Olaylar Ve Görüşler

Âşık Veysel’in ulus ve vatan sevgisi - Güven DİNÇER

15 Aralık 2023 Cuma

Büyük halk ozanı ve Anadolu’nun sesi Âşık Veysel’i elli yıl önce kaybettik. Ülkemizin kültür ve sanat çevreleri, engin bir vefa duygusuyla Âşık Veysel’in ülkeye ve halk şiirine olan büyük katkılarını anmak için bu yılı “Âşık Veysel yılı” olarak ilan ettiler.

Cumhuriyetin yüzüncü yılında Âşık Veysel’i anmak bir kültür ve sanat insanını anmanın ötesinde bir anlam ifade ediyor. Zira bu büyük insan, sözü ve sazıyla içinden çıktığı halkın vatan ve millet sevgisinin bayrağı olmuştur.

KANUN TEKLİFİ

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce 1965 yılında çıkarılan 690 sayılı kanunla büyük ozanımız Âşık Veysel’e “Ana dilimize ve milli birliğimize yaptığı hizmetler nedeniyle” vatani hizmet tertibinden aylık bağlanmıştır.

690 sayılı kanunun teklifinin TBMM’ye sunulan gerekçesinde şöyle deniliyor: “Edirne Senatörü Tahsin Bonguoğlu ile 63 Senatör ve Milletvekilinin Kanun Teklifinin Gerekçesi:

Âşık Veysel 1894 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde doğmuştur. Sekiz yaşında çiçek hastalığından iki gözünü birden kaybetmiştir. Küçük yaşta saz çalmaya başlamış ve halk şairlerinin bu bölgede gelenek halinde yaşayan şiirlerini öğrenmiştir. Bu ana kaynaktan ilham alarak yine çocuk yaşında şiirler söyleyen Veysel, yaratılıştan bir şair olduğunu göstermiştir.

Veysel’in gençlik şiirleri çok içli ve renkli bir lirizmle doludur. Onun dış dünyaya kapalı gözleri, Türk ulusunun iç âlemine açılmıştır. Diyebiliriz ki hiçbir açık gözle gören şehir şairi, Türkiye’yi dağıyla, taşıyla, kurduyla, kuşuyla, insanıyla, tabiatıyla, onun kadar açık seçik bir güzellikte görememiştir, gösterememiştir.

HALK ŞAİRİ

Şiirleri tanındıkça Veysel’in şöhreti köyünden ve bölgesinden dışarı taşarak bütün Türkiye’ye yayılmıştır. Kendisi de körlüğünden gelen güçlüklere göğüs gererek çok sevdiği memleketini gezip dolaşmaya başlamıştır. Köy kahvelerinde, panayırlarda, daha sonra Halkevlerinde, salonlarda, radyolarda, halk şairleri geleneğine uygun olarak saz çalıp şiirlerini söylemiştir. 

Şair yaşlandıkça, şiirlerinde halk, millet, memleket konularına yaklaşmıştır. Onda, vatan ve insan sevgisinin en güzel ifadelerine rastlarız. Veysel ileriyi, aydınlığı, Atatürk Devrimlerini savunmuş ve bazı şiirleriyle milli birliği sağlamak için en müspet, en tesirli telkinlerde bulunmuştur.

Âşık Veysel’in dili hiçbir zorlamaya başvurmadan konuşulan arı ve duru halk dilidir. Bu sebeple o, geniş halk toplulukları tarafından tanınan ve sevilen ulu bir şair olmuştur. Yunus Emre’den, Köroğlu’ndan, Karacaoğlan’dan bu yana halk edebiyatımızın seçkin bir temsilcisidir. Edebiyat tarihimiz onu 20’nci yüzyılın en büyük halk şairi olarak kaydedecektir.

Âşık Veysel artık yaşlanmış bir adamdır. Ona yaşadığı sürece vatan hizmeti tertibinden bir aylık bağlanması Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kadirbirliği eseri ve Türk milletinin bir şükran nişanesi olacaktır.”

TBMM’ye Âşık Veysel’le ilgili olarak verilen kanun teklifi ve gerekçesi iki açıdan önemli ve ilginçtir.

1. Kanun teklifi gerekçesinde; Âşık Veysel’in insan ve doğa sevgisi yanında ulus ve ülke sevgisi vurgulanmış ve öncelikle belirtilmiştir.

2. Kanun teklifi yurdumuzun dört bir yanını temsil eden 64 milletvekili ve senatörce imzalanarak TBMM’ye sunulmuştur. Bütün ülkeyi ilgilendiren kanunlarda, ülkenin dört bir yanını temsil eden TBMM üyelerinin ortak imzasıyla kanun teklifi hazırlanması bir parlamento geleneğimizdir. Nitekim, Ankara’nın başkent oluşu hakkındaki kanun teklifi, 1923 yılında benzer bir yöntemle TBMM’ye önerilmiştir.

Aydınlarımız, bu büyük insanı ve ozanı yakından tanımalıdır.

Kültür Bakanlığı’nca Âşık Veysel’in şiirleri dinlenerek bir kitap halinde kültür ve sanat dünyamıza sunulmalıdır.

GÜVEN DİNÇER

EMEKLİ ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANVEKİLİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları