‘Kestaneci Dostum’

13 Ekim 2013 Pazar
Topaldı, bir gözü de
kördü galiba. Bakışı bu
yüzden biraz tuhaftı.
Babıâli’nin yokuşunda
kestanecilik yapardı.
Yokuşun orta yerine
geldiğimizde karşınıza
çıkar, biz istemesek de o
geçerken elimizi tutar, beş
liralık kızartılmış kestane
tutuştururdu.
Sait Faik bir öykü
yazmıştı; “Kestaneci
Dostum”. Hepimizin
aşinasıydı Mehmet Ali
Canefe... Sabahtan
akşama kadar köşesinde
kestanelerini pişirir, satar,
kimileriyle sohbetler
eder vakit geçirirdi. Ben
de yıllardır alışmıştım
ona. Babıâli yokuşunun
vazgeçilmezi sayılırdı.
Öteki köşedeki şerbetçiye
gelip gidenler onunla
biraz gevezelik etmeden
geçemezlerdi.
“Kestaneci Dostum”
Sait Faik’in başına iş
açmaz mı? Savcılık o
öyküde ne suçu bulmuş
anlamadım. Yazar
soruşturmaya çağrıldı.
Sait Faik gitti hesap verdi.
Korktu mu ne oldu, bir
de baktık Sait’in yeni
kitabı çıkmış; adı “Mahalle
Kahvesi”. Hani Kestaneci
Dostum olacaktı. Polis
korkusu, savcılık,
mahkeme, sorulara,
suçlamalara yanıt
aramak, vermek, sonra da
sinmek...
Sait
Faik’in
başına
gelen
bu ikinci
olaydır.
İlki daha
acayipti.
Sait’in
zaten iki
üç romanı
vardır.
Uzun uzun yazmaktan
hoşlanmayanlardandır.
O da benim gibi. “Medarı
Maişet Motoru” adlı bir
romanı vardı. Yedigün
dergisinde tefrika olarak
çıkmıştı. Sonra kitap
oldu. Yazar “Medarı
Maişet Motoru”nu bir de
baktık “Birtakım İnsanlar”
yapmış.
Demokrasi yıllardır var.
Bu düzene uygun yasalar
da az çok var. Kitapların
kapaklarındaki adlara
bakıp, zorla suç arayanlar
ve bulduklarını sananlar
az değildir. Sait de bunu
bilerek iki kez kitaplarının
adını değiştirdi. Edebiyat
kitaplarında hem Medarı
Maişet romanının adı
geçer, hem de Kestaneci
Dostum’un adı...
Siyaset bugün de
edebiyata karışmıyor mu?
Öyle olmasa pek çok
yazar, gazeteci neden
yıllardır cezaevlerinde acı
çekiyor. O eski günlerde
de edebiyata musallat
olan sinsi düşmanlar
vardı. Elbet günümüzde
de.
Ama “Medarı Maişet”
de “Kestaneci Dostum”
da benim kitaplığımın ön
yerlerinde. Ben bilerek
yazdım bu adları kitapların
üstüne. İsterdim ki Sait
Faik sevenler kitaplarını da
onun istediği koşullarda
okusun, sevsin.


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014
Seçimlere Doğru 18 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları