Belli ki iş bize düşecek

18 Şubat 2023 Cumartesi

Üzerinden bu sabah itibarıyla 12 gün geçmiş olacak. Ama hâlâ ne yaptığı kusuru kabul eden bir görevli ne de kusurlu olanı ortaya çıkaran veya o amaçla hareket eden bir yetkili görüyoruz...

Oysa hepimiz biliyoruz ki şimdilik 35 bin kadar canımıza patladığı bildirilen büyük felaketin çok sorumlusu var. İsterseniz baştan başlayalım:

Türkiye 4 senedir tek adam tarafından yönetiliyor. O kadar ki binlerce insanın öldüğü büyük bir felaketi yaşayan 10 ilimizde hiç vali var mıydı fark edemedik. Hiçbir kamu kurumu yasalarla verilmiş görevini yapabildi mi anlayamadık.

İsterseniz sayalım. Ülkemizin nasıl yönetildiğini de bir kere daha gözden geçirmiş oluruz:

Önce imar affı rezaletinden başlayalım:

İlk imar affı, gecekondulara yasallık kazandırmak amacıyla 1948 yılında çıkarılmış. O günden bu tarihe kadar hemen her iktidar, bu yola başvurmuş. Ama en vahimini yine Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) yapmış. İzzet Baysal Üniversitesi öğretim üyesi Binali Tercan’a göre AKP döneminde 7 imar affı çıkarılmış. Yasalara yönetmeliklere ve şehir planlarına uymadığı bilindiği halde binlerce kaçak binaya “yasal” olma hakkı verilmiş. Oysa nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan şimdi çoğu birer harabe olan 10 ilin çoğunda bu afları halka “müjde” diyerek anlatıyordu. 

Dahası, devlet adeta bir afette insanlarımız bolca ölsün istermiş gibi hareket ederken hiç değilse kendilerini nasıl kurtarabilecekleri yolunda bilinçlendirmek için bir kuruş harcamadı. 

Bitmedi... Deprem bölgesinde bize yardım için gelen yabancı ekiplere kolaylık değil, zorluk çıkardık. Göçüklere iş makineleriyle girince yıkıntı altındaki canlıları da kaybedeceğimizi yetkililerimiz anlamadı. Onlar da yardımı tamamlamadan memleketlerine döndüler. Kısaca neyi acele yapacaksak geç kaldık. Neyi yavaş yavaş yapmamız gerekiyorsa acele ettik. Örneğin kanıt tespiti için önemli olan göçükleri kaldırıp kanıtları bile yok ettik.

Nitekim askeri devreye sokmak için üç gün bekledik. Güvenlik güçlerini bile zamanında hizmete sokamadık.

GSM operatörleri günlerce uyudu. İnsanlar iletişim kuramadı.

AFAD’ı yönetenler yardım yapanları engellemeyi görev saydılar. Gelen yardım malzemesini depolara doldurup beklettiler.

En kötüsü hükümet, depremde bir de felakete uğrayanların göçük altından hiç değilse tweet atarak yardım istemelerine 10 saat süreyle engel oldu. Meşhur iş insanı ve Twitter’ın sahibi Elon Musk, deprem bölgesinde iletişimi sağlayabilmek için “Starlink Broadband Gear” önerdi ama hükümetimiz onu da reddetti.

Tarikat yurtlarındakilere dokunulmazken Kredi ve Yurtlar Kurumu’nda kalan öğrenciler, “Depremzedeler kalacak” diye memleketlerine gönderildi.

Oysa şimdi, tanınmış Profesör Naci Görür “Üç yıl önce bu depremin geleceğini bildirdik. Sesimizi kimseye duyuramadık” diye feryat ediyor. Hem o hem de konusunda dünyada önde gelen bir bilimadamı olduğu ifade edilen Profesör Celal Şengör, her şeyden önce bir “Afetler ve deprem bakanlığı kurulmalı” diye ilgilileri uyarıyor ama hâlâ olumlu bir yanıt duyulmuyor.

Tüm bunlara çözüm bulmak, belli ki zamanı gelince milletimize düşüyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları