Gün ardından gün doğar...

17 Haziran 2023 Cumartesi

Son günlerde en çok kullanılan sözcük, değişim... 

“Değişmeyen tek şey değişimdir”den “Değişimin vakti geldi mi, önünde dağlar duramaz”a kadar onlarca söz dolaşıyor.

Kazak şair Abay, bozkırın seyri doyumsuz doğasından da esinlenerek şöyle diyor:

“Gün ardından gün doğar

İlerleme değişmez...

Fikir fikri kovalar

Yele binsen yetişmez!” 

Yazının sonunda söyleyeceğimizi bu kez başında söyleyelim:

Gün ardından gün doğar!

Bir ışık parlamayagörsün bütün karanlığı boğar.

***

Ekonomiden dış politikaya kadar her alanda yaşadıklarımız Türkiye’nin nereye sürüklenmekte olduğunu ortaya koyuyor.

Erdoğan, yıllarca, inatla söyledi:

“Faiz sebep, enflasyon sonuçtur!”

Düşük faizle ülkenin yükseleceğini söyledi. Ne oldu? Mehmet Şimşek oldu. Azerbaycan’dan dönerken uçak gazetecilerine şöyle dedi:

“Benim faizle ilgili görüşlerim değişmedi. Aynıyım. Şimşek’e yol verdik. Atacağı adımları süratle ve rahatlıkla atmasını kabullendik!”

Her şey bir yana bu cümle bile Erdoğan ekonomisinin iflasıdır. Ama bunu yaparken öyle bir siyaset izliyor ki Şimşek diye biri gelmiş. Israrla ekonomi dümenine ben geçeyim demiş. Erdoğan da kıramamış. Hadi biraz da seni deneyelim, demiş. Yol vermiş...

Halbuki gerçek şu:

AKP klasik söylemle İMF politikalarına teslim olmak zorunda kaldı. Uluslararası sermaye ne derse onu yapmaktan başka çaresi yok. Bunu Şimşek’e yaptırıp topu ona atıyor. Yakında kemer sıkma artınca “Yaaa bu Şimşek de ne yapıyor böyle? Biz ona ekonomiyi düzelt dedik ama halkı mahvet demedik” diyecek...

Buna hazırlanıyor...

En az ekonomi kadar önemli unsur Avrupa’nın göçmenlerle ilgili tutumu. Kapıları daha sıkı kapatmaya hazırlanıyorlar. Bu Türkiye’nin daha yoğun göçmen kampı haline gelmesi demek. Dahası Türklere de AB katında sığınmacı muamelesi yapılması demek. Ancak bunu, şuna çeviriyorlar:

Ülkeye gelen sığınmacıları ucuz iş günü olarak piyasada serbest dolaştırıp kendi işsizimizi sözüm ona terbiye ediyorlar. Üstelik göç dalgasından seçmen ve ideolojik taban da devşirmeye çalışıyorlar. Türkiye’ye dayatıp hayata geçiremedikleri siyasal İslamı bu yolla deniyorlar. Bu derin konuya ayrıca değineceğiz.

***

Onlarca temel sorundan sadece ikisinde Saray’ın çaresizliğini ve bu çaresizliği ters çevirip siyasete dönüştürme manevrasını aktardık.

CHP, ülke gündemine dönebilse bu konularda gerçekleri dile getirip topluma güven verebilecek. 

Günlerdir dile getirdiğimiz bu tablonun halen CHP yönetiminde karşılığı yok. 

Seçim kaybedebilirsiniz, bundan ders çıkarıp bir sonraki seçimde hedefinize ulaşabilirsiniz ama seçmeni kaybederseniz?

O zaman işiniz çok zor demektir. 

Abdüllatif Şener önceki gece çıkışıyla siyasete iki yeni gündem kazanırdı:

1- Halen son kullanma tarihi dolmayan FETÖ ile tüm Türkiye’nin yüzleşmesi.

2- Siyasetçilerin özüne dönmesi.

Birinci şık başka yazı konusu. İkinci şık CHP için de yol gösterici. Önerimiz şu:

Sağdan siyasetçi almak yerine, sağa da güven veren siyasetler üretip “kendi” olmak!

En güvenli liman burası.

Rotayı buraya çevirmek gerekiyor. Rota belirsiz olursa? O zaman hangi limana geldiğinizi demir attıktan sonra öğrenirsiniz. 

Rotası belli olmayan gemiye hiçbir rüzgârın faydası olmaz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Emek en cüce değerdir! 1 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları