Mustafa Halif

Erdoğan işine gelmeyince ‘Fatih’ bulamadı

16 Mayıs 2015 Cumartesi

Meral Akşener... İki iftiracıya, Latif Erdoğan ve Cemil Barlas’a karşı...

Dimdik durdu. Üstlerine üstlerine gitti. İftira atanları neredeyse sokağa çıkamayacak hale soktu. Her seçim öncesi “kaset pespayeliğinin” belki de sonunu getirdi.

Herkes sıraya girdi. Desteğini, üzüntüsünü belirtti. Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Hanım da Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Hanım da... Son olarak önceki gün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Hanım da...

İyi yaptılar, doğru yaptılar, dik duruşa destek çıktılar.

Destek haberleri arasında Meral Akşener’in bir açıklaması çok öne çıkmadı.
Dedi ki Akşener:

“Beni asıl vuran, kanal yöneticilerinin tepkisizliği oldu. Kanal sahipleri, Hasan Kalyoncu’nun çocukları. Rahmetli Hasan Kalyoncu, beni kızı gibi görürdü. Ne yapacaklar diye bekledim, ‘çıt’ yok. Sonra o kanalı yöneten Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’tı ve milletvekili adayı oldu. Arkasından onun ağabeyi Serhat Albayrak yönetici oldu. Hepsi alçakça, şerefsizce iftiraya zımnen onay verdiler. Beni asıl vuran budur. O iki müptezel, küstah şahıs, program yapmaya devam ediyor ve hiç kimseden ses çıkmıyor.”

Dün kendi internet sitelerinde, ekranlarında hâlâ “Latif Erdoğan için yürütülen algı operasyonu” diye haber yapıyorlardı. Bu haberleri okurken aklıma geldi.

Herkesin gözü önünde A Haber’in de bulunduğu medya grubu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteğiyle kurulan havuz tarafından satın alınmıştı. Akşener’in de söylediği gibi Erdoğan’ın damadı kısa bir süre önceye kadar o grupta yöneticiydi. Şimdi de kardeşi aynı yerde etkin. Yani Erdoğan Ailesi havuzun tam göbeğinde. Şimdi Akşener’i arayıp “size ayıp edildi” diyen Erdoğan’ın neden A Haber’i aramadığı ya da bu iftirayı atanlarla ilgili bir şey söylemediğini düşünüyor insan.

Bırakın iftirayı, sıradan bir haber için Alo Fatih’leri arayanaratan, medya patronu ağlatan, baktı durmuyor, vergi cezası yollatan, meydanlarda gazeteci yuhalatan, işten kovduran... İftiracılar için ne meydanda bağırıyor ne kanal yöneticilerine tek bir cümle ediyor.

Yazıyı bitirirken kasetleri seçimlere endeksli kullanan iktidar medyasının da “bizimle hiç alakası yok” diyen ama kimseleri ikna edemeyen cemaatçilerin de “günahının” büyük olduğunu belirtelim.

Görmez’in suskunluğu

Bu arada Star yazarı Nuh Albayrak; cemaat bağlantılı istihbaratçı polislerin makamında Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e “bazı İslami şahsiyetlerle ilgili” uygunsuz hayat bilgisi verdiğini yazdı. Hatta laptop’tan bu uygunsuzlukları göstermek isteyip reddedildiklerini de. Görmez ile istihbaratçı polis arasında yaşananlar iddiaya göre şöyle cereyan etmiş:

Elemanın pes etmeye niyeti yoktur. Yanında getirdiği laptopu açar ve “Bunları gördükten sonra karar verin isterseniz” der ama Görmez Hoca hemen “Burası Diyanet makamı, burada böyle ahlaksız şeyler seyredilmez. Görüşme bitmiştir” diyerek buna engel olur.

Yazıyı okurken şu geldi aklıma. Her cümlelerine din ile başlayanların laptop’larında başkalarının özel hayatına dair görüntü taşıdığı iddiasına mı yanarsınız? Yazıya göre Diyanet İşleri Başkanı’nın içeriğin dehşetine değil de makama atıfta bulunarak “makamda ahlaksız şeyler seyredilmez” demesine mi? Cemaat bağlantılılar bu doğru değil diyor ancak Görmez hala konuşmadı. Ama “görmemezlikten” gelmesin. Bir şey söylesin. Susarak son bulmuyor iddialar.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

91 kere maşallah 22 Mayıs 2016
Bozdağ hak etti! 15 Mayıs 2016

Günün Köşe Yazıları