İsrail İzlenimleri

19 Mart 2013 Salı

İsrail’e üç gün süren seyahatte ilginç gözlemler yaptık. Genelde İsrailliler Türkiye’nin Gazze konusundaki tutumunu yanlış buluyorlar. Çünkü İsrail ile Gazze arasındaki anlaşma gereği tüm yardımların İsrail kontrolünde olması gerekiyor. “Yardımlara biz engel olmuyoruz. Direkt yardımlara izin veremeyiz” diyorlar.
Başbakan’ın one minute olayında “
Başbakanınızın Şimon Perez’e Türk geleneğindeki o saygıyı göstermesi ve görüşlerinde haklı olduğuna inansa bile o dili kullanmaması gerekirdi; çünkü iki ülkenin sarsılmaz dostluk ve ticari ilişkileri var” diyorlar.
İsrail’le ticari ilişkilere baktığımızda rakamlar şöyle:
İsrail’in toplam dış ticaret hacmi 2012 yılında 136 milyar dolardır. 2011 yılına göre yüzde 3 düşüş göstermiş. Bu nedenle Türkiye ile dış ticaret hacmi 2011 yılında 4 milyar dolar iken 2012’de 3.5 milyar dolara düşmüş olmasına rağmen Türkiye İsrail’in ithalat ve ihracatında 9. sıradadır.
Gezdiğimiz tüm alışveriş merkezlerinde, Kudüs’teki pazarlarda Türkiye ile olan dış ticaretin önemini görmek mümkün. İsrail’de Ülker ürünlerine her yerde rastlıyorsunuz. Tekstil de öyle. Ancak turizmde ciddi bir gerileme var. Bir iki sene öncesine kadar Türkiye’ye gelen İsrailli turist sayısı sezonda 2 milyon kişi iken bu sayı oldukça azalmış durumda. Oysa İsrailler Türkiye’ye gelmeye can atıyorlar.
Kudüs’te Mescid-i Aksa yakınlarında lokantasında yemek yediğimiz bir Kürt Yahudisinin yaptığı tespitler de ilginçti:
“Nerede Kürdistan’ın Diyarbakır’ında yediğimiz kebaplar? Bizimkisi idare eder.”
Kendisine, neden Kürdistan diyorsun, bir Kürt devleti kurulacağını mı söylüyorsun, dediğimizde bize verdiği cevap şu oldu:
“Ortadoğu’da petrol oldukça kıskançlıktan hiçbir Kürt birleşmez. Devlet falan da kuramazlar.”
Bütün dinlerin bir arada olduğu eski Kudüs’te Ağlama Duvarı’nda Yahudilerin dualarına kilise çanları ve ikindi ezanı karıştığı an neden insanların barış içinde yaşayamadığını ve birbirlerini yediklerini anlamakta zorluk çektiğinizi hissediyorsunuz. Bir tarafta Arap Müslümanlar namaz kılıyor, bir Yahudi din okulundan simsiyah giyisileri ile Yahudi çocuklar çıkıyor; öte yandan Hıristiyanların hac yaptıkları kilisede İsa Peygamber’in öldüğünde yıkandığı yere secde edip uzun süre yüz ve ellerini kaldırmayanları izliyorsunuz.
Peki, bu kutsal birlikteliğe rağmen savaşlar neden? Bütün bu iklim yalan mı? Yoksa mesele dinler arası çatışma mı?
Aslında halklar arasında sorun yok. Tüm sorun politikacılarda. Dünya uluslarını yöneten vasat liderlerde. Dini duyguları da istismar edenler, halkını dinlemeyenler, ulusları savaşa sürükleyenler egolarını yenemeyen hep bu liderler. Yazık insanlığa...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları