Olaylar Ve Görüşler

Buzlar çözülürken - Ferruh TUNÇ

15 Ocak 2024 Pazartesi

AKP’nin ilk iktidara gelişinden bu yana, her seçimde, ulusal güvenlik ve jeopolitikle ilgili çözüme kavuşturulamamış ya da çözülmüşse bile yeniden sorun haline getirilmiş kimi konuların normal demokratik seçim dönemleri siyasi paradigmalarını bastıracak düzeyde güncelleş(tiril)mesine tanık olmaktayız. Bu sorunların önemli bir kısmının, siyasal iktidar tarafından yolu açılmış ya da onun tarafından yaratılmış olması bu durumu değiştirmiyor. 

Böyle bir ortam, merkezdeki seçmen çoğunluğunu, iktidardaki AKP ile muhalefetteki CHP arasında, gönülsüz bile olsa bir “sandık başı” tercihine zorluyor. Merkez seçmeni olmanın doğasından gelen düzeni koruma güdüsünün de etkisiyle durumdan, sürekli olarak iktidar partisi kazançlı çıkıyor.

İKİLİ STATÜKO 

Buna, ikili bir siyasal statüko diyebiliriz. “Ülkenin bekası” ile ilgili dayatılan bu güvenlikçi ikilemle yüz yüze kalan merkez seçmen, sandık başı tercihlerinde bir tarafta katılaşmak zorunda kalırken söz konusu partiler de “mecburen” verilen bu “garanti” oylar yüzünden, kendilerini gözden geçirmeye karşı büyük ölçüde şerbetlenmiş, dinamizmlerini büyük yitirmiş oluyorlar. 

Merkezi yönetimde AKP’nin hep iktidar, CHP’nin de hep ana muhalefet olduğu; yerel düzeyde ise çoğunluğunda AKP’nin, geri kalanında da CHP’nin iktidar olduğu; ama her durumda bu iki partinin siyasal, bürokratik, ekonomik elitlerinin ve yakın destekçilerinin oldukça cömert bir biçimde ödüllendirildikleri bir statükodur bu. 

ÇÖZÜLMENİN KAÇINILMAZLIĞI 

Partiler ve seçmen ilişkilerinin “mecburiyet lokantası” metaforuna her zamankinden daha yakın olduğu böyle bir durumun sürdürülebilir olmadığı kesindir. Yaklaşan yerel seçimlerde, bu kısır “ikili statüko”nun sona ereceğinin işaretlerinin ortaya çıkması sürpriz sayılmamalıdır. Çeyrek yüzyıla yakın süredir birinin iktidarda ötekinin ana muhalefette gösterdiği başarısızlıklar ve tutarsızlıkların bu partilere verilen “kerhen” (gönülsüz) oyların “kalben” verilen oyları aşmasına yol açtığını görmemek olanaksızdır. 

BELEDİYE MECLİSİ İÇİN VERİLEN OYLARIN ÖNEMİ

Söz gelimi, eğer oy kullanmayı manipüle edecek iç ve/veya dış kaynaklı büyük provokasyonlar yinelenmez ise yaklaşan yerel seçimlerde seçmenin belediye başkanlıkları için kullanacakları “katı” oylarıyla değilse bile, belediye meclisi için kullanacakları “esnek” oylarıyla bu demokratik tıkanmanın önüne geçecek gedikler açma olasılığı vardır.

Siyasal program farklılıkları ne olursa olsun, ikili statükonun dışında kalan farklı siyasal partilerin, görece etkin oldukları mahallerde bulacakları uygun çözümlerle belediye meclislerine mümkün olduğu kadar çok sayıda temsilci ile girebilmeleri ve bu sayede belediye yönetimlerinde izleyen, denetleyen ve hesap sorabilen konumlara gelebilmeleri, bunlardan her birinin her türlü tekil makro siyasal savlarından daha büyük önem taşımaktadır. Yeter ki bu partilerin vizyonları, statükonun iki yakasından birinin “tamamlayıcı parçası”nı oluşturmak ya da toplumsal yaşamda herhangi bir değişim yaratma gücünden uzak, “salt politik” radikalizm ya da marjinalizmler olmasın. 

FERRUH TUNÇ

ŞAİR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları