Olaylar Ve Görüşler

Evrensel bağlamda Anadolu ezgileri - Canel Arsel

20 Şubat 2024 Salı

Almanya’da elinde bağlama ile türkü söyleyen Alman bir sokak müzisyeni düşünün... Ütopik geliyor değil mi? Oysa bizzat tanık olduğum bir durumdu... Yine Avrupa’da tamamen Avrupa menşeili müzik yapım ve dağıtım şirketleri düşünün. Âşık Veysel, Pir Sultan Abdal ya da otantik Anadolu ezgilerini albüm haline getirip piyasaya sürüyor. Bizim kendi coğrafyamızda daracık bir alana sıkıştırıp bıraktığımız Anadolu ezgilerimiz aslında evrensel değerde müzikal tınılara ve felsefi nitelikte sözlere sahiptir. Gelin görün ki bunun bir tek farkında olmayan da sanırım yine bizleriz...

Örneğin Yunan müziğine bakın, sayısız türkülerimizin oralarda Yunanca söylendiğine tanık olursunuz. “Üsküdar’a Gider İken Aldı da Bir Yağmur” şarkısını dünyaca ünlü BoneyM Grubu’ndan İngilizce dinlerken biraz da belki içinde bulunduğumuz kompleksin etkisiyle ruhumuz okşanıyordu. Bizim melodimize başka sözler yazıp kullanması bile sorgusuz bir şekilde kabulümüz olmuştu... Kadim Anadolu coğrafyası bu ezgileri tarihsel süreçte damıtıp günümüze ulaştırırken, hançeresinden kopup gelen acı, sevinç, özlem, ayrılık gibi insani duyguların tercümanı olurken, zaten evrensel boyutta bir anlama ulaşmamış mıydı?

İşte tam da bu sebepten, hangi ülkede, hangi dilde olursa olsun bu toprakların bilinen ya da bilinmeyen ozanlarının sözleri bir karşılık buluyor. Kuşkusuz, kendi kültürümüzün kıymetini bilmek, onunla övünmek yalnızca söylemlerle değil, somut tavırlarla, uygulamaya geçirilen ciddi projelerle olasıdır. Pekâlâ ne yapılabilir? Bunun için sayısız örnekler sunabiliriz fakat bu arada otantik ezgilerimize çağdaş yorum getirmeye çalışırken gözden kaçırmamamız gereken bir durum var.

Bizim makamlarımız ile Batı müziği makamları arasında “minör, majör, gam, diyez” gibi müzikal terimlerle tanımlayacağımız farklılıklar vardır. Bir türküyü alıp, özgün makamından çıkararak garip bir hale sokup, sözüm ona çağdaş ve evrensel nitelik kazandırmaya çalışmak aslında kendi ezgilerine saygı duymamanın da bir itirafı oluyor. Otantik bir Anadolu ezgisini neden kendi özgün makamıyla birebir yorumlamıyoruz da “ara” ve bazı “karar veya diyez” seslerle kendi gerçekliğinden koparıyoruz? Birilerine benzemeye çalışarak değil, birebir bu melodi, bu ezgi benim topraklarımın ezgisi, makamı da bu ve bunu böyle tanıyıp seveceksiniz deme özgüveninden neden yoksunuz? Çoksesliliğe evet ama çok gürültülülüğe değil.

CUMHURİYETİMİZİN DEĞERLERİ

Bir ulusa saygınlık kazandıran, onun ürettiği ve yarattığı bilimsel, teknolojik, felsefi, kültürel kavram ve olgulardır. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği o bilimsel ve teknolojik hedefe ne yazık ki dogmacı ve bilimden korkan zihniyetler yüzünden tam anlamıyla ulaşamadık fakat Cumhuriyet değerlerinin kazanımlarıyla ülkemiz hâlâ dünya platformunda saygınlığını koruyor. Dolayısıyla geleceğe karamsar bakmamak gerekiyor. Diğer taraftan sanatta ve bu toprakların ezgilerini dünya halklarına tanıtmada büyük zenginliğe sahipken bizim için gereken tek şey ne biliyor musunuz? Yalnızca özgüven.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları