Olaylar Ve Görüşler

Büyük felaket: Kahramanmaraş depremi - Prof. Dr. Kaya ÖZGEN

14 Şubat 2023 Salı

Depremin yaşandığı tüm kentlerde zemin yapısının da bu tür yerleşmeler için yeterli olmadığı anlaşılmakta. Dahası böylesi bölgelerde 15 katı aşan binaların yapılmış olmasının yaşanan felaketi daha da artırdığı kabul edilmeli.

6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde saat 04.17’de 7.7 büyüklüğünde, 13.24’te de Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğünde depremler yaşandı. Yaşanan depremlerin benzeri yok; gerçekten 30 km uzaklıktaki iki merkezde 9 saat arayla oluşan deprem örneği yok; yıkımlar da o nispette ağır, öyle ki bazı yerleşim birimlerinin adeta haritadan silindiği devasa bir afetle karşı karşıyayız; güzelim kentlerimiz yerle bir oldu... Bölgelerdeki can kayıpları on binleri aşıyor ve bu artışın enkazların kaldırılmasıyla daha da artacağı bir gerçek.

Deprem sonrası ortaya çıkan kaotik ortam ve yollardaki bozulmalar nedeniyle bölgelere müdahalede geç kalındığı bilinmektedir. Bu bağlamda sorunun büyüklüğü nedeniyle organizasyonda da sıkıntılar yaşanmış, halen de devam etmektedir.

YERLEŞİME UYGUN DEĞİL

Çöken binaların enkazlarının un ufak olması düşündürücüdür; öyle ki çoğu betonarme binaların enkaz yığınlarında kolon-kiriş parçaları yoktur; donatılar sıyrılmış, açığa çıkmıştır. Bu kullanılan malzemenin yetersiz olduğunu göstermektedir.

Depremin yaşandığı tüm kentlerde zemin yapısının da bu tür yerleşmeler için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Dahası böylesi bölgelerde 15 katı aşan binaların yapılmış olmasının yaşanan felaketi daha da artırdığı kabul edilmelidir.

Ülkemizde tutarlı denebilecek ilk deprem yönetmeliği 1969’da çıkarılmış, yaşanan depremler ve gelişen bilgilerin ışığında 1975, 1998, 2007 ve 2018 yıllarında güvenlik artırıcı yönde geliştirilmiştir. Bu kapsamda 1998 öncesi yapılan binaların, genel olarak, sorunlu olduğu bilinmektedir. Buna karşın deprem bölgelerinde yeni binaların bile göçmesi düşündürücüdür. Nedenleri araştırılmalı, değerlendirilmelidir:

- Zemin yapısı uygun olmayabilir. Bunun başta gelen sakıncası sıvılaşmaya dayalı olarak göçmelere neden olmasıdır.

- Proje hatası olabilir. Bu bağlamda özellikle giriş katları işyeri vb. amaçlı yüksek ve ara bölmesiz yapılan “yumuşak kat”ların önemli bir göçme nedeni olduğu bilinmektedir.

- Malzeme kalitesi yetersizdir. Özellikle eski binalarda, hazır beton kullanılmaması da sorunlar yaratmaktadır.

- Zemindeki sorunlar nedeniyle binalarda bodrum kat/katlar yapılmamış olmasının da göçme ve devrilmelere yol açtığı anlaşılmaktadır. Gerçekten zemine gömülü bodrum katların, yapısal sistemin deprem dayanımını önemli ölçüde artırdığı bilinmektedir.

ZEMİN ÖZELLİKLERİ İNCELENMELİ

Ülke büyük bir felaket yaşamıştır. Bu bağlamda konu kader diye geçiştirilemez; mevcut durumun değerlendirilerek dersler çıkarılması gerekmektedir. Bu doğrultuda hem yaşanan sorunların kökenine inmek hem de yeni yapılaşmalara yön vermek amacıyla 

- Yöredeki zeminlerin özellikleri incelenmelidir,

- Binaların yapımına ilişkin betonarme projeleri bulunmalı ve değerlendirilmelidir,

- Göçen bina sayısı çok olduğundan, örnekleme yöntemiyle de olsa, mevcut enkazlardaki betonlardan karotlar alınarak tasnif edilmeli ve dayanımları laboratuvarlarda test edilmelidir.

Böylece ortaya çıkması kaçınılmaz görünen kusur ve yetersizliklerin sorumlularının sorgulanması gereği açıktır. Şimdi yaşanan aksaklıklar giderilerek deprem bölgesindeki olumsuzlukların en aza indirilmesi gerekiyor. Bunun da kapsamlı bir organizasyonu gerektirdiği kabul edilmelidir.

PROF. DR. KAYA ÖZGEN

YÜKSEK İNŞAAT MÜHENDİSİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları