Vurun Cumhuriyet’e...

20 Haziran 2023 Salı

İlhan Selçuk’u yarın Hacıbektaş’ta mezarı başında anacağız. 13 yıl olmuş... 21 Haziran 2010, Silivri’deyim. Televizyonun altyazısından öğrendim başyazarımızı, büyük ustamızı kaybettiğimizi. Ne edebileceğim telefon ne gidebileceğim bir yer var. Hücreme geçtim, başımı demir ranzaya dayadım; yıllar geçti gözümün önünden.

Ergenekon kumpasında İlhan Selçuk’la aynı davadan yargılanıyorduk. Benim üyesi, İlhan Abi’nin yöneticisi olduğumuz iddia edilen Ergenekon örgütünün eylemlerinden biri şuydu:

Cumhuriyet gazetesine bomba atmak!

Yanlış okumadınız, biz kendi gazetemize bomba attırıp kaos yaratmayı amaçlamıştık! Zaten 6 Mart 2009’da tutuklanırken şu an kaçak olan savcı Zekeriya Öz’ün ilk sözlerinden biri şu olmuştu:

-Uğur Mumcu’yu öldüren örgüte üyesin. Olmadığını mahkemede ispat edersin!

***

Bu akıl almaz suçlamaların tümü çöktü ama dava sürecinde İlhan Selçuk öldü. 21 Haziran’da, en uzun gündüzde kaybettik.

Cumhuriyet’e saldırılar ise bitmedi.

Değil Türkiye’de, dünyada Cumhuriyet kadar kendisi ve yazarları değişik suçlamalarla, karalamalarla karşı karşıya kalan gazete olmamıştır. Araştırmacı gazeteciliğin kanıtı Uğur Mumcu’nun, bütün enerjisi ve iradesiyle gerçekleri ortaya koymaya çalışırken bir hafta içinde hem CIA hem MOSSAD hem KGB ajanı olduğu yazılmıştı. Uğur Abi topuna şu karşılığı vermişti:

“Bunların tümü aynı anda olmaz.

Hangisiysem bir karar verin...”

Suçlanmadığımız bir yolsuzluk kalmıştı, o da oldu.

Anadolu’da bir söz vardır:

Hırsıza hırsız deme, çuvalı başına geçirir!

Akla bunu getiren, kabulü ve gerçekleşmesi olanaksız bir suçlama. Bugün Cumhuriyet adına en ağır sorumluluğu üstlenen, Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun 17 Haziran Cumartesi günü “Bu kale işgal edilemez” başlığı ile bütün iddialara yanıt verdi. Cumhuriyet okuruna bu açıklamaları yapması gerekirdi. Çünkü Cumhuriyet’in sahibi okurlarıdır. Vakıf olduğu için de ayrıca ve sürekli denetim altındadır.

Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri sorumluluğu ile Işık Kansu da hedefte. Bu durumun onlarca tarifi olabilir ama aklıma gelenlerden biri şu:

Güneş balçıkla sıvanır, Işık yolsuzlukla suçlanamaz!

Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi ve saymanı Hüseyin Yıldız’ı usulsüz bir işlemle suçlayana sorarlar:

Sen sayı saymasını biliyor musun?

İşin özeti, Cumhuriyet Vakfı’nın üst yönetimi topun ağzına konarak Cumhuriyet’e bir saldırı daha yaşıyoruz...

Bunu da aşarız, neleri aşmadık ki...

***

Silivri’nin ilk aylarında, bir gardiyan demir kapının dar penceresini açıp fısıldadı:

-Mustafa Bey size ismi garip bir kişinin selamı var.

“Kim?”

-Adı CUMOK’muş. CUMOK Bey’in selamı var deyin, o anlar dedi!

“Anladım anladım... Sağ olsun getirip gelen...”

Cumhuriyet okurları (CUMOK) ile aştık her engeli.

Biz, Cumhuriyet’in evlatlarını herkese anlatmak zordur...

Biz, Cumhuriyet’ten aldıklarımızla değil Cumhuriyet’e verdiklerimizle doyarız...

Biz, ne baskının ne zulmün ne paranın önünde eğiliriz. Sadece Cumhuriyet’in temsil ettiği değerlerin ve bu değerleri taşıyan okurun önünde eğiliriz…

Biz, adını Atatürk’ün koyduğu bu gazetenin bayrağını hep ayakta ve yüksekte tutmaktan başka bir gaye edinmeyiz...

Biz, Çanakkale’de emperyalist güçlerin, “Koca dağlar Türk doğurmaya devam ediyor” demesi misali, içimizden Cumhuriyetçiler doğurarak kuşaktan kuşağa yaşarız...

Vurun Cumhuriyet’e...

Bize her türlü karayı çalmaya kalkabilirsiniz, hapsedebilirsiniz...

Hatta öldürebilirsiniz...

Ama yenemezsiniz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Emek en cüce değerdir! 1 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları