Vizesiz seyahatten sığınmacı tavrına!

14 Haziran 2023 Çarşamba

Türkiye’nin geldiği noktanın en çarpıcı fotoğraflarından biri sanatçılarının bile AB’ye giriş vizesi alamaz duruma düşürülmesidir!

AKP iktidarının ilk yıllarında Türkiye’ye vaadi şuydu:

AB’ye vizesiz giriş...

Öyle ki toplayacaksın valizi, gideceksin havaalanına, uçaklardan uçak beğeneceksin. Ver elini Berlin... Yok yok bekle bizi Amsterdam... Paris sana geliyoruz!

Zaten AB’ye tam üyelik yoldaydı. AB ülkeleri tam üye yapacakları bir devletin vatandaşını niye vizesiz kabul etmesin ki?

En geç 2014 yılında her şey tamamdı. Daha erken olması da mümkündü. Uzar bu iş, diyenlere neredeyse hain gözüyle bakılıyordu.

Erdoğan AB ülkelerine seslenirken formülü bulmuştu:

“Biz yük olmaya değil, yük almaya geliyoruz.”

AB mesajı çok iyi aldı. “Sen benim doğu duvarım ol. Senin daha doğundan gelenlerin yükünü sen çek. Biraz da para vereyim” dedi.

Bunu yaşıyoruz.

***

Yıl 2023... AKP’nin verdiği sözlerin üzerinden 20 yıl geçmiş. AB’ye değil vizesiz giriş, vizeli giriş bile vizeyle!

Son aylarda AB ülkelerine gidiş için gerekli olan Schengen vizesi başvurularının neredeyse yarısı reddediliyor. Kabul edilen resmi rakam yüzde 20. Türkiye’de büyük kabul görmüş sanatçılarımız Volkan Konak ve Onur Akın’ın konser için gidişine bile izin çıkmadı.

Genel gerekçe şu:

Vizeyi sığınma başvurusu için kullanıyorlar!

Konunun neresinden tutsak?

Her şeyden önce sadece gençlerin değil, meslek sahibi herkesin gözünü dışarıya diktiği bir dönemdeyiz. Türkiye’yi terk etme duygusu sadece ekonomik de değil. “Gelecek kaygısı ve huzur beklentisi” birinci sırada yer alıyor.

Bir başka açı da şu:

Türkiye’ye elini kolunu sallaya sallaya gelenler bir miktar para biriktirip ev satın alınca, bankaya da para koyunca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı satın alıyor. Parayla değil mi? Bas parayı al Türk vatandaşlığını. Devamında AB ülkesine gitmek isterlerse Türkiye pasaportu ile başvurmak, Pakistan, Afganistan, Suriye, Sudan pasaportuna göre biraz daha avantajlı...

Sonuç olarak Türkiye, doğu sınırlarının yol geçen hanına döndüğü, batı sınırının ise kocaman tel örgülü duvarla kapatıldığı bir ülke haline geldi.

***

Cumartesi günü 3. Kartal Kitap Fuarı’ndaydık. Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel’i kutluyoruz. Yelpazesi geniş bir okur-yazar buluşması gerçekleştirmiş. Güler yüzlü bir gençle Türkiye’de kalmak kalmamak üzerine konuşuyoruz. Yazılım şirketi varmış. Devamını şöyle anlattı:

“Hollanda’dan teklif geldi. Orada Hollandalıların birinci tercihi tarım. Daha kısa yoldan para kazanıyorlar. Yazılım mühendisliğine gereksinimleri var. İnanır mısınız onlar beni buldu. Şirketi Hollanda’ya taşırsam avantajlarımı anlattılar. Bakmayın teşvik laflarına. Türkiye’de şirketler devlete çalışıyor. 3-4 çeşit vergi ödüyoruz. Teklifi kabul etme eğilimim yüksek...”

Bir yandan Türkiye’nin sanatçısını bile reddedebiliyorlar bir yandan gereksinim duydukları alanlarda “şirket avcılığına” girişiyorlar.

Onlara bir sözümüz yok. Elbette kendi çıkarlarını koruyacaklar.

Olan Türkiye’ye oldu.

Sınırlarımızdan serbestçe giren milyonlarca sığınmacıyı ne yapacağız diye düşünürken kendimiz sığınmacı durumuna düştük.

Tam Erdoğan’a göre bir soru:

Neredeeen nereye?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Emek en cüce değerdir! 1 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları