Olaylar Ve Görüşler

Doç. Dr. Savaş Karabulut - Bütçede depremin payı

15 Mart 2024 Cuma

Deprem, bir doğal tehlike olup bunu “afet” veya “asrın felaketi” olarak tanımlayanlar, “her ne olursa olsun insanların üstesinden gelemeyeceği bir doğaüstü olay”mış gibi gösterme çabalarıyla, “asrın suçluları” olarak kendilerini siyasi/cezai sorumluluktan kurtarmayı amaçlamaktadırlar.

6 Şubat depremleri öncesinde kamu için genişletici maliye politikaları aracılığıyla deprem için kamu bütçesi ayrılsaydı (ki on binlerce insan öldükten sonra 2024 bütçesinden bir miktar bütçe ayrılmıştır) asrın felaketi veya afet tanımlamaları asla yapılamayacaktı. Bu nedenle deprem nedeniyle ölümlerin nedeninin depremin kendisi değil, o olay öncesinde ülkeyi yönetenlerin bütçe ayırmamasıdır. Bu nedenle ölümlerin nedeni politik ve ekonomiktir! Marmara depremi için yapılacak tanım şimdiden bellidir: “yüzyılın hatta bin yılın afeti”

KAMUCU POLİTİKA

Depremler nedeniyle bu sonuçların oluşmaması için ise merkezi planlı, kamucu bir politik ve ideolojik programın ülkeyi yönetenler tarafından bu olay olmadan önce uygulanması gerekmektedir. Yani, “kesenin ağzının” halkın güvenli barınma hakkı için açılması gerekmektedir. Bu da bütçeyi öneren cumhurbaşkanının ve yasalaştıran AKP-MHP iktidarının (çoğunluk) alacağı kararlara bağlıdır. 6 Şubat depremleri öncesinde kamucu bir bütçe deprem için ayrılsaydı, bu kadar canımız yaşamını yitirmeyecekti. Bu depremlerin olacağı da biz jeofizik mühendisleri tarafından hep haykırıldı.

Bu durum, bu doğal tehlikenin sonucu itibarıyla politik ve dolayısıyla cezai sorumluluğunun kamu bütçesinden pay ayırmayarak “asrın felaketi” tanımını yapanlarda olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Türkiye’nin deprem bekleyen dört bir yanı için merkezi iktidarın ve ortaklarının 2024 bütçesinden depreme ne kadar bütçe ayırdıklarını ve bu bütçenin yeterli olup olmadığı sorusunun da yanıtı, Marmara Bölgesi başta olmak üzere deprem bekleyen diğer bölgelerin “kaderine” terk edilip edilmediğinin temel göstergesi olacaktır. Benzer sonuçların yaşanmaması için “yeterli bütçenin” ayrılmaması durumu, istenmeyen sonuçların bir daha yaşanacağına ve “kader, fıtrat” gibi bilimle değil, dini ritüellerle ölüme teslim edilmiş yurttaşlara, ölümü kader diye sunanların yaşatacaklarına şimdiden altlık oluşturacaktır.

KİMLERİ KURTARACAK?

6 Şubat depremlerindeki ekonomik kayıp Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın 2023 Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporuna göre 103.6 milyar dolar yani yaklaşık 3.21 trilyon liradır. 2024 bütçesinden deprem için ayrıca tutar ise 1 trilyon 28 milyar TL’dir. Bu bütçenin tamamı da konutların yenilenmesi için doğrudan kullanılmayacaktır. 2024 yılı normal konut metrekare birim fiyatları yaklaşık 385 dolar yani 12.000 TL/m2 dir. Her biri 100 m2 olan 10 daireli (bağımsız bölümlü) 5 katlı bir apartmanın inşaat maliyeti ise 12 milyon TL dolayındadır. Yılsonunda bu tutarın, doların artış seyrine bağlı olarak 15 milyon 500 TL dolayında olacağı tahmin edilmektedir. Yani yine enflasyon, dışa bağımlılık, denk olmayan bütçe, yerli/ yabancı inşaat tekelleri ve dolar karşısında yüz binlerce insan kaybedecektir.

Tüm bu bütçenin 11 ilimizde yıkıma neden olan illerde ve sadece hanehalkına konut yapımı için kullanılsa bile, ancak 42 ila 57 bin arası binanın üretileceği sonucuna ulaşılmaktadır. Oysa deprem bölgesinde çöken, acil yıkılması gereken, ağır ve orta hasar almış yapı sayısı 315 bin yapı dolayındadır. Yani ildeki yapı stokunun yarısının yenilenmesi gerekmektedir. En iyi olasılıkla yenilenmesi gereken bu binaların her birinin 5 daireli olduğu düşünüldüğünde 1 milyon 750 bin bağımsız bölümün inşası gerekmektedir. Bu nedenle 2024 bütçesinden konut stoku için ayrılan bütçeyle (675 milyar TL) sadece bu konutların 1/3’ü ya da 1/4’ünün yenileneceği sonucu oluşmaktadır. Tabii deprem bekleyen diğer yerleşim alanları içinde bütçeyi unutmamak gerekiyor.

SANDIK GÖREVE ÇAĞRIYOR

Bu nedenle ülkeyi yönetenlere yöneltilecek ilk soru “2024 bütçesiyle ülkenin hangi bölgesi depreme hazırlıklı hale getirilecek” sorusudur. Bu arada İstanbul’da 1 trilyon dolar gibi büyük bir ekonomik kayıp beklendiğinden bahisle, İstanbul’da 650 bin konutu yapacaklarını bütçe ayırmadıkları halde savunanlara son sözü sandığa gidenlerin söyleyeceğini de unutmayalım. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları