Ertuğrul Günay'a'Teşekkür'

27 Ocak 2013 Pazar

Koruma Kurulu üyelerine “görevden alındınız” bildirimlerinin “konu hanesi”ne “teşekkür” yazılır. Yasal süreleri dolmayan üyeler, adlarına gelen yazıda “teşekkür”ü gördüklerinde arkadaşlarıyla vedalaşırlar. Kültür Bakanlığı’nın bu “kibar”lık gösterisinin bir örneği, görevden alınan bakanlara “Başbakan yazıları”nda da var mıdır; bilemiyorum…
“Velev ki” olsa bile, tek bir sözcükle yetinilmeyip, Bakan’ın hem yararlı hizmetlerinden, hem de “görevden alınma gerekçeleri”nden söz etmek gerekmez mi?
Üstelik şu yeni anayasada bile
“açıklık”tan dem vurulurken...

\n

‘Kültür’ün bakanı

\n

Düşünüyorum da, böylesi bir uygarlığa erişebilseydik, örneğin Ertuğrul Günay’ın Kültür ve Turizm Bakanlığı için neler söylenmeliydi? Turizmden anlamam ama kültürde aklıma şunlar geliyor:
Bana göre ilk teşekkür, kültür değerlerimize gösterdiği duyarlılık olmalıydı. Hele egemen siyasetin bu duyarlılıktan yoksun girişimlerini de engelleme çabalarını anımsarsak...
Bir yandan kültür ve çevre zenginliğimizi göz ardı eden
“pazarlama yasaları”nı, KHK’leri ya da artık çuvallaşan “Torba Yasa”ları, -belli ki- “Başbakan’ın isteği”yle imzalamak zorunda kalmak; bir yandan da aynı zenginliklerin aynı yağma yasalarına karşı korunmalarını da üstlenmek, kolay olmasa gerek...
Dahası, doğrudan Başbakan’ın öngördüğü kültür yoksunu projeleri ya da uygulamaları bile kimi zaman
“ima” yoluyla, kimi zaman açıkça eleştirmek, bugüne dek hangi bakanda görüldü?
Örneğin
Kars’taki “İnsanlık Anıtı” için “ucube” benzetmesini “Bunu heykel için söylemedi” diyerek “onarma” çabası; Çamlıca’daki “devasa cami” isteğini “küçük, yüzük taşı gibi sevimli bir cami” önerisiyle uygarlaştırma gayreti; Taksim’i alışveriş meydanına çevirecek eski Topçu Kışlası’nın yeniden yapımını eleştirmesi.. gibi örnekler, hiç kuşkusuz “teşekkür” konuları arasında yer alıyor.
Benzer şekilde yurtdışına kaçırılmış antik eserlerimizin geri kazanılmasında olumlu sonuçlar alınan girişimler; arkeolojik kazılara daha fazla destek ve özellikle yabancılar yerine
Türk arkeologların görev üstlenmelerinin özendirilmesi gibi çalışmalara da teşekkür etmek bir vefa borcu değil midir?
Ne var ki
Allianoi ya da Hasankeyf gibi “hükümetin gözden çıkardığı” tarihsel merkezlere karşı “ödün verici” yaklaşımlar; opera, bale ve tiyatro sanatçılarımızın haklarına kayıtsızlık gibi eleştiri konusu tutumları ise belli ki iktidarın genel tercihlerinden kaynaklanıyordu.
Günay, siyasal geçmişiyle şimdiki partisinin çelişen anlayışı arasında “dengeli uzlaşma”yı yeğlemenin simgesi oldu. Buna “teşekkür mü etmeli; yoksa sorgulamalı mı”nın yanıtını, siyasi yazarlarımıza bırakıyorum. Benim görüşüm egemen siyasetin tersine tutumlarına rağmen başarılı bir Kültür Bakanlığı yapmış olmasıdır.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları