tweet atmıştı. Atatürk düşmanlarından alkış alınca hızını alamayıp Kurtuluş Savaşımızda Garp Cephesi Komutanı İsmet İnönü’ye “Bizans dostu kahpe İnönü” paylaşımını yapmıştı.

Megali İdea fikrini yaşama geçirmek için Ege’yi işgal altına alan Yunan ordusuna karşı savaşan ordunun kumandanını “Bizans dostu” olarak yaftalamak hazin olduğu kadar çelişkili bir tutumdur.

Gerçi hız tutkunu milletvekilimizin sonrasında 2017 Cumhuriyet Bayramı’nda “Cumhuriyetimiz ilelebet yaşayacaktır” şeklinde keskin bir U dönüşü de olmuştu.

Eczacılık fakültesi mezunu bu hanımefendi kendi deyimiyle “Osmanlı’nın 90 yıllık reklam arası” olmasaydı bırakın milletvekili olmayı üniversite öğrenimini bile rüyasında görürdü.

O reklam arası dediği süreç olmasaydı seçme ve seçilme hakkı şöyle dursun kadın olduğu için nüfus sayımında bile adamdan sayılmayacaktı. Osmanlı ahırdaki koyun ve inekleri bile vergi almak için kayda geçirirken kadınları yurttaş olarak görmediğinden sayma gereği de hissetmiyordu.

Kadınların seçme ve seçilme hakkını elde etmesi için ne mücadeleler verildiğini, 1924 yılında anayasaya konulmak istendiğinde kendisi gibi Osmanlı hayranlarının oylarıyla nasıl reddedildiğini, 1934 yılında “Bizans dostu” dediği İsmet İnönü ve 191 milletvekilinin önerisiyle 10 yıl gecikmeli olarak yasalaştığını bir milletvekilinin bilmemesi düşünülemez. Bilmiyor da söylüyorsa fecaat. Bilmesine rağmen böyle konuşuyorsa ayrı bir garabet.

ÖNCE MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ ÇÖKERTİLDİ

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bugüne 20 yıl geçti. Bu 20 yılda Cumhuriyet, bazen açıktan bazen sinsice örtülü biçimde tahrip edildi. Hem de öyle böyle değil...

Önce eğitim sistemi çökertildi. Laik eğitim sisteminin temeline dinamit konuldu. Zorunlu din dersleri yetmezmiş gibi seçmeli adı altında dini pek çok dersin zorla dayatılması, ilahiyatçılar az gelmiş gibi melelerin, tarikat mensuplarının derse girdiği, başarılı öğrencilerin umre ziyareti ile ödüllendirildiği, Kabataş Lisesi gibi köklü bir tarihe sahip okulların yatakhanelerinde dini sohbetlerin düzenlenip, Atatürk posterlerinin parçalandığı, ders kitaplarında Cumhuriyet karşıtı fikirlere yer verildiği, devlet yurtlarının kapasitesini bilinçli olarak artırmayıp öğrencilerin tarikat yurtlarına yönlendirildiği, öğrencilerin başı açık öğretmenleri tehdit ettiği, hatta saldırma cesaretini bulduğu bir sistem inşa edildi.

Yapılmak isteneni Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dindar bir nesil istiyoruz” diyerek açığa vurmuştu zaten.

Cumhuriyeti kemirme stratejisinin ikinci adımı üniversiteleri medrese haline getirmekti. Pozitif bilim eğitimi veren üniversitelere bile ilahiyat mezunu kişileri dekan hatta rektör olarak atadılar. Laik Cumhuriyete bağlı hocaları Ergenekon kumpas davalarına dahil ederek diğerlerine hem gözdağı verdiler hem de boşalan makamlara yandaşları atadılar.

Ordunun ne hale getirildiğini anlatmaya bilmem gerek var mı?

ÇANKAYA KÖŞKÜ’NÜN KARŞISINA SARAY

Montrö bildirisine imza atan generalleri tutuklayıp, üniformanın üzerine cüppe giyip tarikat evine giden general hakkında bir şey yapmak için aylarca işlem yapılmayarak kamuoyu tepkisinin ölçülüp ona göre karar verdikleri, Çanakkale Zaferi’nin anma törenlerinde Atatürk’ün yok sayılmasına tepki gösteren albaya tahkikat açılıp, ardından da emekliye sevk edildiği bir ordumuz var artık.

Cumhuriyetin tapusunun alındığı Lozan Antlaşması’nın nasıl tahrif edilerek algı operasyonu yapılmak istendiğini yaşadık, gördük. DP döneminde Lozan’ın yıldönümlerinde anma etkinlikleri yasaklanmıştı, AKP döneminde ise yasaklama getirilmediyse de Lozan’ın bir zafer değil hezimet olduğu propagandasına abandılar.

Muhalefetteyken “Çankaya ezankaya olacak” diyen siyasal İslam, Atatürk’le özdeşleşmiş Çankaya Köşkü’ne alternatif Osmanlı’yı anımsatacak saray inşa ettiler.

Atatürk Orman Çiftliği’ni parsel parsel işgal ettiler.

Siyasal İslamcılar, eskiden bu yana “Cumhuriyet dinimizi yok etti” argümanını yıllarca kullandılar. Son birkaç yılda buna bir de “Cumhuriyet dilimizi ve kültürümüzü yok etti” argümanı eklendi. Bu argümana en son AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal sarıldı.

Osmanlı döneminde sanki kültürde, bilimde çağ atlamıştı da Cumhuriyet alfabeyi değiştirerek bu çalışmaları çöpe attı?

Genel seçimlere aylar kaldığı bir sürece girilmişken yanıt vermemiz gereken soru şu:

“Cumhuriyetin 20 yıllık reklam arasına son verilecek mi?”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aldı sazı Erdoğan 27 Nisan 2024
Kelle İsterük! 20 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları