Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Durumun resmi
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan dün, her zamankinden çok haber ve yorumla gazetelerimizi doldurmuştu. Bu defaki sebep, iki gece önce TRT’de yayımlanan mülakatı... En çok üzerinde durulan da yıllardır inatla sürdürdüğü “Faiz sebep, enflasyon neticedir” sözleriyle savunduğu “Benim alanım ekonomi! Neticesi ortada!” iddiası.
Bu, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne alınmayacağını anlayınca, “Onların Kopenhag kriteri gibi kriterleri varsa, bizim de Ankara kriterlerimiz var. Onların Avrupa Birliği’nde uyguladıklarını biz de Ankara kriterlerimizle Türkiye’de uygularız” diyen Erdoğan’dır.
Ne yazık ki Ankara kriterlerinin gerçek yüzü çok geçmeden ortaya çıktı ve Türkiye, bir Avrupa Birliği ülkesi olacakken tam bir Ortadoğu sultanlığına dönüştü.
Nitekim dünkü gazetelerden birinde “Dünya demokrasi liginde 2022 yılında 167 ülke arasında 103’üncü sırada” olduğumuz yazılıydı.
Araştırmayı, merkezi İngiltere’de olan Economist Intelligence Unit (EIU) yapmış. En fazla 10 puan verilen değerlendirmeye göre Norveç 9.81 puanla listenin başındaymış. Siyasi rejimler dörde bölünmüş. En iyiler “tam demokrasi” ile yönetilenler, ikinciler “kusurlu demokrasi”, üçüncü kategori “melez” (hibrit) rejim, dördüncüsü ise “otoriter rejim” diye nitelendirilmiş. Türkiye “kusurlu demokrasi” bile sayılmamış. “Melez” ülkeler arasında yer almış. Puanımız 2012’de 5.76 iken 2022’de 4.35’e inmiş. Listenin en altında neyse ki 0.32 puanlı Afganistan var. Ona da şükretsek mi dersiniz.
Bağımsız bir araştırma grubu resmimizi böyle çizerken Erdoğan AKP’nin “son 20 yılda (...) aşk ile yürüyerek ülkemizi hedeflerine taşıdıklarını, milletimizi hayallerine kavuşturduklarını” savundu durdu. Ayrıca “Ekonomiyi büyüterek refahı tabana yaymak suretiyle ülkemizi bütün fertleriyle birlikte zenginleştirdiklerini” ilan etti. Oysa her gün TV ekranlarında “pahalılıktan” ve “geçinememekten” şikâyet edenlerin feryatlarından geçilmiyor.
Türkiye’yi “demokratik” rejimden “melez” rejime sürükleyen, iletişim (basın) özgürlüğünü mahveden Erdoğan değil mi?
Türk ulusu Erdoğan’dan “ırzına geçilmiş bir hukuk” ortamı, mahvolmuş bir “yargı sistemi”, ayyuka çıkmış bir “soygun düzeni” mi istiyordu da “20 yılda hedefimize ulaştığımızı” söylüyor.
Gerçek şu ki Erdoğan Türkiye’yi kendi kişiliğine uygun şekilde yönetiyor. Ya da yönettiğini zannediyor. O yüzden belediye başkanlığı dönemindeki başarılı TOKİ uygulamalarının dışına çıkamıyor. O yıllarda TOKİ, gecekondu sahiplerini eve kavuşturan yeni bir modeldi. Ama artık o dönem geride kaldı. TOKİ de amacından sapıp kendisine umut bağlayanları hayal kırıklığına sürükleyen bir yapıya dönüştü.
Erdoğan Cumhuriyetin ilk yüzyılında yapılanları yıkarak ve çökmüş Osmanlı İmparatorluğu üzerine boş hayaller kurarak tarihte kendine parlak bir yer sağlamayı hayal ediyordu. Merhum Süleyman Demirel’in ifadesiyle “Cumhuriyet çok sağlam temeller üzerine inşa edildiği için” son yirmi senede ancak bu kadar tahrip edebildi.
Neyse ki önümüzde Millet İttifakı’nın açtığı bir ufuk var. İnşallah onlar bu ufku ve ümidi yıkmazlar da aydınlığa kavuşuruz.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
En Çok Okunan Haberler
- Kepez Belediyesi'nde yeni başkan belli oldu
- Şu pişkinliğe bakar mısınız!
- AKP'li isimden istifa çağrısı!
- Öğrenilmesi en zor dili açıkladı
- Milletvekili sayısı artacak
- 'Kapıdan içeri sokmayın'
- Soylu geri mi dönüyor?
- Okyanus kadar derin 4 burç
- Eski çağ heykellerindeki penisler neden bu kadar küçük?
- Taksim bombacısı için karar çıktı