Çok bilinenli denklem!

16 Ocak 2024 Salı

Irak’ın kuzeyinden gelen şehit haberleriyle birlikte gündemin merkezi doğal olarak teröre, terörle mücadeleye kaydı. Öncelikle şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifa diliyoruz.

Şehit yakını 84 milyondur. Hepimizin başı sağ olsun.

Pençe-Kilit Operasyonu çerçevesinde sınırımızın ötesinde konuşlanan askerlerimize yönelik saldırının zamanlamasını, sonuçlarını, yankılarını yan yana koyunca ortaya şu saptama çıkıyor:

Çok bilinenli denklem!

“Denklem” sözcüğünün önüne “bilinmeyenli” tanımı konur ama burada “bilinmeyen” bir şey yok!

Bu durumda şu soru gündeme geliyor:

Denklemin bütün parçaları biliniyorsa, çözüm ne? Çözüm neden üretilmiyor?

***

Uyuyan bir kişiyi öyle ya da böyle uyandırırsınız. Ancak uyuma taklidi yapan kişiyi ne yaparsanız yapın, uyandırmanız zordur.

Ülkeyi yönetme sorumluluğunda olanların uyuma-uyutma taklitlerini bir yana bırakıp görünen gerçekler ışığında çözüm bulmaları, mücadele yöntemleri geliştirmeleri gerekiyor.

Gözümüzün önündeki çıplak gerçekleri sıralayalım:

1- Terör örgütü PKK’nin öteden beri Türkiye’ye dışarıdan sızma sahası Irak, en büyük lojistik sahası da Suriye idi. PKK’nin en şiddetli saldırıları yaptığı 1990’lı yıllarda tüm lojistik desteğin yüzde 60’ı Suriye’nin Lazkiye limanındandı. Şimdi Irak’ın kuzeyinden sonra Suriye’nin kuzeyi de tam istikrarsızlaştı. Muhatap yok?

Bu bilinmiyor mu?

2- ABD, Türkiye’nin “terörist” ilan ettiği örgütleri “yerel müttefik” olarak niteliyor. Artık bu örgütler düzensiz güç olmaktan çıktı. On binlerle ifade edilen orduya dönüştü. Ellerindeki silahlar da bir terör örgütünün değil, güçlü bir ordunun kullanacağı cinsten.

Bu bilinmiyor mu?

3- İsrail’ın en büyük arzusu çevresindeki Arap ülkelerinin güçsüz olması. Devamında kendi kontrolü altına girmesi. Suriye’nin iç savaşın getirdiği yıkımla güçsüzleşmesi en çok İsrail’in işine yaradı. Böylece Suriye’nin Türkiye sınırı terör örgütlerinin özenle yetiştirildiği, kurgulanıp salındığı alan haline geldi.

Bu bilinmiyor mu?

4- Türkiye terörle mücadelede meşru müdafaa hakkını kullanarak 1990’lı yıllardan bu yana 100’den fazla sınır ötesi operasyon düzenledi. Her seferinde hedeflediklerini gerçekleştirdiğini açıklayıp geri döndü. Pençe-Kilit Operasyonu’nda kalıcı üsler kuruldu. Sınır ötesinde kalıcı üs aynı zamanda kalıcı hedef haline gelmek demek.

Bu bilinmiyor mu?

***

Pek çok bilinenin ilk dört maddesini sıraladık...

Konunun bilinenler kapsamında içişlerimizle ilgili boyutlarını ayrı bir yazıda irdeleyelim...

İktidarın bilinçli yaptığı bir tercihle Türkiye, her alanda Avrupa’nın değil, Ortadoğu’nun bir parçası haline geliyor. Coğrafya ülkelerin kaderini belirleyen en önemli unsurdur. Türkiye, tarihsel süreç içinde yönünü hep Batı’ya dönük tuttu. AKP iktidarı, Batı’nın da işine gelen bir tercihle Avrupa’nın bir parçası değil, Avrupa’nın bölgedeki güvencesi oldu.

Göçmen deposu işlevinden İsrail’in fiilen işlerini kolaylaştırmaya kadar bunun pek çok göstergesi var.

Avrupa, doğu sınırını Hakkâri’den Edirne’ye çekti.

Bütün bunlar Türkiye’nin terörle mücadelede yalnızlaşmasını da beraberinde getiriyor.

Korkarız bu gidiş, yalnızlaşmaktan öte “haksızlaşmaya” doğru.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bugün TBMM’ye bilgi verecek.

Bilinenler dışında ne söyleyeceklerini merak ediyoruz. Bundan sonra izlenecek yolu bilmek istiyoruz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları