Koç Topluluğu Ekonomimizin Temel Taşıdır

30 Temmuz 2013 Salı

Geçenlerde baskın vergi incelemeleri nedeniyle gündeme oturan Koç Grubu, Türkiye ticaretinin ve ekonomisinin çimentosudur. Bu nedenle Koç Holding gibi şirketlerimizi kamuoyunda itibarsızlaştırıcı bir durum yaratmamalıyız.
Temelleri
Vehbi Koç tarafından 31.05.1926’da Ankara’da atılan Koç Topluluğu, Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise 273’üncü şirketidir.
İlk anonim şirket olan Koç Ticaret AŞ 1938 yılında kurulur ve on yıl sonra 1948’de ilk ampul fabrikası üretime geçer.
1960’lı yıllar yabancılarla ortaklığın başladığı yıllardır. Türkiye’de ilk otomobil, traktör, buzdolabı, çamaşır makinesi, tüplü LPG ve birçok yeni ürün Koç tarafından üretilmeye başlanır.
1963’te Koç Holding AŞ kurulur. Vehbi Koç ilk yönetim kurulu başkanı olur.
Aygaz ve holdingin bir kısım hisseleri ilk defa topluluk çalışanlarına satılır. 1970’te kurulan Kav’ın hisseleri de halka arz edilir.
1970’ler ihracatın başladığı yıllardır.
1984’te
Rahmi Koç babasından başkanlığı devralınca ikinci nesil dönemi başlar.
1987’de Vehbi Koç
“Dünyada Yılın İşadamı” seçilir.
1990’lı yıllarda Koç bankacılık sektöründe faaliyet göstermeye başlar. İlk adım Koçbank’tır.
25.02.1996’da Türkiye ticaretinin ulu
çınarı Vehbi Koç yaşama veda eder.
2001’de Unicredito İtaliano ortaklığı ile Koç Finansal Hizmetler şirketi kurulur.
4 Nisan 2003’te
Mustafa Koç bayrağı babası Rahmi Koç’tan devralır ve artık üçüncü nesil yönetimdedir.
Enerji, otomotiv, finans, dayanaklı tüketim, inşaat, turizm ve birçok diğer alanda faaliyet gösteren Koç’un borsadaki değeri 40-50 milyar lira mertebelerindedir. Borsa endeksindeki payı yüzde 14-15 civarındadır.

\n

Koç’un gelişmesi haksız bir yorumla töhmet altında bırakılmamalıdır

\n

Sabah yazarı Rasim Ozan Kütahyalı’ya göre Koç Topluluğu, Vehbi Koç’un 95 yılda sağladığı servetin katlarına son 10.5 yılda yani AKP döneminde ulaşmıştır. Bu yorum, ticaretin kurallarına, küresel ekonomi gerçeklerine ve konjonktür değişimlerine ters bir durumdur. Dünya ekonomisinin genişlemesi 1980’lerde başlamıştır. Teknolojik gelişmeler 1990’lı yıllarda ivme kazanmış ve 2000’li yıllar küresel likiditenin aşırı genişlediği ve küresel sermayenin günde trilyon dolarlar olarak gezindiği yıllardır. Bu nedenle şirketlerin, hele uluslararası şirketlerin geçmişteki serveti ile son yıllarda ulaştığı serveti basit bir rakam karşılaştırması ile yorumlamak ve bir sonuca gitmek yanlıştır.
Öte yandan Koç Topluluğu’nun üçüncü nesli çok iyi eğitim görmüş, vizyon ve dünya ile entegre olmuş aile bireylerinden oluşmaktadır. Küresel gelişmeleri son derece iyi değerlendirebilmişlerdir.

\n

Birçok Koç şirketinde yabancı ortak vardır

\n

Arçelik’te Güney Koreli LG Elektronics, Ford Otosan’da Amerikalı Ford Motor Co, YKB’de İtalyan Unicredit Group, Koçtaş Yapı Marketleri’nde İngiliz B&Q, Türk Traktör’de İtalyan CNH, Tat’ta Japon Kogeme, Sumitamo, Tat Tohumculuk’ta bu Japon firmaların yanında Japon Kaneko Seeds, Tofaş Türk Otomobil Fabrikası’nda İtalyan Fiat Auto SPA, Opet’te Alman Fuchs Petrolub A.G, AES Entek’te (Enerji) AES ortaktır.
Bu kadar yabancı ortağın Koç’la ortak olması, Koç’un sağlam temelli bir şirket olması ve 2000’lerin başında önemli ölçüde genişleyen dünya ekonomisinin sonucudur.

\n

Siyasi kurumlar piyasaya müdahale etmemelidir.

\n

Eğer pazar ekonomisini benimsemiş isek, küresel ekonomi bize yön veriyorsa siyasi kurumlar serbest piyasaya kontrol ve disiplini sağlamak dışında inceleme-soruşturma-yargı silahı ile müdahale etmemelidir. Servet transferi için bu silahlar kullanılmamalıdır.
Siyasi kurumların kindar davranarak işletmeleri yıldırmaya kalkışmaları, had bildirmek dışında ekonomiye zara
r vermekten, ticaret ve siyasetin birbirine karşımasına sebep olmaktan öte bir fayda sağlamaz.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları