Seçim tarihi ortada...

18 Şubat 2023 Cumartesi

Büyük depremin ardından başlıca tartışma konusu 2023 seçimleri... 14 Mayıs enkaz altında kalmış görünüyor. Gerçekçi durum zamanında seçim. 25 Haziran Pazar günü seçimin yapılmaması için şu aşamada bir engel görünmüyor. 

AKP her zamanki taktiğini uyguladı. Oyunun aktif olarak içinde olmayan bir kişiye, seçimlerin ertelenmesi gerektiğini söyletti. Muhalefeti bu belirsizliğin içine sürükledi. Doğal bir siyasal refleksle muhalefet temsilcileri seslerini yükseltti:

- Anayasa çok açık, sadece savaş halinde seçim ertelenebilir. 

Bize göre de anayasa çok açık ama...

Anayasanın açık açık delindiği zamanları az mı yaşadık!

Gördüğümüz o ki iktidar seçim tarihini güncellerken anayasaya değil, alacağı olası sonuçlara bakıyor. Hangisi daha avantajlı; ertelemek mi zamanında yapmak mı?

İktidar medyasının, “Millet can derdinde, muhalefet seçim derdinde” türünden başlıklar atması manidar! Şu aşamada istemedikleri anlaşılıyor.

***

Kamuoyunda tartışılan güçlü olasılık şu:

İktidar seçimi istediğini ilan eder. Tarih de verir. Ancak Yüksek Seçim Kurulu (YSK) şu kararı alır:

- Deprem bölgesindeki seçmen listelerinin sağlıklı oluşmadığı anlaşılıyor. Bu koşullarda zamanında seçim, erkendir.

Bu olasılık çok konuşuluyor ama ocak ayı sonunda yenilenen YSK yönetiminde daha farklı bir hava var. Sızan bilgilere göre YSK ön çalışmasını tamamladı, seçimin zamanında yapılmasının mümkün olduğu kanısına vardı. Bu değerlendirmesini Cumhurbaşkanlığı’na iletti. 

Seçim tarihini tartışmalı hale getiren etkenlerin başında Erdoğan’ın bir yıl süre istemesi geliyor. 365 günde 10 ili yeniden imar edecek!

Gün kara mizah yapılacak gün değil!

Bir kişi için “Bundan sonra ne yapar” sorusuna verilen klasik yanıt şudur:

Bugüne kadar yaptığını yapar!

21 yıldır yapılan ortada...

İktidarın ortaya attığı “Yakılan binaların büyük bölümü 1999 öncesi inşa edildi” sözü gerçeği yansıtmıyor. Bölgedeki muhabirler bunu enkaz önündeki yayınlarda gözler önüne seriyorlar. 

Bir yılda yeniden inşa edilecek şehrin her şey bir yana planı tartışmalı olur. Örneğin Antakya’yı ele alalım. Bu tarihi şehrin dokusuna saygı duymadan yapılacak her bina depremden daha zararlıdır!

Yıkılan binalar için tek suçlu olarak müteahhitlerin gösterilmesi, FETÖ ile mücadele yöntemi gibi! Seçilmiş suçluları ilan et, işi kapat! 

Bir yandan tek suçlu olarak müteahhitleri göster, bir yandan 1 yılda 10 ili yeniden yaparım, de!

Bu konu daha çok haber-yorum kaldıracak. Erdoğan’ın depremi de iktidar süresini uzatma malzemesi yapması, “siyaset malzemesinden” çalmak gibi bir şey!

***

Ülkelere göre davranış farklılıklarını ortaya koyan anlatımlar vardır...

Fransız, Alman ve Türk üç yöneticiye sormuşlar:

- Bir şehrinizde deprem oldu, evlerin yüzde 20’si tamamen yıkıldı, yüzde 30’u ağır hasarlı, yüzde 30’u hafif hasarlı, yüzde 20’i sağlam. Bu durumda ne yaparsınız?

Fransız şu yanıtı vermiş:

- Yıkılan ve ağır hasar gören yerleri önceki plana uygun şekilde yeniden inşa ederim. Kalan bölümü restore ederim.

Alman şöyle demiş:

-Yıkılan, ağır hasar gören yerleri temizler, yeni bir kent kurarım. Önceki plana bakmam. Kalan bölümü restore ederim. 

Türk yanıtlamış:

- Kenti dümdüz eder, yeniden yaparım!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları